Genel Başkan Sami EVREN toplu görüşmelerde Hükümet ile Memur-Sen arasında varılan mutabakata ilişkin yazılı bir ön açıklama yapmıştır: 18 Ağustos’tan bu yana sürdürülen görüşmelerden sonra ortaya çıkan uzlaşma tablosu kamu emekçilerinin sendikal mücadelesi açısından son derece düşündürücüdür. Sabahlara kadar süren ricalaşma sonunda anlaşmayla sonuçlanmış, Hükümetle ‘Sendikası’ Kamu Emekçilerinin Sefaletinin Sürmesinde Mutabakata Varmıştır.
Memur-Sen’in işgüzarlık yaparak mutabakat metnini imzalamasını Hükümetin yetkili sendikası olmasına bağlıyoruz. Görüşmelerin sürdüğü bir aşamada bu Memur-Sen Genel Başkanı’nın Başbakanla özel bir “görüşme” yapması zaten hukuksuz olan görüşmelere bir de şaibe düşürmüştür. Memur-Sen sendikacılığının ricacı sendikacılık olduğu sergilenen al gülüm ver gülüm oyununda bir kez daha ortaya çıkmıştır. Memur-Sen’in görüşmeler esnasında kamu emekçilerinin haklarını genişletmek yerine üç ayda bir ödenecek 45 Liralık sendika primine odaklandığı anlaşılmaktadır. Kamu emekçileri açısından Memur-Sen meşruiyetinin olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Varılan mutabakata göre kamu emekçilerine 2011 yılı için % 4+4 ücret artışı, 80 Lira ek ödeme verilecektir. Görüldüğü gibi mutabakatın dayandığı temel mantık enflasyon beklentisi olmuştur. Buna göre Ocak ayından itibaren bir kamu emekçisinin ücreti günlük 4 Lira 40 kuruş civarında artacaktır. Yani kamu emekçilerine bir ilköğretim okulu öğrencisine verilecek harçlık kadar bile bir zam yapılmamıştır.
Biz enflasyon beklentisi üzerinden yapılacak zamlara iki nedenle karşıyız. Birincisi esas alınması gerekenin enflasyon değil hayat pahalılığı olması gerektiğini savunuyoruz. İkincisi kamu emekçilerinin reel ücret kayıpları giderilmeden, kayıplı hali veri kabul eden yüzdelik artışların kamu emekçilerini sefaletten kurtarmayacağını söylüyoruz. En düşük ücret alan kamu emekçisinin ücreti Ocak’ta 1387 Lira olacaktır. Bu ücret yoksulluk sınırının 1270 Lira gerisindedir. Yapılan zamla 1500 Lira olacak ortalama kamu emekçisi ücreti yoksulluk sınırının 1157 Lira gerisindedir.
2011 Toplu görüşmeleri “toplu görüşme” anlayışının hukuksuzluğunu bir kez daha kanıtlamış; yandaş, devlet güdümlü sendikacılığın kamu emekçilerinin çıkarlarını temsil edemeyeceğini bir kez daha göstermiştir.
Çözüm grevli toplu sözleşme hakkımızın hayata geçirilmesi için mücadelededir. Bu yüzden tüm kamu emekçilerini sefaletten kurtulmak, insanca bir yaşam için güçlerini KESK’te birleştirmeye çağırıyoruz.
