Kamu emekçilerinin toplu sözleşme görüşmelerine yasaya aykırı ve etik dışı olarak diğer Konfederasyonlara haber verme gereği duyulmadan, Çalışma Bakanı ve yandaş konfederasyon Genel Başkanı arasında 19 Ağustos’ta gerçekleşen ve içeriğini bilmediğimiz görüşme sonrası (görüşmeler sırasında da elinden telefon düşmeyen!) Bakan’ın attığı tweet ile TİS görüşmelerine son nokta konmuş oldu.
Bakan attığı tweet ile hükümetin 2020 yılı için %4 + %4, 2021 yılı için ise %3+%3 olarak ilk teklifini revize ettiğini belirtmiş, bunun dışında masadaki yüzlerce konu için tek bir açıklama yapmamıştır.
Yandaş Konfederasyon yaptığı açıklamalarla Kamu Görevlileri Heyetine başvuracağını, buradan kamu emekçilerinin beklentilerine uygun bir kararın çıkacağına inancını açıklamıştır.
Konfederasyonumuz görüşmelerin ilk günü sonunda kamuoyuna yaptığı açıklamada yandaş Konfederasyonun “direndik ancak olmadı, Hakem Kuruluna gidiyoruz” gibi bir tutuma girerek, topu taca atmak anlamına gelen, sonucunu hükümetin belirlediği Kurula başvurabileceğine dikkat çekmiştik. Gerçekleşen de bu olmuştur.
Peki, yandaş Konfederasyonun büyük umutlar bağladığı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu nedir? Ne Değildir? Umut bağlanması için maddi bir zemin bulunmakta mıdır?
- Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na Başvuru ve Çalışma Tarzına İlişkin İşleyiş Nasıldır?
Konu 4688 sayılı yasanın “uyuşmazlık” halini düzenleyen 33. Maddesi ile düzenlenmiştir. Madde 33; “Toplu sözleşme görüşme süreci sonunda toplu sözleşme imzalanamaması halinde, üzerinde uzlaşılan ve uzlaşılamayan konuları içeren toplantı tutanağı, tutanağın kamu görevlilerinin geneline yönelik bölümü Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı ve hizmet kollarına yönelik bölümleri ilgili sendika temsilcisi ile Kamu İşveren Heyeti Başkanı tarafından imzalanır.
Toplu sözleşme görüşmelerinin uzlaşmazlıkla sonuçlanması ve toplantı tutanağı imzalana-maması halinde Devlet Personel Başkanlığı tarafından görüşmelerin uzlaşmazlıkla sonuçlandığına dair tespit tutanağı tutulur.
Toplantı tutanağı imzalanmasından veya görüşmelerin uzlaşmazlıkla sonuçlandığının tespit tutanağı ile belirlenmesinden itibaren üç işgünü içerisinde sözleşmenin ilgili bölümlerini imzalamaya yetkili olanlar tarafından imzalamaya yetkili oldukları bölümler için Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulabilir.
Toplu sözleşme kapsamına girmeyen konulara ilişkin olarak Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamaz.” Demektedir.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun Başkan ve diğer üyeleri, toplu sözleşme görüşmeleri başlamadan önce belirlenmektedir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Başkanı ve her bir üyesi için aynı usul ve esaslar çerçevesinde birer yedek üye görevlendirilmektedir.
“Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, Başkanın çağrısı üzerine Başkan dahil en az sekiz üyenin katılımı ile toplanır. Mazereti nedeniyle toplantıya katılamayacak üyelerin yerine yedekleri çağrılır. Çalışma programı, toplantı gündemi, toplantı veya tespit tutanağının inceleme usul ve esasları ile toplantıya ilişkin diğer hususlar Başkan tarafından belirlenir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, tarafların başvuru tarihinden itibaren beş gün içinde kararını verir.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar alır. Kurul üyeleri çekimser oy kullanamazlar. Oyların eşitliği halinde Başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır.
Karara katılmayan üyeler, ayrı ayrı veya birlikte, karşı oy şerhini ve gerekçesini tutanağa yazdırır.
Kurul kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.
Kurul kararları taraflara üç gün içerisinde yazılı olarak bildirilir ve Resmî Gazetede yayımlanır.”
- Hakem Kuruluna Kimler Başvurabilir?
Kimlerin başvurabileceği 4688 sayılı yasanın 33. Maddesinin c fıkrası ile düzenlenmiştir: “Toplantı tutanağı imzalanmasından veya görüşmelerin uzlaşmazlıkla sonuçlandığının tespit tutanağı ile belirlenmesinden itibaren üç işgünü içerisinde sözleşmenin ilgili bölümlerini imzalamaya yetkili olanlar tarafından imzalamaya yetkili oldukları bölümler için Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulabilir.”
Yani yandaş Konfederasyon ve bağlı yetkili sendikaları dışında Konfederasyonumuz KESK’e ya da T. KAMU SEN’e Hakem Kuruluna başvurma hakkı tanınmamıştır. Ancak her iki konfederasyonun birer temsilcisi Hakem Kurulunun toplantılarına katılarak taleplerini sunmakta, tartışmalara dahil olmaktadırlar.
- Hakem Kurulu’na Hangi Konular Gidecektir?
Bu yıl tam bir rezalet ve fiyasko yaşanmıştır. 20 gün boyunca yetkili sendikalarla görüşmeler yapılmış, yetkili sendikalar sosyal medya üzerinden “hararetli” toplantı fotoları paylaşmış, ancak görüşmeler sonucunda anlaşılmıştır ki, Bakanlık sunduğu genel teklif kabul edilmeyince 23 Ağustos 2019 tarihinde, akşam saatlerine kadar da bir tespit tutanağı tutmamıştır. Yoğun tepkiler üzerine tutulan Tespit Tutanağında; “Belirlenen toplu sözleşme süreci çalışma takvimine uygun olarak 1-20 Ağustos 2019 tarihleri arasında kamu görevlilerinin geneline ilişkin toplu sözleşme teklifleri ile 11 hizmet koluna ilişkin toplu sözleşme teklifleri üzerinde taraflar arasında yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinin uzlaşmazlıkla sonuçlanması ve toplantı tutanağı imzalanamaması nedeniyle mezkur Kanunun “Uyuşmazlık hali” başlıklı 33 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereği iş bu tespit tutanağı tanzim ve imza edilmiştir.” Denilmiştir. Yani 20 gün boyunca yapılan görüşmeler ve 16 Ağustos 2019 oturumunda MEMUR SEN yetkilisinin “üzerinde uzlaşılan konular” diye sunum yaptığı başlıklar ve uzlaşma bir çırpıda silinmiş, yok sayılmıştır. Geriye içilen çaylar, kahveler kalmıştır!
Dolaysıyla gerek toplu görüşmeler sürecinde ve gerekse toplu sözleşme sürecinde üzerinde sadece mutabakat sağlanmayan konular Hakem Kuruluna götürülebiliyor iken, bu yıl tüm konularda başvuru yapılacağı düşünülmektedir.
- Hakem Kurulu Kimlerden Oluşmaktadır?
Hakem Kurulu heyeti 4688 sayılı yasanın 34. Maddesi ile düzenlenmiştir. Buna göre:
“Madde 34 – (Değişik: 4/4/2012-6289/24 md.)
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu her toplu sözleşme dönemi için;
- a) Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkan, Başkanvekili, Başkan Yardımcısı veya Daire Başkanları arasından Cumhurbaşkanınca Başkan olarak seçilecek bir üye,(3)
- b) (Değişik: 2/7/2018-KHK-703/197 md.) Cumhurbaşkanınca belirlenen bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından dört üye,
- c) Bağlı sendikaların üye sayısı itibarıyla en fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından belirlenecek iki, bağlı sendikaların üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlardan birer üye,
- d) Üniversitelerin kamu yönetimi, iş hukuku, kamu maliyesi, çalışma ekonomisi, iktisat ve işletme bilim dallarından en az Doçent unvanını taşıyanlar arasından Cumhurbaşkanınca seçilecek bir üye,(3)
- e) Bağlı sendikaların üye sayısı itibarıyla en fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından üç, bağlı sendikaların üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlar tarafından ikişer olmak üzere (d) bendinde belirtilen bilim dallarından en az Doçent unvanını taşımak kaydıyla, önerilecek toplam yedi öğretim üyesi arasından Cumhurbaşkanınca seçilecek bir üye,(3)
olmak üzere onbir üyeden oluşur.”
Görüldüğü üzere 11 kişiden oluşan heyetin 7 kişisini Cumhurbaşkanı/hükümet seçmekte/atamaktadır. Öyle ki, heyette yer alacak akademisyen için konfederasyonların önerdikleri isimlerden kimin olacağına dahi Cumhurbaşkanı karar vermektedir. Bu nedenle konfederasyonumuz bu kandırmacaya ortak olmamak için akademisyen önerisinde bulunmamaktadır.
- Hükümetin Atadığı 7 Kişi Kimlerdir?
Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkan, Başkanvekili, Başkan Yardımcısı veya Daire Başkanları arasından Cumhurbaşkanınca Başkan olarak seçilecek bir üye,
Cumhurbaşkanınca belirlenen bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından dört üye,
Kamu İşveren Heyetinin atadığı Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Uşan, (yedek üye Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca)
Kamu Görevlileri Heyeti’nin önerileri arasından Cumhurbaşkanının seçtiği Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Doç. Dr. Fatih Yardımcıoğlu (yedek üye Prof. Dr. Şakir Görmüş)
MEMUR SEN’den iki üye
T.KAMU-SEN’den bir üye,
KESK’ten bir üye.
- Hakem Heyeti Tarafsız ve Bağımsız Mıdır? Umutlu Olmamız İçin Bir Neden Bulunmakta Mıdır?
Hakem Kurulu’nun oluşturulma biçimi, başvurunun yetkili konfederasyonla sınırlı tutulması, arabulucu bir mekanizma olmasına rağmen aldığı kararların bağlayıcı olması ve bu nedenle toplu sözleşmenin ayrılmaz parçası olan grevin zımnen yasaklanması, daha önceki alınan kararların niteliği ve adı geçen kimi üyelerin açık tarafgirliği hiçbir biçimde Hakem Heyetinden kamu emekçileri lehine bir kararın çıkmayacağını göstermektedir.
Örneğin 2014-2015 yılları için yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde, o dönem yetkili olan sendikamız KÜLTÜR SANAT-SEN Hakem kuruluna başvurmuş; Hakem Kurulu 25 Temmuz 2013 günü Kültür Sanat-Sen’in sunduğu ve Kamu İşveren Heyetince onaylanan toplu sözleşme teklifinde yer alan taleplerde bir dizi değişiklik yapmıştır. Her ne kadar Kültür Sanat Sen’in toplu sözleşme teklifinde yer alan 6 (altı) talep kabul edilse de bu taleplerden 3’ü zaten Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nca 2012-2013 Toplu Sözleşme döneminde
Karara bağlanan hususlar olmuştur. Bunların dışındaki tüm talepler Hakem Kurulu tarafından reddedilmiştir. Taleplerin kabul edilmemesi Kurulun sendikal hakların kullanılmasında gösterdiği iktidar yanlısı tutumun somut göstergesi olmuştur. Kültür Sanat-Sen’in talepleri makul ve kabul edilebilir düzeyde olmasına, bazı taleplerin sadece birkaç yüz kamu emekçisini ilgilendirmesine rağmen Kurul taleplerin maliyetini bile hesaplamamıştır. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, salt Hükümetin kararlarıyla ters düşmeme kaygısı gütmüştür.
Öte yandan önümüzdeki günlerde toplanacak Hakem Kurulunda yer alan, üniversitelerdeki ilgili bölümlerden Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üye Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Uşan, üniversitedeki açılış töreninde fahri doktora unvanı sunumunda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elini öpmek istemesiyle uzun süre tartışma konusu olmasıyla bilinmektedir.
Yine Kamu Görevlileri Heyeti’nin önerdiği (Konfederasyonumuz herhangi bir isim önermemiştir) isimler arasından Cumhurbaşkanı’nın seçtiği Doç. Dr. Fatih Yardımcıoğlu aynı zamanda Sakarya’da bulunan Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Platformu Derneği’nin yöneticisidir. Dernek hükümete yakınlığını gizlememektedir.
- KESK’in Hakem Kurullarına İlkesel Bakışı Nedir?
Konfederasyonumuz, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu veya Uzlaştırma Kurulu gibi kurulların oluşturulmasına karşı çıkmamakta, ancak bu kurulların sendika ve işverenden bağımsız bir kurul biçiminde oluşturulması gerektiğini savunmaktadır.
Konfederasyonumuz, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarının toplu sözleşme yerine geçmesinin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini, bu kurullara başvurmanın isteğe bağlı olması gerektiğini, kararlarının da ancak tavsiye niteliği taşıyabileceğini ifade etmektedir.
Sonuç olarak; hükümetin istediği kararların çıkması için en ufak bir riski dahi devre dışı bırakarak, grevli toplu sözleşme ilkesine ve uluslararası sözleşmelere aykırı olarak 4688 sayılı yasa ile düzenlenen mevcut TİS mekanizması ve Hakem Kurulu çıkış yolu değildir! Mevcut TİS mekanizması bir kez daha iflas etmiştir.
Tek çıkış yolu yetkinin asıl sahiplerinin kamu emekçilerinin ve emekliklerinin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, “hak verilmez mücadele ile alınır” ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçmektedir.
Kamu emekçilerinin ortak çıkarları için mücadele eden, bunun için bedeller ödeyen konfederasyonumuz KESK her zaman olduğu gibi bugün de üzerine düşen sorumluluğun gereğini getirmeye hazırdır.
Üzerimize düşen bu sorumluğun gereğini yerine getirmenin bir adımı olarak bağlı sendikalarımızın üyelerinin katılımı ile 27 Ağustos Salı günü üretimden gelen gücümüzü kullanarak tüm yurtta 1 gün iş bırakacağız. 27 Ağustos’ta “İNSANCA BİR YAŞAM VE GÜVENCELİ İŞ İÇİN G(Ö)REVDE OLACAĞIZ!
Tüm konfederasyonları, sendikaları, hangi sendikanın üyesi olursa olsun ya da herhangi bir sendikanın üyesi olmasın tüm kamu emekçilerini bizi yok sayan, alay eden teklifler sunanlara karşı haklarımızı korumak için 27 Ağustos’ta omuz omuza vermeye, g(ö)reve çağırıyoruz.