Avrupa Sendikaları Konfederasyonu (ETUC) Yönetim Kurulu’nun 14-15 Aralık 2016 tarihlerinde Brüksel’de toplandı. Konfederasyonumuzu temsilen Eş Genel Başkanımız Şaziye Köse’nin katıldığı toplantıda Türkiye’deki durum da görüşüldü.
ETUC Yönetim Kurulu Türkiye’deki duruma ilişkin olarak şu açıklamayı kabul etti.
metnin aslı
https://www.etuc.org/documents/statement-evolutions-turkish-situation#.WFlHbdKLQdU
Türkiye’deki duruma ilişkin değerlendirmelere ilişkin açıklama
Bu açıklama 14-15 Aralık 2016 tarihinde gerçekleşen Yönetim Kurulunda onaylanmıştır.
1. 15 Temmuz’da Türkiye’de bir darbe girişimi olmuştur. ETUC, ITUC ile birlikte, bu girişimi en sert şekilde kınadığını ve her türlü terör saldırısının ya da anayasaya aykırı bir biçimde demokrasiyi devirme veya iktidarı ele geçirme çabalarına karşı çıkılmasının zorunlu olduğunu ifade etmiştir. Avrupa ve uluslararası sendika hareketi, Türkiye halkıyla ve Türkiye sendikalarıyla dayanışma içinde olduğunu da ayrıca belirtmiştir. ETUC ve ITUC, nihai olarak sorumlular hakkında bağımsız soruşturma ve kovuşturmaların yürütülmesi ve bu süreçte hukukun üstünlüğüne tam saygı gösterilmesi çağrısında bulunmuştur.
2. Başarısız darbenin ardından, ETUC, ITUC ile birlikte, Türk hükümetinin, büyük ölçüde herhangi bir delil veya kanıta dayanmaksızın kamu görevlilerini ve diğer işçileri kitlesel olarak işten çıkarmasının yanı sıra demokratik hakları kısıtlayan kararnameler ve hukuk yoluyla değişiklikler yapmasına ilişkin endişelerini dile getirmiştir.
3. Kasım ayı sonu itibariyle, çoğunluğu kamu görevlisi olmak üzere, öğretmenler ve akademisyenler, gazeteciler, polis görevlileri, askerler ve sağlık, adalet ve içişleri bakanlıklarından, yerel yönetimlerden ve iş dünyasından- 120.000’den fazla sivil işten çıkarılmış veya açığa alınmıştır. Bunlardan yaklaşık 35.000 kişi gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Uluslararası Af Örgütü, işkence yapıldığını bildirmiştir. İşten atılanlar (tahminen 75.000) ve aileleri hükümetten herhangi bir para almamaktadır. 170’ten fazla basın-yayın kuruluşu, 1.000’den fazla sivil toplum kuruluşu, sendika konfederasyonları, vakıflar ve özel şirketler kapatılmıştır.
4. Türkiye’nin IŞİD ve PKK tarafından gerçekleştirilen bir kaç büyük çaplı terör saldırısına maruz kalmış olması nedeniyle Güney Doğuda durum kötüleşmiştir. ETUC tüm terör saldırılarını kınar. Ancak güneydoğuda güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımı artmıştır. Güneydoğuda seçilmiş pek çok temsilci ve belediye yöneticisi görevlerinden alınmış veya tutuklanmıştır.
5. İşten atılan veya açığa alınanlar arasında, Türkiye’de ETUC’a üye olan tüm konfederasyonlardan (TÜRK-İŞ, KESK, DİSK ve HAK-İŞ) binlerce sendika üyesi bulunmaktadır. En büyük rakamlar KESKten gelmektedir. Toplamda 20.000 kadar sendika üyesinin işten çıkarıldığı veya açığa alındığı belirtmek makul görünmektedir. Bunlar büyük ölçüde kamu sektöründendir (bu sayıya 2 FETO konfederasyonunun on binlerce üyesi dâhil değildir).
6. 23 Temmuz’da üç ay süre için yürürlüğe giren (3 Ekim’de uzatılan) 20 Temmuz tarihli KHK (4. madde), daha önceki OHAL kanunu ile birlikte Türkiye’nin taraf olduğu en az üç uluslararası organa aykırı görünmektedir: AB Sosyal Şartı (istihdama son verilmesi durumunda koruma hakkına ilişkin 24. madde); İş Sözleşmesinin feshine ilişkin 158 sayılı ILO Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (adil yargılanma hakkına ilişkin 6. Madde).
7. Bu kararnameler, ilk başta “Fethullahçı Terör Örgütü”ne (FETÖ / PDY) karşı hızlı ve kararlı bir tepki olarak sunulmuştur. Ancak, bu kararnamelerin ve takip eden kararnamelerin kapsamı (28/11 tarihi itibarıyla ondan fazla) tüm diğer terör örgütlerine veya “destekçileri”ne karşı olmak üzere hızla genişletilmiş, 120.000 milyondan fazla kişiyi kapsar hale gelmiştir.
8. Bu ön bilgilere karşı ETUC ve ITUC, dört üyesine de danıştıktan sonra, Ekim ayı ortasında Ankara’ya ortak bir heyet göndermeye karar vermiştir. Amaç, Türkiye’deki tüm sendikalarla dayanışma içinde olmak ve aynı zamanda darbe girişiminden sonra ülkedeki sendika üyelerini etkileyen son gelişmeleri tartışmak olmuştur. Ortak delegasyon ILO Sözleşmeleri, ve uluslararası ve Avrupa Şartlarında belirlenen demokratik değerler ve sendikal özgürlüklere ve aynı zamanda hukukun üstünlüğüne tam saygı gösterilmesi konusunda koşulsuz destek sunacağını yinelemiştir. Dört Türkiye üyesi konfederasyonla birlikte kabul edilen ortak bildiride, sendikalar başarısız darbe girişiminin “demokratik hakları kısıtlayan veya binlerce işçinin geçim kaynaklarını yok eden değişikliklere” yol açmaması gerektiği konusunda ısrar etmiştir.
9. Birçok AB kurumu ve uluslararası kurum Türkiye’deki duruma ilişkin olarak ciddi endişelerini ifade etmektedirler: Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri (7 Ekim tarihli memorandum), Avrupa Komisyonu (2016 Türkiye İlerleme Raporu, 9 Kasım), BM İfade ve Düşünce Özgürlüğü Hakkı Özel Raportörü (18 Kasım) ve yakın bir zaman önce Avrupa Parlamentosu (karar, 25 Kasım).
10. ETUC sürekli olarak, Mülteciler Ortak Eylem Planı hakkında AB-Türkiye Anlaşmasına bir son verilmesi çağrısında bulunmakta ve bunun yerine üye devletleri göç için legal kanallar açma, daha cömert bir yeniden yerleştirme şemasını hayata geçirme ve ortak bir göç sistemi benimsemeye teşvik etmektedir. AB-Türkiye arasındaki anlaşmaya ilişkin değerlendirilme hiçbir şekilde Türk halkının mültecilere yardım sağlama arzusuna ilişkin bir yargıya yol açamaz. Türk halkı cömert olduğunu kanıtlamıştır ve sendikalar ve sivil toplum örgütleri, birçoğu Suriye’den gelen milyonlarca mültecinin gelmesiyle başa çıkılmasına yardımcı olmuştur.
11. Bu nedenle, bugün konu AB-Türkiye diyalogunu teşvik etmek ve Türkiye’nin AB’ye ve değerlerine tamamen sırtını dönmesini engelleyerek, gerekli reformları sürdürmesini sağlayacak orta ve uzun vadeli bir stratejiye ve uygun bir yaklaşıma yer vermek olmalıdır.
12. ETUC, Türkiye ve Avrupa sendikaları ve genel olarak sivil toplum örgütleri arasındaki diyalogu sürdürmenin ve geliştirmenin önemini vurgulamakta ve Türkiye’deki üyeleri ile uzun dönemli işbirliğini teşvik etme kararlılığını yinelemektedir. ETUC yıllardır Türkiye’nin üyeliğini desteklemektedir. Ancak bu sadece temel hak ve özgürlüklere saygı duyulduğunda mümkün olacaktır.
BU NEDENLE
13. ETUC, Türk Hükümetine şu konularda çağırıda bulunur:
a.) Olağanüstü hal KHKlarının ILO sözleşmelerine ve AB Şartlarına uygunluğunu derhal gözden geçirme;
b.) Üyemiz olan tüm konfederasyonlar ve açığa alınan veya işine son verilen 120.000 kişi için adil, objektif ve şeffaf yargılama ve başvuru prosedürünü tanıyarak, keyfi işten çıkarma, soruşturma, yargılama ve tutuklamalara son verme;
c.) OHAL Kararnamelerini yürürlükten kaldırmaya başlama; masumiyet karinesi, cezai sorumluluk ve cezanın bireyselliğini ve eşit savunma hakkını ima eden normal mevzuata geri dönme;
d.) Suçsuz oldukları halde tutuklanan veya açığa alınan kişilerin mağduriyetlerini derhal telafi etme;
e.) İfade, konuşma ve basın özgürlüğünü eski haline getirme; demokratik medya kuruluşlarını ve dernekleri yeniden açma;
f.) Düşünce ve ifade özgürlüğü haklarını kullandıkları için cezaevinde tutulan sendikacıları ve tüm diğerlerini derhal serbest bırakma; Tutuklu bulunan herkesin bu haklardan faydalanmasını sağlama.
g.) ILO’nun temel çalışma standartlarını, özellikle de sendikal haklara ilişkin 89 ve 97 sayılı Sözleşmeleri tanıma ve gereğini yerine getirerek uygulama.
14. Ayrıca, temel hak ve özgürlükler ile demokrasi konusunda Avrupa değerlerini sağlama çerçevesinde ETUC Avrupa Komisyonu’nu, Dış İşleri Bakanlarını ve Konsey Başkanına şu çağırılarda bulunur:
a. Türk Hükümetine, son altı ayı aşkın bir süredir temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesini kınayan, hukukun üstünlüğü, demokrasiye ve adalete saygı göstermeye doğru bir dönüş yapma konusunda uyarıda bulunan ve Avrupa Birliği’ne aday bir ülke olarak Türkiye’yi Avrupa Sözleşmelerine ve Şartlarına uygun davranmaya çağıran net, güçlü ancak yapıcı bir mesaj verme.
b. Sadece gerek duyulduğu takdirde, AB-Türkiye üyelik müzakerelerinin-son çare olarak- ya da AB-Türkiye ticaret ilişkilerinin modernizasyonuna ilişkin görüşmelerin geçici olarak durdurulması gibi eylemlerde bulunmayı öngörme.
c. Tarafları, sorunları çözmeyi amaçlayan yapıcı bir diyalog içinde olmaları konusunda uyarma.
15. ETUC, ITUC ve ilgili üyeleriyle birlikte, ITUC prosedürüne uygun olarak ilgili ILO organlarından şu olası şikâyetleri incelemesini talep edecektir:
a. Örgütlenme Özgürlüğü Komitesinde;
b. İş Sözleşmesinin Sona Ermesi Hakkında 158 Sayılı ILO Sözleşmesi konusunda Standartlarının Uygulanması Komitesinde;
c. 2017 Haziranında yapılacak olan Uluslararası Çalışma Konferansında
16. ETUC bunlara ek olarak:
a. Türkiye üyeleri ile işbirliği içinde, Türkiye sivil toplumu ve ilgili kurumlarla yapıcı diyaloga ağırlık verecek; varlığını ülkedeki projeler yoluyla güçlendirecektir.
b. Türkiye içinde ve dışında demokratik olmayan ve keyfi eylemler hakkında farkındalığı artıracaktır;
c. Durumun gelişimini takip etmek üzere ulusal konfederasyonlar ve Avrupa/Uluslararası federasyonların da içinde yer alacağı bir sendikal ağa yer verecektir;
d. Ankara’ya yeni bir heyet gönderme hazırlığı yapacaktır (bu heyette ulusal konfederasyonlar ve Avrupa Sendika Federasyonları/Küresel Sendika Federasyonları da yer alacaktır); heyetin 12-13 Ocak tarihinde gönderilmesi planlanmıştır.
e. Avrupa ve Küresel Sendika Federasyonları ve konfederasyonlarla işbirliği içinde üyeleri hukuk süreçlerinde desteklemek üzere ETUC mali dayanışma fonu oluşturulacaktır;
f. Türkiye üyeleri ile birlikte, Avrupa Parlamentosu’nda OHAL ve OHALin sendikalara etkileri hakkında özel bir oturum hazırlayacaktır;
g. BM özel raportörü ile birlikte çalışarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi/insan Hakları Komisyoneri ile birlikte sendika üyelerine en iyi nasıl destek verileceği konusunda incelemelerde bulunacak; devam eden davalara Uluslararası Hukukçular Komisyonu ve Uluslararası Barolar Birliği’ni (sendikal gözlemci talebinde bulunarak) dâhil edecektir;
h. Mültecilerin Türkiye ve Avrupa toplumuna ve işyerine daha hızlı bir şekilde entegre olmalarını sağlamak üzere Türkiye sendikalarıyla işbirliği içinde olamaya devam edecektir;
i. OHAL süresinin uzatılması halinde yerel üyelerini Türk hükümetine, ülkelerindeki Türkiye elçiliklerine ve Türkiye’deki kendi elçiliklerine mektup ve mesaj göndermeye teşvik etmek gibi başka pratik eylemler planlayacaktır.
17. ETUC Sekreterliği üyelerimizin farklı bakış açılarını kapsayan mevcut açıklama temelinde Ocak ayında Yönetim Kuruluna ortak heyet hakkında rapor verecek ve gerekli görülmesi halinde üyeleri ile gerçekleştireceği tartışmaların sonuçları ışığında yukarıda bahsedilen tedbirlere ilave tedbirler alacaktır.