KESK Başkanı Sami EVREN’in basın açıklaması metni: “Bir halkın türkülerini yapanlar yasalarını yapanlardan daha güçlüdür” der W.Shakespeare! Çünkü sanatçılar, yazarlar toplumun vicdanı ve uyarıcı sesidirler, öyle olmalıdırlar. Sanatçıların susturulduğu yerde demokrasiden ve özgürlükten bahsedilemeyeceği açıktır. Nitekim aydın ve sanatçılara baskının arttığı zamanlar faşizmin yükseliş yıllarıdır. Bu durumun tarihte örneklerine çokça rastlamak mümkündür.
Ülkemizde de başta darbeler ve olağanüstü hal süreçleri başta olmak üzere baskının arttığı, demokrasinin rafa kaldırıldığı süreçte aydınlarımız, sanatçılarımız üç maymunları oynamaya zorlanmışlardır. Bu onursuzluğu kendine yakıştırmayanlara yönelik gözaltılar, tutuklamalar, teşhirler, psikolojik baskılar ve dava açmalar yaygınlaşmıştır.
Son yıllarda da ifade ve düşünce özgürlüğüne yönelik geriye gidiş bizi kaygılandırmaktadır. Özellikle Kürt sorunu söz konusu olduğunda düşünce ve ifade özgürlüğü kâğıt üstünde kalmakta, resmi ideolojiye aykırı her demeç, etkinlik ve girişim dava konusu olabilmektedir. Bu tür davaların genellikle barış çabalarına yönelik olması ise manidardır.
28 Temmuz 2010 Çarşamba günü, sanatçı Ferhat Tunç’un “fail-i meçhul” cinayetleri teşhir ederek barışın önemine vurgu yapan konuşması nedeniyle Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, İsmail Beşikçi’nin ise bir makalesinden dolayı İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak olması kabul edilemez. Bu durum, aynı şekilde düşünen bizim gibi tüm muhalif kesimlere bir gözdağıdır, sindirme çabasıdır. “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” ya da “örgüt propagandası” gibi subjektivizme oldukça açık, son dönemde demokratik talepli hemen her etkinliğimizde karşımıza çıkan maddelerden yargılanıyor olması da dikkat çekicidir. Bu şekilde muhalif kesimler yalıtılmak ve fişlenmek istenmektedir.
Yaratılmak istenen korku imparatorluğuna teslim olmayacağız. İnadına halkların kardeşliğini istemeye ve barışın sesini yükseltmeye devam edeceğiz. Ferhat Tunç, İsmail Beşikçi gibi aydınların, sanatçıların yalnız olmadığı bilinmelidir. Ülkemiz artık bu ayıptan kurtulmalıdır. Düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır.