Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, bu yıl dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında önceki yıllara göre çok daha geniş kesimlerin katılımıyla coşku ve heyecanla kutlanmıştır.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de işçilerin, kamu emekçilerinin, işsizlerin, yoksullaştırılmış halk kitlelerinin, kadınların, güvenli bir gelecek isteyen gençlerin, eşitlik – özgürlük- barış- adalet talep edenlerin, doğanın talanına karşı çıkanların, özgürlük isteyen bilim ve sanat insanlarının, savaşsız -sömürüsüz bir dünya isteyen tüm kesimlerin taleplerinin yankılandığı 1 Mayıs alanlarına birlik, mücadele ve dayanışma bir kez daha damgasını vurdu.
Öncelikle bu coşkulu kutlamalarda emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Başta, 1 Mayıs’ta coşku ve kararlılıklarını tüm yurtta alanlara taşıyarak kamu emekçileri hareketinin yüz akı olduğunu bir kez daha ortaya koyan tüm üyelerimiz olmak üzere umudu büyüterek” mutlak gelen güne” doğru koşanları kutluyoruz.
Başta Taksim olmak üzere ülkenin her yerinde alanlara çıkanların kitleselliği bazı kesimleri şaşırtırken emek ve halk düşmanlarını ürkütmüştür. Aslında hükümetin son dönemde yoğunlaştırdığı saldırıların hedefinde bulunan tüm toplumsal kesimlere yaşatılan baskı sindirme ve hak gaspları göz önüne alındığında 2012 1 Mayıs kutlamalarının geçmiş yıllara göre neden daha kitlesel olduğu da kendiliğinden anlaşılacaktır.
AKP eliyle sürdürülen muhafazakâr yeni liberal politikaların mağdurları sürekli artmaktadır. Bu politikalara sessiz kalmayacağını gösteren kesimler Türkiye’de uzun bir aradan sonra ilk kez yüzden fazla merkezde 1 Mayıs’ı kutlamıştır. Bu yıl, önceki yıllara göre daha umutlu, daha coşkulu, daha bilinçli ve daha kitlesel olarak alanlara çıkanlar 1 Mayıs’ın tarihsel anlamı ve önemine uygun olarak yapılan kutlamalarda çok yönlü saldırılara karşı birlik ve mücadele kararlılığını alanlara taşımıştır.
Suriye’ye yönelik emperyalist işgale karşı içeride ve dışarıda barışın savunulmasından Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümüne, demokratik bir anayasa talebinden kadına karşı şiddet ve cinayetlere son verilmesine, parasız eğitim ve sağlık hakkından kıdem tazminatlarının kaldırılmak istenmesine, özel istihdam büroları ve bölgesel asgari ücret girişimlerinden grevli ve toplu sözleşmeli sendika hakkına kadar çok geniş bir çerçevede talepler güçlü bir şekilde dile getirilmiştir.
Türkiye’nin dört bir yanında KESK’e bağlı sendikaların öncülüğünde büyük bir kitlesellikle alanlara çıkan kamu emekçileri, hükümetin son dönemde kazanılmış haklarımıza yönelik saldırı girişimleri karşısında sessiz ve tepkisiz kalmayacaklarını göstermişlerdir. AKP hükümetinin saldırılarına paralel olarak, 8 Ekim mitingi ile başlayan, 21 Aralık Greviyle kitleselleşerek ivme kazanan ve 28–29 Mart’ta kararlılıkla sürdürülen eylemlilik süreçleri emekçileri yaşadıkları sorunlar karşısında daha kararlı bir tutum almaya itmeye devam etmektedir. Bu kararlı tutumu sergilemekte hiçbir zaman tereddüt etmeyen KESK üyeleri, AKP hükümetinin grevsiz toplu sözleşme düzenlemesine, esnek, güvencesiz ve performansa dayalı çalışmaya, taşeronlaştırmaya ve iş güvencemizi kaldırma tehdidine karşı çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi taleplerini 1 Mayıs alanlarında bir kez daha yüksek sesle haykırmıştır.
Bu yıl 1 Mayıs’ın anlam ve öneminden bi haber bazı “sendika ve konfederasyonların” ayrı kutlama yapması dikkat çekici olmuştur. Özelikle Ankara Tandoğan’da “devlet töreni” havasında yapılan “resmi mitingde” Çalışma Bakanı’nın hükümet adına konuşması, 1 Mayıs kutlamaları tarihinde bir ilk olması açısından düşündürücüdür. Emekçiler ve ezilenler olarak yıllardır karşı karşıya kaldığımız sorunların, haklarımıza yönelik saldırıların odağında yer alan politikaların mimarı olan AKP hükümetinin Çalışma Bakanı’nı kürsüden konuşturanların 1 Mayıs’tan ne anladıkları ve renkleri bir kez daha gözler önüne serilmiştir. 1 Mayıs’ı “devlet töreni” havasında kutlayan bu “sendika ve konfederasyonlar” yıllardır “örtük” olarak yerine getirdikleri hükümetin saldırı politikalarına yedeklenme misyonunu alenen göstermişlerdir.
Ancak yıllarca özgürlük ve demokrasi kavramlarının içini boşaltıp sadece kürsülerde nutuk malzemesi yapanlara, her türlü hak ve özgürlük talebini zor kullanarak bastıran, kendi isteğini “halk iradesi”ymiş gibi göstermek isteyenlere ve onlara yandaşlıkta sınır tanımayanlara rağmen 1 Mayıs’ın işçi sınıfının insanca bir yaşam ve düzen talebiyle ezilen halkların barış ve özgürlük taleplerinin birleştiği bir gün olarak kutlanması engellenememiştir. 1 Mayıs’ı anlamına ve özüne uygun olarak kutlamak sorumluluğunu gösterenler, dünyada ve Türkiye’de emekçilerin birliği ve halkların kardeşliğini temel alan bir anlayışla alanlara çıkarak, bizleri zayıflatmak ve hükümetin saldırı politikalarına yedeklemek isteyenlere en anlamlı yanıtı alanları doldurarak vermişlerdir.
1 Mayıs’ta toplumun çeşitli kesimlerinin kendi talepleriyle alanda yer alması, kamu emekçilerinin, işçilerin, işsizlerin, kadınların ve gençlerin yoğun katılımı ve Türkiye’nin dört bir yanında gösterilen kararlı tutum, bugüne kadar yürütülen mücadelenin birikimlerini daha arttırmış ve emek hareketine gelecek için pek çok yönden moral vermiştir.
1 Mayıs’ın yaygın ve kitlesel olarak kutlanmış olması, hükümetin önümüzdeki dönemde emekçilere yönelik olarak gerçekleştireceği saldırılara karşı tüm emekçilerin ve onların örgütlü gücü olan sendikalarımızın görev ve sorumluluklarını arttırmıştır.
Kamu emekçilerinin 1 Mayıs 2012’den aldığı mesaj, önümüzdeki dönemde emeğe ve emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik saldırılara karşı mücadele etme niyetinde ve kararlılığında olan kesimlerle birlikte hareket etme olanaklarının arttırılması ve mücadelenin ortaklaştırılmasıdır. KESK, sınıf mücadelesinin ortaklaştırılması konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edecektir.
1 Mayıs alanlarında coşku ve kararlılıkla ifade ettiğimiz taleplerimizin hayat bulması için yürüteceğimiz mücadelemizin büyütülmesinde hepimize görev düşüyor. Bu coşku ve kararlılığı hep birlikte, kenetlenerek sürdüreceğimize olan inancımızla, 1 Mayıs’ta talepleriyle alanları dolduranları bir kez daha kutluyoruz.
YÜRÜTME KURULU