Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesinde, medyanın cinayete giden taşları tek tek döşediğine dikkat çeken gazeteciler, Elçi’ye sıkılan kurşunun barış umuduna sıkıldığını söyledi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesine yönelik tepkiler artarak devam ediyor. Elçi’nin öldürülmesinde medyanın rolüne değinen gazeteciler, medyanın taşları adım adım döşediğine dikkat çekerek, katilin bu taşlar üzerinden ilerlediği belirtildi.
Cumhuriyet Gazetesi Haber Koordinatörü Ayşe Yıldırım Başlangıç, Elçi’nin “PKK’nin terör örgütü değildir” dediği için medya tarafından linç edildiğine dikkat çekerek, medyanın başlattığı linç girişimine dün tetiğin çekilmesi ile nokta konulduğunu ifade etti. Başlangıç, “Canımız çok yanıyor. Bundan sonra daha kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz” dedi.
‘Ahmet Kaya gibi medya tarafından linç edildi’
Zaman Gazetesi köşe yazası Mümtazer Türköne, Elçi’nin yeri geldiğinde sorunun tüm aktörlerini eleştirdiğini belirterek, Elçi’nin gerçek düşüncülerinin ve kişiliğinin medya tarafından çarpıtıldığını söyledi. “Elçi, medya tarafından canavar gibi lanse edilmeye çalışıldı” diyen Türköne, Elçi’nin katledilmesini Ahmet Kaya’nın ölümüne benzetti. Kaya’nın da medya tarafından linç edildiğini ve ülkesini terk etmek zorunda kaldığını hatırlatan Türköne, “Elçi topraklarını terk etmedi, etmeyince de öldürüldü” diye konuştu.
Önderoğlu : Hükümete yakın medyanın rolü var
Kendi meslektaşları ile başlayan, hak mücadelesi veren kesimlere yönelik hedef gösteren yayınlar yapan hükümete yakın medyanın Elçi’nin katledilmesinde rolü olduğunu belirten Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Elçi’nin tüm toplumun hakları için mücadele ettiğini söyledi. Hükümete yakın medyanın ahlak ve etik kurallarından geçerek yayın yapması gerektiğini söyleyen Önderoğlu, evrensel basın kurallarına göre yayın yapılması çağrısı yaptı.
Güç: Medyanın yaydığı nefret sonucu öldürüldü
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç, “her zaman nefret dilini bırakın barış dilini kullanın” diye uyardıklarını ancak hükümete yakın medyanın bunu yapmadığını söyledi. Gazeteciliğin savaşları kışkırtma mesleği değil, barış mesleği olduğunu söyleyen Güç, Elçi’yi de medyanın yaydığı nefret sonucunun öldürüldüğüne vurgu yaptı. Gazetecilerin tutuklanmasında da medyanın yaydığı nefret dilinin etkili olduğunu söyleyen Güç, hükümete yakın medyanın bir an önce bu dilini bırakıp barış diline geçmesi gerektiğini söyledi.
Polat: Medya taşları döşedi, katil öldürdü
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Elçi’nin herkesin gözleri önünde katledildiğini belirterek, medyanın cinayete giden taşları tek tek döşediğini söyledi. Polat, Elçi’nin katledilmesinde medyanın büyük bir rolü olduğunun unutulmayacağını ve bu medyanın sonrasında hesap vermesi gerekeceğini söyleyen Polat, “Hukuk önünde olmasa bile kendi vicdanlarında kendilerini yargılasınlar” vurgusu yaptı.
Şener: Barış umudun öldürdüler
Gazeteci Nedim Şener, “Toplumun gözünde, medya tarafından suçlu ilan edilmişti. O’na bir şey mutlaka yapılacaktı, medyanın dili bunu gösteriyordu. Çok üzgünüm, barış umudunu öldürdüler” dedi.
Soner: Havuz medyası gazetecilik yapmıyor
Cumhuriyet Gazetesi köşe yazası Şükran Soner ise Elçi’yi yakından tanıdığını ve kaybından büyük üzüntü duyduğunu belirterek, havuz medyasının gazetecilik yapmadığını vurguladı. “Böyle bir gazetecilik yapılmaz” diyen Soner, Elçi’yi, “Bu bölgede silah olmasın” sözleri ile hatırlayacağını söyledi.
Diha