Sivas katliamı davasının zamanaşımı gerekçe gösterilerek düşürülmesi ile tarihi aynı zamanda katliamların tarihi olan ülkemizde yeni bir garabetin daha altına imza atılmıştır. Yüreklerdeki alevi tekrar tutuşturan kararı protesto edenlere, biber gazı ve tazyikli suyla yapılan saldırı ise AKP’nin ileri demokrasisinin Sivas’ta yakılanları değil, yakanları nasıl sahiplendiği bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Ülkemiz Maraş, Çorum, Sivas, Beyazıt, 1 Mayıs77 Taksim, Gazi gibi onlarca katliama tanıklık etmiştir. Bu katliamlarda binlerce insanımız hayatını kaybetmiş, ülkemizin yetiştirdiği yüreği aydınlık yüzlerce aydınımız, yazarımız, sanatçımız, gencimiz canilerin kanlı tuzaklarında can vermiştir. Katliamların, cinayetlerin arakasında yer alan karanlık ilişkilerin açığa çıkmasından korkanlar, gerçeklerin üzerini örtmek için ellerinden geleni yapmıştır.
Kimi zaman katliamcıların avukatlığını yapmışlar, kimi zaman kaçmalarına göz yummuşlardır. Kimi zaman yıllarca burunlarının dibinde yaşayan katiller için uluslar arası arama kararları çıkarmışlar, kimi zaman da 16 Mart 1978’de Beyazıt’ta 7 üniversite öğrencisini katledenlerin yargılandığı, DİSK Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler’in katilinin yargıladığı davalarda olduğu gibi zamanaşımının ardına saklanmışlardır.
Bugün, 2 Temmuz 1993’te aydınların, sanatçıların da içerisinde olduğu 35 insanımızı katledenlerin zamanaşımından yararlandırıldığı dava ile bu utanç verici oyunun son perdesi sahneye konmuştur. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olamayacağı evrensel hukuk ilkesi çiğnenerek verilen karar, yıllar önce Sivas Madımak otelini saran alevlerin yürekleri tekrar tutuşturmasına sebep olmuştur.
Bugün açıklanan kararda AKP iktidarının rolü elbetteki yadsınamaz. Sivas katliamı davasında sanıkları savunan 21 avukatın AKP’de çeşitli düzeylerde görev alması; bunlardan beşinin milletvekili olması ve hatta birinin kabinede yer alması bu rolün vardığı boyutları göstermesi açısından çarpıcıdır. Sivas katliamı davasının, insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olamayacağı ilkesi kapsamına alınması için defalarca verilen yasa tekliflerini geri çeviren de AKP iktidarından başkası değildir. Başbakan’ın dava kararı hakkında ''Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun'' sözlerini sarf etmesinin bir dil sürçmesi olmadığı da açıktır.
Bilinmelidir ki, mahkemeler zamanaşımı kararı verse de halkın hafızasında ve vicdanında zamanaşımına yer yoktur. Çünkü toplumun vicdanında açılan yaralar zamanaşımı ile kapanamayacak, üzerinden asırlar da geçse unutulamayacak kadar derindir. Ankara’yı duman altında bırakan gaz bombaları Sivas’ta yapılan katliamı örtbas edemeyecektir. Bu ülkenin onurlu insanları Sivas’ta yakılanları asla unutmayacaktır. 35 insanımızı katleden ırkçı-geriçi güçleri ve onlara kol kanat gerenleri ise asla af etmeyecektir. Milyonların adalet talebi katliamların zamanaşımı ile aklanmasına izin vermeyecektir.