23 Ekim’de yaşanan depremin acılarını sarmaya çalışan Van’da önceki gün meydana gelen 5.6 şiddetindeki depremde şu ana kadar 22 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Öncelikle hükümet yetkililerinin açık ihmali sonucunda yaşanan bu cinayete kurban verdiğimiz vatandaşlarımızın yakınlarına baş sağlığı ve sabır, yaralılara acil şifa diliyoruz.
Failleri ne kadar gizlenmeye çalışılırsa çalışılsın önceki gün Van’da yaşanan açık bir katliamdır. Bu katliamın bir numaralı sanığı ise 23 Ekim depremi sonrası uzman ekiplerin hasarlı binaların durumuna dikkat çeken uyarılarına rağmen gerekli önlemleri almayan AKP hükümeti ve onun valisidir. İlk depremden sonra başvuru yapılmasına rağmen hasar tespiti yapmadıkları otelin tamamen çökmesi sonucu onlarca kişinin göz göre göre yaşamını yitirdiği cinayete sebep olanlardır.
Uzmanların 23 Ekim depreminden sonra bölgede yeni depremler olabileceği bunun için önlem alınması gerektiği yönündeki uyarılarına rağmen, “ Deprem açısından en güvenilir yerler Van ve Erciş’tir. Çünkü buradaki fay kırılmış ve enerjisini boşaltmıştır. Vatandaşlarımız yıkılmış evlere yaklaşmasınlar, ağır hasarlı evlere girmesinler. Az hasarlı evlere girebilirler” diyen AKP hükümetinin bakanları bu cinayetin sorumlusudur.
AKP’nin Potansiyeli Ortada!
Deprem karşısında yaşadıkları âciziyeti kapatmak için, sorunun çadır sayısının yetersiz olması değil evlere girmeme sorunu olduğunu söyleyen, “Boya çatlaklarına bakıp evlerine girmiyorlar” diyerek halkı suçlayan hükümet yetkililerine soruyoruz;
Gerekli incelemeleri yaparak, hasarlı, yıkık binalara girilmesini engellemek yerine, sorumsuzca yaptığınız açıklamalarla, hasarlı yapılarda kalınmasına davetiye çıkarmanız sonucunda sebep olduğunuz bu cinayetlerin hesabını nasıl vereceksiniz?
23 Ekim depremi sonrası “kendi potansiyelimizi görmek için dış yardımları kabul etmedik” diyenlere soruyoruz?
Sizin potansiyelden anladığınız deprem bölgesine arama kurtarma ekiplerinden önce özel eğitimli çevik kuvvet polislerini yığmak mı?
Yığınak yaptığınız çevik kuvvet polislerinizi, amaçları yaşadıkları sorunları dile getirmek olan depremzedelere gaz bombaları ve coplarla saldırtmakla mı potansiyelinizi ispatlıyorsunuz?
Yaşadıkları acılar yetmiyormuş gibi yandaş medyanız aracılığı ile depremzedelere “provokatör” damgası vurmakla mı potansiyelinizi açığa çıkarıyorsunuz?
Atılan gaz bombaları sonucu saniyelerin bile çok önemli olduğu arama kurtarma çalışmalarına ara verilmek zorunda kalınmasının hesabını göçük altında yaşam savaşı verenlerin yakınlarına nasıl vereceksiniz?
Sorumlular Derhal İstifa Etsin!
Bu potansiyelin ne anlama geldiği, AKP hükümetinin 23 Ekim depreminin başından bugüne yaptıklarında, en az çatlak binalar kadar tehlikeli olan bakanlarının yaptığı açıklamalarda görülmüştür. Yaşanan olumsuzlukları bile kendi menfaati için siyasetin malzemesi haline getiren, sırf kendi partisinden olmadığı için belediyeyi çalışmaların dışına itmeye çalışan, meslek örgütlerini dışlayan, yardımların dağıtımında bile ayrımcılık yaparak kendi bildiğini okuyan AKP hükümeti son yaşanan katliamın bir numaralı sanığıdır.
Bu katliamda payı olan başta Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve depremzedelerin üzerine polisin salınmasında birinci derecede sorumluluğu olan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin olmak üzere ilgili tüm bakanlar vakit kaybetmeden istifa etmelidir.
Depreme değil depremzedelere karşı aldığı polisiye önlemlerle potansiyelini gösteren AKP hükümeti, deprem bölgesinde gönüllü sivil-teknik inisiyatiflerin çalışma ve inceleme yapmasına engel olmaktan artık vazgeçmelidir. Bir an önce Van ve civar illeri kapsayan bölge afet bölgesi ilan edilmeli, aradan geçen bunca zamana rağmen hala bölgeye yeteri kadar gönderilmeyen çadırların ve acil ihtiyaç duyulan malzemelerin ulaştırılmasına hız verilmelidir. Kar yağışı ile iyice zorlaşacak olan koşulların hafifletilmesi için prefabrik yapılar derhal temin edilmelidir.