Üyesi olduğumuz Avrupa Sendikalar Konfederasyonundan 30. yılımıza ilişkin mesaj.

Değerli Eş Genel Başkanlar, Değerli Dostlar,

Mücadele tarihinizdeki bu önemli anı birlikte kutlamak üzere beni de davet etmenizden ötürü Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) adına sizlere yürekten teşekkür ediyorum.

KESK 30 yaşında! Direnişle geçen 30 yıl! Cesaretle geçen 30 yıl! İşçilerin, emekçilerin haklarının yılmadan savunmakla geçen 30 yıl!

Geçmişten geleceğe emek, demokrasi, barış, laiklik ve özgür bir yaşam için mücadele temanız son derece yerinde. Bu mücadele hattı hem KESK’in geçmişten bu yana yaptıklarını hem de Türkiye’nin geleceği için temsil ettiği umudu yansıtıyor.

Yıl dönümleri mücadelede nereden geldiğimiz ve hangi yönde ilerlediğimiz üzerine düşünme imkanı veren anlardır. KESK Türkiye’de kamu alanında sendika yasası olmadan kurulmuştur. Böyle bir cesur başlangıç sizin ilkeli mücadelenizin ve kamudaki emekçilerin haklarını korumaya yönelik çalışmalarınızın temelini de oluşturmuştur. 1995’ten bu yana bu değerleri ve çizgiyi doğru biçimde temsil etmenin gururunu sonuna kadar hak ediyorsunuz.

Ancak, hepimiz sendikal mücadelenin sakince kendi mecrasında akan bir nehir gibi olmadığını çok iyi biliyoruz. İzlenen kemer sıkma politikaları ve özelleştirme politikaları ile yeterince bütçe ayrılmadığından kamu hizmetleri dünyanın her yerinde saldırı altında. Yıllardır devam eden bütçe kesintilerinin kamu hizmetlerinin temelini nasıl zayıflattığını, güvencesizliği arttırdığını, temel kamu hizmetlerinin niteliğini düşürdüğünü ve yoksulluğu derinleştirdiğini birçok Avrupa ülkesinde görüyoruz. Bu sorunlar tesadüf eseri yaşanmıyor. Bunlar siyasi tercihlerin sonucudur.

Tam da bu sebeple, KESK’in mücadele sloganı yaşadığımız sorunlara denk geliyor. İşçi, emekçi haklarını savunmak, demokrasiyi savunmak, barışı savunmak, laikliği savunmak ve özgür bir yaşamı savunmak sağlam temeller üzerine inşa edilen kamu hizmetlerini ve güçlü sendikaları talep etmeyi gerektirir.

Kamu hizmetleri demokratik ve adil bir toplumun bel kemiğidir. Kamu hizmetleri sağlık, eğitim, barınma, ulaşım ve kamusal yaşama katılım gibi temel hakları güvence altına alır. Bu kamu hizmetlerine yatırım ve bu hizmetlere sunanlara değer vermek sadece iyi bir politika değil aynı zamanda insan onuruna bağlılık demektir.

Fakat Türkiye’de bu değerlere sahip çıkmanın sıklıkla baskı, tehdit, görevden ihraç edilme, gözaltı ve hatta hapse konulma anlamına geldiğini biliyoruz. Böylesi uygulamalar herhangi bir demokraside kabul edilemez. ETUC olarak 2016’daki darbe girişimini kınamıştık. Aynı zamanda, devamında yaşanan yaygın ihraçlarla ilgili de derin kaygılarımızı ifade etmiştik. Neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen hala binlerce işçi, emekçi işlerine iade edilmedi. Hala görevine iade edilmeyen 1700’den fazla KESK üyesi bulunuyor. Adalet sağlanmalı.

Hükümetin önümüzdeki yılın bütçesini hazırladığı bugünlerde Avrupa’daki tüm üyelerimizin görüşünü yansıtan mesajımızı tekrar etmek isterim: Kamu hizmetleri bir yük değil haktır. Bu hizmetler için yeterince bütçe olmadığı iddiası hakikati gizlemeyi amaçlıyor. Burada talebimiz adil vergi sistemi, dayanışma ve bu kaynakların doğru biçimde kullanılması ile ilgili.

Bu vesileyle, KESK’in kadınların haklarını savunmak için yürüttüğü mücadelenin de öneminin farkında olduğumuzu belirtmek isterim. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesine dönmesine yönelik çabalarınız bilhassa kadına yönelik şiddetin keskin bir şekilde arttığı bu dönemde kritik öneme sahip. İstanbul Sözleşmesi gibi koruyucu bir çerçeveden çıkmak son derece sıkıntılı bir mesaj vermiştir. KESK’li kız kardeşlerim bu dönemde çıkardığınız ses kritik öneme sahip ve sesinizin duyulması, sözünüzün dinlenmesi gerekli.

Değerli Eş Başkanlar,

KESK uzun yıllardır ETUC ailesinin bir üyesi. Sizi ETUC’un üyesi olarak görmekten gurur ve büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlerin katkısı Avrupa’daki emek hareketinin tamamının güçlenmesine katkı sunuyor. Kuruluş yıl dönümüzde öne çıkardığınız ilkeler, sloganlar direncinizin yansıması. Geçmişten bu yana yürüttüğümüz mücadele bizi geleceğe taşıyacaktır. Bunun için sendikacılar olarak emek, demokrasi, barış, laiklik ve özgür bir yaşam için birlikte hareket ve mücadele etmemiz gerekiyor.

ETUC Avrupa’nın 41 ülkesindeki 45 milyon üyemiz adına 30. Yılınızı bir kez daha yürekten kutluyorum. Önümüzdeki on yıllardaki Türkiye’deki işçiler ve emekçiler için yürüttüğünüz dayanışma ve adalet mücadelenizde sizlere başarılar diliyorum.

Yıl dönümü kutlamalarınızın keyfini çıkarın!

Değerli kardeşlerim, kız kardeşlerim sizlere dayanışma duygularımı iletiyorum.

Esther Lynch

ETUC Genel Sekreteri