Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Genel Sekreteri Esther Lynch’in 25 Ekim 2024 KESK Eylemi ile ilgili Mesajı
Sayın Eş Başkanlar, Sayın Genel Sekreter
Sevgili meslektaşlarım, değerli dostlarım,
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) ve 42 Avrupa ülkesindeki 94 üye sendikasındaki 45 milyon üyesi adına, “ihraçlar için adalet” eyleminiz vesilesiyle KESK ile dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek isterim.
Yoldaşlar, bu gezegenin her ülkesinde, işçiler ve kamu emekçileri baskı, ayrımcılık, işten çıkarılma ve hatta hapsedilme korkusu yaşamadan hür iradesiyle bir sendikaya üye olma hakkına sahip olmalıdır.
İşinden ihraç edilmenin sendika üye ve yöneticilerini hedef alan en kötü baskı türlerinden birisi olduğu kesindir. Bu bağlamda ETUC, ihraç edilen 4259 KESK üye ve yöneticisinin davasını ihraçların gerçekleştiği Olağanüstü Hal döneminden bu yana takip etmektedir.
ETUC ihraç edilen KESK üyelerinin uzun süredir yaşadıkları sorunların tamamen farkındadır. Aradan 8 yıl geçmesine rağmen 2512 arkadaşımızın hala görevine iade edilmediğini biliyoruz.
Bu bakımdan, ETUC KESK ve ihraç edilen üyeleriyle tam bir dayanışma içerisindedir.
Geçtiğimiz yıl, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye’yi kamu işkollarındaki örgütlenme ve toplu pazarlık hakkına ilişkin 98 sayılı ILO Sözleşmesine (Türkiye bu sözleşmeyi 1952’de onaylanmıştır) uymadığı için bir kez daha kınamıştır. Komite – raporundan aynen aktarıyorum – “Sendika karşıtı ayrımcılığa karşı güvenceye ilişkin çeşitli gözlemlerine müteakip Hükümet tarafından atılması gereken adımların eksikliğini derin bir endişeyle not etmiştir. (…) Dolayısıyla, Komite Hükümeti, kamu işkollarında sendika karşıtı ayrımcılığa karşı yaşanan önyargının mesleki ve mali açıdan tam olarak tazmin edilmesini sağlayarak ve etkili, yeterli caydırıcı yaptırımlar yoluyla uygun önlemleri alma imkanı sunmaya yönelik tatmin edici bir güvence bulunması amacıyla gerekli mevzuat hükmünü hazırlanmaya çağırmıştır.”
Dostlar, Hükümet sendikaları toplu pazarlık hakkını ve örgütlenme hakkını, işçileri ve kamu emekçilerini işverenlerin kaprislerine karşı savunmasız bırakmak yerine onları koruyan ve destekleyen yasal reformları kabul etmelidir.
Kaygı duyduğunuz diğer önemli sorunlardan birisinin de üyelerinizin satın alma gücünün azalması olduğunu biliyorum: kamu sektörü ücretleri, halen yüksek olan enflasyon nedeniyle son aylarda önemli ölçüde düşmüş ve maaşlar asgari ücret seviyesine gerilemiştir. Bağımsız bir araştırma enstitüsüne göre, Eylül ayında hayat pahalılığı %5,3 oranında arttı: işçiler ve kamu emekçileri artık geçinemiyor.
Yoldaşlar, ETUC yıllardır adil ücret, eşitsizliklerin azaltılması ve yoksullukla mücadele için kampanya yürütüyor. Kamu emekçileri de dahil olmak üzere tüm işçiler ve aileleri için yeterli asgari ücretin yasallaşması için bir Avrupa Direktifi veya Yasası talep ettik ve bunu elde ettik. Toplu pazarlık yoluyla güvence altına alınan bu ücretler, kamu emekçileri de dahil olmak üzere işçilerin ve ailelerinin hem ekonomik hem de sosyal açıdan insana yakışır koşullarda yaşamalarına imkan vermelidir. Ücret artışları en azından enflasyonu telafi etmelidir.
Hükümet insanlar için çalışan ve aynı zamanda içinde yaşadığımız gezegen için de çalışan bir ekonomiyi benimsemelidir.
Eyleminizde sizlere başarılar diliyorum.
Dayanışmayla,
Esther Lynch,
Genel Sekreter
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu