AKP iktidarı bir taraftan hazırladığı yasa tasarılarıyla emek düşmanı politikalarına hız verirken diğer taraftan bu politikalarına boyun eğmeyerek mücadelesini sürdüren emek ve demokrasi güçlerine yönelik baskılarını artırmaktadır. Önceki gün Batman’da aralarında bağlı sendikalarımızın üye ve yöneticilerinin de bulunduğu 44 kişinin gözaltına alındığı operasyonla bu baskıların son örneği yaşanmıştır.
Operasyon sonucu gözaltına alınanlardan 13‘ü serbest bırakılırken, aralarında Tüm Bel Sen Batman temsilcimiz Muzaffer Çınar ve temsilcilik yöneticilerimizden Ali Sarıpınar’ın da olduğu 31 kişi tutuklanmıştır.
Batman’da yaşanan operasyon, AKP iktidarının emek ve demokrasi güçlerini son yıllarda hiçbir dönemle kıyaslanmayacak düzeyde bir kuşatma altına almak istediğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın yönetici ve üyelerinin sendikal faaliyetlerinden dolayı, istifaya zorlama, sürgün, görevden çıkarma, tutuklama gibi engellemelerle karşılaşması artık rutin uygulamalar haline gelmiştir. Son olarak önceki gün Batman’da yaşanan operasyonun, somut hiçbir kanıta dayanmadan, sendikal faaliyetlerimizi “suç“ unsuru” haline getirenlerin, örneklerini defalarca yaşadığımız önceki operasyonlarından hiçbir farkı yoktur.
Sendikal mücadelemiz üzerinde şaibe yaratarak, KESK ve bağlı sendikalarını kamuoyu nezdinde yıpratma amacı taşıyan baskıların bir parçası olan bu operasyonlar yabancısı olduğumuz uygulamlalar değildir. Bu gün toplam 28 yönetici ve üyemiz bu operasyonlar sonucunda tutukludur. 25 yönetici ve üyemiz hazırlanan düzemece iddianameler sonucunda 6 şar yıl 3 er ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Çalışanlarımıza kadar uzanan bu operasyonlar sonucu Hukuk-TİS uzmanımız tutuklanmıştır.
2 milyon kamu emekçisini ve ailelerinin kaderini çok yakından ilgilendiren 4688 Sayılı yasada yapılacak değişikliklere karşı mücadelemizi yükselttiğimiz bir dönemde KESK’e ve bağlı sendikalarına yönelik bu operasyonların artması manidardır. Konfederasyonumuz üzerinde son yıllarda yoğunlaşan bu baskılar, temel hak ve özgürlüklerin genişletileceği bir anayasa hazırlığı içinde olduğunu öne sürenlerin, “yargı paketleri” hazırlayanların samimiyetinden duyulan kuşkuyu da artırmıştır.
Neredeyse her eylem ve etkinliğimizi dava konusu yapanlar, kuşattıkları yargı sistemi ile hiçbir hukuki temeli olmayan kararlarla mücadelemizi engelleyeceklerini sanmaktadır. Ancak hiçbir baskı, bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da KESK’i sindirmeyi ve haklı mücadelesinden geri döndürmeyi başaramayacaktır.
Bizler, emek ve demokrasi mücadelesini yükselterek her türlü hukuk dışı uygulamanın karşısında olmaya, gözaltına alınan, tutuklanan üyelerimizin haklarını her zeminde koruyup savunmaya devam edeceğiz. Konfederasyonumuz ve bağlı sendikalarımız üzerindeki baskılara, üye ve yöneticilerimize yönelik yıldırma ve sindirme uygulamalarına derhal son verilmelidir.
YÜRÜTME KURULU