Avrupa’da yaklaşık 60 milyon üyesi bulunan Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC)’nun 12. Genel Kurulu 16-20 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan’ın Atina kentindeki Megaron Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. 4 yıllık dönemi kapsayan mücadele alanları ve stratejilerinin belirlendiği Genel Kurula 36 ülkeden 83 üye sendika konfederasyonunu temsilen 532 delegenin yanı sıra gözlemciler katıldı. Genel Kurula Türkiye’den KESK, DİSK, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ temsilcilerinden oluşan 18 kişilik bir heyet katıldı.
ETUC’un yeni yönetiminin belirlendiği Genel Kurulda, Genel Sekreterlik görevine Bernadette Segol seçildi. Segol, ETUC tarihinin ilk kadın Genel sekreteri oldu. Genel Kurul’un birinci bölümünde, geçen 4 yıllık dönem çalışma raporu çoğunluk kararı ile kabul edildi.
Genel kurulda yeni örgütlenme çalışmaları, örgütlenme yöntemleri, güvenceli çalışma hakkı, nitelikli kamu hizmeti, kolektif haklar, kamusal korunma önlemleri, işçilerin serbest dolaşımı, genç, kadın ve göçmen işçiler için “eşit işe eşit ücret”, küresel kriz, işsizlik konuları yoğun tartışıldı. Dört gün süren Genel Kurulda yapılan konuşmalar, tüm Avrupa ülkelerinde benzer sorunların yaşandığını gösterdi. Serbest dolaşım kapsamında olan AB üyesi ülkelerde bile göçmen, genç ve kadın işçilerin daha çok emek sömürüsüyle karşı karşıya olduğu, güvencesiz ve daha niteliksiz işlerde çalıştırıldığı gözlendi.
Uluslararası Af Örgütü, genel kurulda, Türkiye’de sendikal yasaların değiştirilmesi talebiyle başlattığı kampanyanın tanıtımını yaptı. Avrupa Genel Hizmet İşçileri Federasyonunun (EPSU) düzenlediği toplantıda da Genel Sekreter Carola Fischbach, Kolombiya ve Türkiye’deki sendikal hak ihlalleri hakkında bilgi verdi ve tutuklu sendikacılarla dayanışma faaliyetlerini sürdüreceklerini belirtti.
Eylem Planından Satırbaşları
Genel Kurulda, yaklaşık bir yıldır Avrupa Sendikalarının gündeminde olan ve tartışılan “eylem planı bildirgesi” görüşüldü ve az sayıda karşı oy kullanılan bildirge, oy çokluğu ile kabul edildi.
Sıkıntı içindeki ekonomilere yönelik AB ve IMF tarafından sunulan kurtarma paketlerinin olumsuz sonuçlarından dolayı kaygı duyulduğunun ifade edildiği bildirgede, AB’nin yaklaşımında hemen değişikliğe gidilerek zor durumda olan ülkelere yardım edilmesi talep edildi.
Bildirgede, bütün Avrupalı işçilerin çalışma koşullarının geliştirilmesinin, kayıt altına alınmayan işlerle, sosyal ve mali dampingle mücadelenin, çalışma şekli ne olursa olsun tüm işçileri toplu sözleşme ya da yasalar aracılığıyla korumanın, ETUC’un öncelikleri arasında olduğunun altı çizildi. Ücretlerin düşürülmesi ve emeklilik haklarının gaspının kabul edilmeyeceğinin belirtildiği bildirgede artan işsizlikle, güvencesiz çalıştırmaya karşı mücadele edileceği bildirildi.
Bildirgede ayrıca, kamu hizmetlerinin destekleneceği, kemer sıkma politikaları, kesintiler ve özelleştirmeler ile bu hizmetlerin ortadan kaldırılmasına karşı mücadele edileceği vurgulandı. Avrupa düzeyinde sendikal gündemin etkisini geliştirmek için ETUC’un sahip olduğu tüm araçların kullanımının artırılacağının belirtildiği bildirgede, bu amaçla kampanyalar örgütleneceğine, sosyal diyalog mekanizması ve sivil toplum ittifaklarından yararlanılacağına yer ver verildi.
Masa Başında Değil, Emekçilerle Birlikte Çözüm!
Eylem planı ve genel olarak tartışma platformu Türkiye konfederasyonlarının hiç gündemine girmediği için Genel Kurulda aktif bir katılım sağlanamadı. Konfederasyonumuz Genel Başkanı Döndü Taka Çınar, İşçi Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin eylem programının tartışıldığı bölümde yaptığı konuşmasında bu alanda ülkemizde yaşanan sorunlara dikkat çekerek, sorunun kaynağında sermaye hükümetlerinin ve patronların işçi sağlığı ve güvenliğine dair her türlü denetimi kaldırma yönündeki tercihleri olduğunu vurguladı.
İspanya, Fransa ve İsveç gibi ülkelerden pek çok konuşmacı, hak gasplarına ve kemer sıkma politikalarına karşı yürütülen sendikal mücadeleyi eleştiren konuşmalara dikkat çekti. Yunan bir sendika yöneticisinin ETUC yöneticilerini işaret ederek, “Bürolarınızdan dışarı çıkın, işçilerin arasına karışın, işçiler nasıl yaşıyor, hangi koşullarda çalışıyor görün. Masa başından çözüm değil, mücadelenin başına geçin” sözleri bütün delegeler için son derece çarpıcıydı.
Diğer taraftan, “Sosyal bir Avrupa için Harekete Geçelim” çağrısıyla toplanan ETUC’un 12. Kongresi, Atina’da PAME’nin (Mücadeleci İşçi Gücü Platformu) kitlesel protestosuyla karşılandı. Sokaklardaki afişlerde yer alan mesajlar ve kimi kürsü konuşmalarına yansıyan öfke, Yunanistan’da yaşanan krizin İspanya, Portekiz ve pek çok Avrupa ülkesine yayıldığını göstermekteydi.