AKP’nin demokrasisinin en “ileri” örnekleri son yıllarda Mersin’de yaşanmaya devam ediyor. Demokratik ve anayasal haklarını kullanmak isteyen her kesim Mersin Valiliği’nin ve Emniyeti’nin baskıcı ve keyfi uygulamalarından her geçen gün artan oranda nasibini alıyor.
Kamu çalışanları, işçiler, çevreciler, öğrenciler ve tüm muhalif kesimler demokratik taleplerini dile getirmek için anayasa ile güvence altına alınan basın açıklaması yapma hakkını kullanmak istediklerinde, Mersin Emniyeti tarafından çeşitli baskı ve sindirme uygulamalarına maruz kalıyor. Gaz bombası, insanların üzerine köpekleri saldırtma ve cop kullanımını rutin hale getiren polis insanları şiddet kullanarak gözaltına almakta, demokratik hakların kullanımını keyfi biçimde engellemektedir.
En son Eğitim Sen, SES ve BES eski Şube Başkanlarımızın 2005 yılında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptıkları basın açıklaması yine dava konusu edilmiş, arkadaşlarımız hakkında verilen 15 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onanmıştır. Bu karar üzerine Mersin Emek ve Demokrasi Güçleri’nin 29 Ağustos tarihinde yapmak istedikleri basın açıklaması Mersin polisinin keyfi tutumuyla engellenmeye çalışılmıştır. Polis basın açıklamasına katılmak isteyenlerin yürüyüş yapmasına engel olmuş, yürüyüş yapılması halinde müdahale ederek gözaltına alacağını ifade etmiştir. Yine 30 Ağustos günü “Parasız Eğitim” talebiyle basın açıklaması yapmak isteyen üniversite öğrencileri polisin müdahalesine maruz kalmış, onlarca öğrenci polisler tarafından dövülerek gözaltına alınmıştır. Arkadaşlarımıza ve öğrencilere yönelik bu hukuk ve insanlık dışı uygulamayı kınıyoruz.
İçişleri Bakanlığı’na soruyoruz: Mersin’de bu ülkenin anayasa ve yasalarından farklı kanunlar mı uygulanmaktadır? Mersin Valisi ve Emniyet Müdürü bu hakları hangi kanunlardan ya da kişilerden almaktadır? Ağzından demokrasiyi düşürmeyen AKP hükümeti Mersin’deki bu hukuk dışı uygulamaların son bulması için sorumluluğunu ne zaman yerine getirecektir?
KESK olarak bu ülkenin her yerine demokrasinin yerleştirilmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bilinmelidir ki, Mersin’de bu ülkenin sınırları içindedir ve özel hukukla yönetilmesine izin vermeyeceğiz. Başta Mersin Valisi ve Emniyet Müdürü olmak üzere hiçbir bürokratın kaynağını insan hak ve özgürlüklerine dayanan evrensel hukuk ilkelerinden almayan bir yetkiyi kullanamayacağını kendilerine bir kez daha hatırlatıyoruz. Mersin’de ve tüm Türkiye’de demokratik haklarımızı kullanmak için kararlılıkla mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Yürütme Kurulu