Türkiye’de uzunca bir süredir sendikalara, emek ve demokrasi mücadelesi yürüten kesimlere ve demokratik muhalefete yönelik yoğun baskı ve sindirme uygulamaları yaşandığı bilinmektedir.
Bir taraftan tüm alanları olduğu gibi, sendikal mücadele alanını da “hükümetin güdümünde” biçimlendirmeye çalışan AKP hükümeti, diğer taraftan, iktidarın anti demokratik uygulamalarına boyun eğmeyen, baskılar karşısında sesini yükselten, mücadele eden tüm kesimlere yönelik olarak büyük bir tahammülsüzlük göstermektedir.
1 Mayıs’ın hemen öncesinde Eğitim Sen Çorum şubesi üyemiz Halil Top’un tutuklanmasının ardından önceki gün çeşitli illerde gerçekleştirilen “şafak operasyonları” sonucunda evleri, işyerleri basılan onlarca kişi gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanlar arasında bağlı sendikamız Tarım Orkam Sen Mersin şube yönetim kurulu üyesi İbrahim Saygılı, Mersin Eğitim Sen üyesi Sinan Beşiroğlu ve SES Ankara şube üyesi Gamze Yağmur da yer almaktadır.
Son günlerde daha da aratan baskı ve gözaltıların asıl nedenin, 1 Mayıs’ta başta İstanbul Taksim meydanı olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında alanlara çıkan emekçilerin mücadele kararlılığı ve dile getirdikleri taleplerin hükümet cephesinde yarattığı korku ve endişe olduğu açıktır. 1 Mayıs’ta başlayan ve önümüzdeki süreçte artarak sürecek olan mücadelemiz baskı ve gözaltı düzeni ile gölgede bırakılmak istenmektedir.
Son dönemde örneklerini sıkça görmeye başladığımız bu tür baskın ve göz altıların yeni anayasa tartışmalarının yapıldığı, demokratikleşme, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi yönünde nutukları atıldığı bir dönemde gerçekleşiyor olması dikkat çekicidir. Tüm demokratik muhalefete yönelik artan baskın ve gözaltılar, bizler açısından şaşırtıcı olmadığı gibi, yıllardır kararlılıkla yürüttüğümüz fiili meşru mücadeleden ve anti demokratik uygulamalar karşısında gösterdiğimiz tepkilerden duyulan rahatsızlığın somut bir sonucudur.
Bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında geçmişte olduğu gibi, bugün de sesiz kalmayacağımız bilinmelidir. KESK olarak tüm demokratik muhalefete, üye ve yöneticilerimize yönelik yıldırma ve sindirme uygulamalarına son verilmesini, gözaltına alınan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
YÜRÜTME KURULU