8 Aralık 2025
KESK’in 30.Kuruluş Yıldönümü Tüm Emekçilere Kutlu Olsun! Geçmişten Geleceğe Uzanan Emek, Demokrasi, Barış ve Laik Bir Yaşam Mücadelemizi Kararlılıkla Sürdüreceğiz!
KESK 30 yaşında! GEÇMİŞTEN GELECEĞE EMEK,DEMOKRASİ, BARIŞ,LAİKLİK VE ÖZGÜR YAŞAM MÜCADELESİNİN ONURLU TARİHİ 30 YAŞINDA !
30. yılımız bu ülkede:
Kapı kulu zihniyetini yıkıp kamu emekçisi kimliğini kazandıranlara,
Emeğin, demokrasinin, özgürlüğün Türkiye’sini kurma umudunu büyütenlere kutlu olsun!
KESK’in 30. Yaşı; sağlam hiçbir çarkı kalmayan bozuk düzene karşı ”Haklar yasalardan önce gelir. Hak verilmez; alınır; zafer sokakta kazanılır” diye haykıranlara kutlu olsun.
30. Kuruluş yıldönümümüz tüm emekçilere kutlu olsun!
Öncelikle emekleriyle, ödedikleri bedellerle bizlere her sayfasından onur duyduğumuz bir tarih bırakan, arkadaşlarımızı, emek, demokrasi ve barış mücadelesinde yaşamını yitirenleri minnetle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.
KESK’in tarihi elbette ki kuruluşundan bugüne geçen 30 yıldan ibaret değildir.
KESK’in tarihi: Anadolu’nun binlerce yıllık hak arama geleneğinin, adalet ve eşitlik arayışının, zulme, sömürüye karşı direnişinin bugüne uzanan örgütlü ifadesidir.
KESK’in tarihi: Bu ülkede yaşayan farklı kimliklere sahip tüm halkların, emekçilerin bu farklılıklarını zenginliğe çevirdiği, emek, özgürlük ve hak mücadelesinin tarihidir.
KESK’in tarihi: 12 Eylül faşist cunta darbesinin karanlığını yırtanların tarihidir.
KESK’in tarihi: Sendika Yürütme Komisyonlarından Kamu Çalışanları Platformuna, Kamu Çalışanları Sendikaları Platformundan Konfederasyonlaşma Kuruluna bugüne ilmek ilmek örülen mücadelenin tarihidir.
KESK’in tarihi; 12 Eylül faşizm sonrasının ilk mitingi olan Kamu Çalışanları Sendikal Haklar Mitingini yaratanların tarihidir.
KESK’in tarihi: Darbe sonrasında ilk iş bırakan, önüne kurulan barikatları kumdan kaleler gibi yıkarak Ankara Kızılay Meydanı’na akan yüz binlerin, dünden bugüne uzanan direniş destanının tarihidir.
KESK’in tarihi : ‘Memurun da sendikası mı olur’ diyenlerin kapılarına vurduğu mühürleri söküp atanların, kapı kulu değil emekçi olduğunu ispatlayanların tarihidir.
KESK’in tarihi: Filli meşru mücadelesi ile Türkiye’de kamu emekçilerine sendikal örgütlenmeyi kazandıranların tarihidir.
KESK’in tarihi, ‘birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ diyenlerin baskılara karşı, dayanışmanın, kenetlenmenin, yılgınlığa düşmemenin tarihidir.
KESK sadece sendikaların bir araya gelmesinden oluşmuş bir çatı örgütü, bir konfederasyon değildir.
KESK en ücra köşesine kadar uzanan 11 kolu ile bu ülkenin emekçilerinin insanca bir yaşam mücadelesinin adıdır.
Bu ülkenin emeği ile geçinen tüm kesimlerinin önünde her zaman zorlu süreçler, çetin mücadeleler olmuştur.
Bugün de kelimenin tam anlamı ile bir zulüm döneminden geçiyoruz.
Ülkemizin adım adım içine itildiği ekonomik, siyasal, toplumsal bunalım gittikçe derinleşiyor.
İktidarda olanlar “asgari ücretliler ülkesine” çevirdikleri ülkede “Yerli ve milli IMF programı” ve onun bir parçası olan bütçe ile emeğe daha fazla yoksulluktan, güvencesizlikten, geleceksizlikten başka bir şey vaat etmiyor.
Ülkenin kaynakları, bizlerden toplanan vergiler bir kez da sermayeye, silah tekellerine, Saraylara akıtılıyor.
Elimizde kalan son haklara da göz konulan saldırılar demokrasinin, hukukun tamamen rafa kaldırılmak istendiği, halk iradesinin yok sayıldığı otoriter rejim ile tahkim ediliyor.
Ancak tüm baskılara rağmen emeği sömüren, anayasayı ve yasaları ayaklar altına alan düzene karşı ses yükseltenlerin sayısı, mücadeleye katılımı da artmaya devam ediyor. Dolayısıyla “emeği, yoksullaştırılan halkı ezen bu bozuk düzene itirazım var” diyen tüm kesimlerin birleşik mücadele zemini de güçleniyor.
Söz konusu mücadele dinamiği ve birleşik mücadele zemini en son 22 Kasım’da Adana ve Samsun’da, 29 Kasım’da Van ve İzmir’de “Geçinemiyoruz, Halk İçin Bütçe, Demokratik Türkiye İstiyoruz” şiarı ile gerçekleştirdiğimiz bölge mitinglerimize güçlü bir şekilde yansımıştır.
Emek, demokrasi, barış ve ekoloji mücadelesi veren tüm kesimlerle yollarımızın kesiştiği mitinglerimiz birleşik mücadeleye önemli katkılar sunmuştur.
Dolayısıyla 30. Yaşımıza girdiğimiz bugün bizim için sadece bir kutlama günü değil, mücadeleyi yükseltme kararlılığımızı haykırdığımız, azmimizi bilediğimiz, umudumuza sımsıkı sarıldığımız gündür!
KESK olarak en başından bugüne “Hak verilmez, mücadele ile alınır” ilkesinden taviz vermeden yol aldık. Bundan sonra da rüzgâr gücüyle değil rüzgâra karşı durarak yükselttiğimiz mücadele bayrağımızı dalgalandırmaya devam edeceğiz.
Geçmişten geleceğe uzanan Emek, Demokrasi, Barış ve Laik Bir Yaşam İçin Birlikte Mücadelemizi büyüteceğiz.
Faşizme karşı demokrasi, emperyalizme karşı bağımsızlık, savaşa karşı barış, baskılara karşı özgürlük, nefrete, düşmanlığa ırkçılığa, şovenizme karşı tüm farklılıkların tanındığı, emeğin birliği için, laik bir ülke için mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.
“Bizi ezen, bir kenara iten, emeğimizi görünmez kılan, bedenlerimizi metalaştıran erkek egemen sistemin çarklarına takılan çakıl taşı olacağız” diyen,
Sendikaları yalnızca hak arama alanı değil, yaşamı dönüştürme alanı olarak da gören kadınların mücadelesinin en önemli özneleri arasında olmaya devam edeceğiz.
Haklı mücadelemizi baskı altına almaya çalışan, her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamalar karşısında geçmişte olduğu gibi bugün de sessiz kalmayacağız.
Bugünden yarına umudu büyütmeyi sürdüreceğiz.
Biz, bu ülkenin emekçilerinin hak ettikleri, özlemini yaşadıkları bir ülkeye ve dünyaya kavuşacaklarına olan inancımızı hep koruduk.
Bugün de yürekten inanıyoruz ki:
Er ya da geç:
Emek kazanacak,
İnsanca Yaşam Mücadelemiz kazanacak.
Demokrasi kazanacak,
Barış ve kardeşlik kazanacak,
İnsanca Bir Yaşam Mücadelesi Kazanacak,
BİZ KAZANACAĞIZ!
BİRLİKTE KAZANACAĞIZ!
Haklılığın ve kararlılığın mücadelesi ile dolu onurlu tarihimize yeni sayfalar eklemeye devam edeceğiz.
YAŞASIN KESK!
Yaşasın Emek, Demokrasi ve Barış Mücadelemiz!
Bijî Têkoşîna Me ya Ked, Demokrasî û Aştiyê
Skidas Dulyanoba, Demokrasi Do Misanobaşi Dodgita Çkini تَحْيَا نِضالُنا العَمَل والديمقراطية والسَّلام.
