16-20 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan’da gerçekleştirilen, Avrupa Sendikalar Konfederasyonunun (ETUC)’nun 12. Genel Kurulunda KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar, İşçi Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin eylem programının tartışıldığı bölümde bir konuşma gerçekleştirmiştir.
KESK Genel Başkanı Döndü Taka ÇINAR’IN konuşma metni aşağıdadır.
Sayın Başkan, Değerli Delegeler,
Sizleri, ülkelerimizde ekonomik kriz nedeniyle uygulanan kemer sıkma politikalarına karşı direnen işçi ve emekçiler adına, en içten duygularımızla selamlıyoruz.
Yunanistanlı emekçilerle dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Ekmek ve Özgürlük için ayağa kalkan Tunus, Mısır, Libya ve Yunan halklarını selamlıyor, enternasyonal dayanışma duygularımızı iletiyoruz.
Değerli Delegeler,
Tüm Dünyada uygulanan neoliberal ekonomik, sosyal ve siyasal politikalar, işçi sınıfının 200 yıllık kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaktadır. Başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi, taşeronlaştırma esnek ve kuralsız çalışma yaygınlaşmaktadır. Ekonomik kriz gerekçe gösterilerek tüm ülkelerde emekçilere kemer sıkma politikaları dayatılıyor, kamu hizmetleri kısıtlanıyor, ücret kesintileri ve düşük ücret dayatılıyor, hazine olanakları ve işçilere ait fonlar patronlara transfer ediliyor.
Kamuda performans denetimi, esnek ve güvencesiz çalışma emekçilerde ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Çalışma koşulları giderek daha da kötüleşmekte buna karşılık ücretler ve sosyal haklar gerilemektedir.
Kamu emekçilerinin yıllardır kollektif haklarını kullanmalarının önündeki yasal engeller kaldırılmamakta, kamuda, sözleşmeli ve güvencesiz çalışma artmaktadır. Son dönemde Anayasada toplu sözleşme “tanınmış” gibi yapılarak grev hakkı kanunla yasaklanmaktadır.
Son yıllarda artan taşeronlaştırma ve esnek kuralsız çalıştırma hatta sendikasız ve sigortasız çalıştırma nedeniyle, tersanelerde, maden ocaklarında, organize sanayi bölgelerinde iş kazaları artmaktadır. Kazaların çoğu ölümle sonuçlanmaktadır. Sadece 2011 Şubat ayında Türkiye’de 67 işçi iş kazalarında hayatını kaybetti, 309 işçi ise iş göremez duruma geldi. İşyerlerinde yeterli işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadığı ve uzun çalışma süreleri nedeniyle iş kazaları yaşanmakta, meslek hastalıkları riski artmaktadır.
Ne Hükümet ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ne de patronlar işçi sağlığı ve güvenliği için denetim mekanizması oluşturmadığı gibi, caydırıcı önlem ve yaptırımları da bulunmamaktadır.
Sorun “kazaların” önlenemez olması değil, sorun gerekli önlemlerin alınmaması, denetim mekanizmalarının oluşturulmaması ve maddi kaynak aktarılmamasıdır. Sorun, sermaye hükümetlerinin ve patronların işçi sağlığı ve güvenliğine dair her türlü denetimi kaldırma yönündeki tercihleridir.
Tüm bu saldırılar ve hak gaspları karşısında; krizin faturasını emekçilerin ödememesi için, işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için, iş kazaları ve meslek hastalıkları riskine karşı kamusal korunma tedbirleri alınması için, herkese güvenceli çalışma, insanca yaşam için yeterli ücret ve güvenli bir gelecek için sendikaların sınıf mücadelesinden başka yolu yoktur.
Bütün bu kapitalist saldırı politikalarına karşı sendikalar olarak ulusal ve uluslararası planda sınıf mücadelesini yükseltelim, enternasyonal dayanışmayı büyütelim.
YAŞASIN ENTERNASYONAL DAYANIŞMA!