Sendikamız SES, SUT aleyhine yürütmeyi durdurma istemiyle Danıştay’da dava açtı. Dava dilekçesi aşağıdadır:
"
Av. Öztürk Türkdoğan
Necatibey Caddesi No: 82/13
Kızılay / ANKARA
Tel: 232 61 22
Faks: 230 21 93
DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA
(Yürütmeyi Durdurma İstemlidir)
DAVACI: Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)
VEKİLİ: Av. Öztürk Türkdoğan
DAVALI: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı / ANKARA
D. KONUSU: 25 Mart 2010 tarihli 1. mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3. 2. 1. ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı bölümünün, 3. 2. 3. tıbbi malzeme katılım payı bölümünün 2 nolu paragrafının, 3.3.1. ilave ücret alınması bölümünün 1 nolu paragrafının, 3. 3. 4. otelcilik hizmetlerinde ilave ücret uygulaması bölümünün, 4.2 finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemleri ve ödeme kuralları bölümünün 1. paragrafının, 4. 2. 1.B.1- ayaktan tedavilerde ödeme uygulaması bölümünün 3, 6 ve 11. paragraflarının, 4. 2. 2. B-1- tanıya dayalı işlemlerin kapsamı bölümünün 3 nolu paragrafının, 4.4.2. geçici ya da sürekli görevle gönderilme dışında yurtdışında bulunma halinde sağlanacak sağlık hizmetleri bölümünün 1 nolu paragrafının son cümlesinin, 5.2.1. yol gideri bölümünün 3 nolu paragrafında yer alan, “en yakın 3. basamak sağlık hizmeti sunucusunun bulunduğu yerleşim yeri mesafesi üzerinden” ibaresinin, 5.2.2-gündelik ücreti bölümünün 3 nolu paragrafının kamu görevlileri açısından, 6.1.5. bedeli ödenecek ilaçlar (EK-2/D) bölümünün 1 nolu paragrafının 2. cümlesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemidir.
T. TARİHİ: 25 Mart 2010
AÇIKLAMALAR VE İPTAL SEBEPLERİ:
Müvekkil sendika 4688 sayılı kanunun 5. maddesine göre çıkarılmış bulunan hizmet kolu önetmeliğine göre sağlık ve sosyal hizmet kolunda örgütlü bir sendikadır. Dava konusu SGK SUT tebliği sendika üyeleri hakkında da uygulanmaktadır.
Dava konusu tebliğin 3.2.1. ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı bölümünde birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerinde 2 TL, 2. ve 3. basamak sağlık kurumlarında 8 TL, özel sağlık kurumlarında 15 TL katılım payı alınması ile ilgili kurallar düzenlenmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, Anayasa Mahkemesinin 5510 sayılı yasa ile ilgili olarak verdiği 15.12.2006 tarihli 2006/111-112 sayılı iptal kararının gerekçeleri dikkate alınarak kamu görevlileri açısından tedavi katılım payı alınamaz. Bunun yanı sıra pirime dayalı Genel Sağlık Sigortası sisteminde primin yanı sıra tedavi katılım payı alınması hukuka aykırıdır. Anayasanın 56. maddesi uyarınca sağlık hakkının yerine getirilmesinde devlet tarafından oluşturulmuş sigorta kurumunun yükümlülüklerini yerine getirmek için vatandaştan ikinci kere katkı istemesi hukuka aykırıdır. Ayrıca Danıştay 10. Dairesinin 2009/13684 E, sayılı ve 15.03.2010 tarihli yürütmeyi durdurma kararı uyarınca aile hekimliği muayenesinden 2 TL katılım payı alınması hukuka aykırı bulunmuştur. (Ek 1)
Dava konusu tebliğin 3.2.3 tıbbi malzeme katılım payı bölümünün 2 nolu paragrafında vücut dışı protez ve ortezlerden kurumdan gelir ve aylık alanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişiler için %10, diğer kişiler için %20 oranında katılım payı alınacağı düzenlenmiştir. 5510 sayılı yasanın geçici 9. maddesinin 2. fıkrasında vücut dışı protez ve ortez bedellerinin sağlık hizmetlerinin niteliği açısından hayati önemi haiz olup, olmaması, kişilerin gelir ve aylıkların tutarı ve benzeri ölçütler dikkate alınarak %10 ile %20 arasında Maliye Bakanlığınca belirlenen oranlarda katılım payı alınacağı belirtilmiştir. Dava konusu tebliğin bu bölümünde hiçbir kritere uyulmadan diğer kişiler için %20 oranında katılım payı alınacağının düzenlenmesi sebep ve amaç yönünden açıkça hukuka aykırıdır. Ayrıca bu bölümdeki düzenlemenin kamu görevlileri açısından da hukuka aykırı olduğunu Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca belirtmek gerekir.
Dava konusu tebliğin 3.3.1. ilave ücret alınması bölümünün 1 nolu paragrafında kurumla sözleşmeli vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarının SUT ve ekinde yer alan sağlık hizmetleri işlem bedellerinin, SUT eki ek-8 listesi üzerinden fatura edilen malzeme ve ilaçlar ile SUT eki ek-9 listesi dışında fatura edilebilecek malzeme ve ilaçlar hariç olmak üzere tamamı üzerinden kurumca belirlenen oranı geçmemek üzere kişilerden ilave ücret alınabileceği düzenlenmiştir. Öncelikle Anayasa Mahkemesinin 5510 sayılı kanunla ilgili olarak verdiği 15.12.2006 tarihli 2006/111-112 sayılı iptal kararının gerekçeleri dikkate alınarak kamu görelileri açısından bu hükmün uygulamayacağını, dolayısıyla iptal edilmesi gerektiğini belirtmek durumundayım. 5510 sayılı kanunla getirilen Genel Sağlık Sigortası sistemi prime dayalıdır. Sistem primin dışında katılım payı ve ilave ücret alarak sosyal hukuk devleti ilkesine aykırı bir hal almıştır. Bu sistemle ilave ücret adı altında sağlık hizmeti paralı hale getirilmiş ve üzerinden fazlaca kar edilecek bir seviyeye ulaşmıştır. Özellikle vakıf üniversiteleri ve özel sağlık kuruluşlarının ilave ücret tutarlarının ne olduğunun, hangi durumlarda ne kadar alınacağının tebliğde belirtilmemiş olması sebep ve amaç yönünden hukuka aykırıdır.
Dava konusu tebliğin 3.3.4. otelcilik hizmetlerinde ilave ücret uygulaması bölümünde otelcilik hizmetleriyle ilgili olarak üç katını geçmemek üzere kişilerden ilave ücret alınacağı belirtilmiştir. Dava konusu düzenlemede hangi kritere göre, hangi hizmet standardına göre ne kadar ilave ücret alınacağı belirtilmemiştir. Bu durumda tüm sözleşmeli sağlık kurumları normalde vermiş oldukları yataklı sağlık hizmetini otelcilik hizmeti adı altında 3 kata kadar ilave ücretle pahalı bir hizmet haline getireceklerdir. Bu şekilde GSS sistemi prim, katkı payı, ilave ücret ve otelcilik hizmeti ilave ücreti adı altında tamamen paran kadar sağlık anlayışını yerleştirmiş olmaktadır. Bu anlayış Anayasamızın 2. maddesindeki sosyal hukuk devleti ilkesine tamamen aykırıdır. Dava konusu düzenleme sebep ve amaç yönünden hukuka aykırı olduğundan iptali gerekmektedir.
Dava konusu tebliğin 4.2. finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemleri ve ödeme kuralları bölümünün 1. paragrafında, SUT ve eki listelerde yer almayan teşhis ve tedavi yöntemlerinin bedellerinin kurumca karşılanabilmesi için kurum tarafından uygun olduğunun kabul edilmesi ve sağlık hizmetleri fiyatlandırma komisyonu tarafından kurumca ödenecek bedellerinin belirlenmesi gerektiği belirtilmektedir. Tıptaki gelişmeler dikkate alındığında SUT ve eki listelerde yer almayan teşhis ve tedavi yöntemleri bedellerinin kurumca karşılanması gerekmektedir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığının 2 Nisan 2010 tarih ve 8878 sayılı yazıda 2009 sağlık uygulama tebliğinde yer aldığı halde, 2010 SUT tebliğinde çıkarılan hizmetlerin listesi yapılmış ve bu listedeki hizmetlerle ilgili tetkiklerin yapılmaması istenmiştir. (Ek 2) Görüldüğü gibi 2010 SUT ve listelerinde çok sayıda tetkik ve tedavi yöntemi çıkarılmıştır. SGK bir yandan sağlık hizmetlerinin kapsamını daraltmakta, bir yandan da katkı payı, ilave ücret ve otelcilik ücreti ile daha fazla gelir elde etmeye çalışmaktadır. Aradaki fark tamamen yurttaşın cebinden çıkacaktır. Bu düzenleme sağlık hizmetinin kapsamını daralttığından iptal edilmesi gerekmektedir.
Dava konusu tebliğin 4.2.1.B.1- ayaktan tedavilerde ödeme uygulaması bölümünün 3. paragrafında hastanın aynı sağlık kurumunda aynı branşa ayaktan ilk müracaatını takip eden 10 gün içinde 2. defa ayaktan başvurması halinde, ikinci müracaatı ile ilgili SUT eki ek-10/B listesinde yer alan tutarların faturalandırılamayacağı, 6. paragrafında benzer bir düzenlemenin yer alarak aynı gün içinde, aynı sağlık kumrunda ilk muayenesini takip eden diğer branşlardaki ayaktan tedavi kapsamındaki başvuruları ayaktan tedavide ödeme uygulaması kapsamında değerlendirilemeyeceği ve bununla ilgili işlemlerin faturalandırılmayacağı, 11. paragrafında 2. veya 3. basamak sağlık kurumundan başka bir sağlık kurumuna sevk edilmesi halinde sevk eden sağlık kurumuna SUT eki ek-10/B listesinde yer alan tutarın sadece %75’inin ödeneceği belirtilmektedir. Dava konusu bu düzenleme kişilerin hastalanmaları halinde tedavileri ile ilgili sağlık haklarının açıkça sınırlandırdığından hukuka aykırıdır. Davalı idare kişilerin 10 gün içinde aynı branşa birden fazla muayene olamayacağını, aynı gün birden fazla branşa yapılan muayenelerin ücretinin ödenmeyeceğini belirterek hastalık halini bile kendisi belirlemek istemektedir. Bu durum Anayasanın 2 ve 56. maddelerine açıkça aykırıdır. Bu düzenlemelerin iptali gerekmektedir.
Dava konusu tebliğin 4.2.2.B-1- tanıya dayalı işlemlerin kapsamı bölümünün 3 nolu paragrafında belirtilen grup ameliyatlarında belirtilen süreler içerisinde aynı branşta birden fazla işlem yapılması halinde ödeme yapılmayacağı belirtilmektedir. Bu düzenleme açıkça sağlık hakkının kapsamını daraltmaktadır. Davalı idare hastalı halini kendisi belirlemek istemektedir. Dava konusu işlem Anayasanın 2 ve 56. maddelerine açıkça aykırıdır. Bu nedenle iptali gerekmektedir.
Dava konusu tebliğin 4.4.2 geçici ya da süreli görevle gönderilme dışında yurtdışında bulunma halinde sağlanacak sağlık hizmetleri bölümünün 1 nolu paragrafının son cümlesinde, sağlık yardımlarını kapsayan sosyal güvenlik sözleşmesinin olmaması halinde, sağlık hizmetleri giderleri ile yol giderlerinin gündelik ve refakatçi giderlerinin ödenmeyeceği düzenlenmiştir. Dava konusu düzenleme kamu görevlileri açısından açıkça hukuka aykırıdır. Genel olarak da vatandaşın sağlık ve seyahat hakkını sınırlandırıcı bir düzenleme içerdiğinden iptali gerekmektedir. Bilindiği gibi sosyal güvenlik anlaşması olsun ya da olmasın gerek kamu görevlisi izinle, gerekse de vatandaş vizesiz veya vizeli olarak seyahat hakkını kullanabilmektedir. Bu hakkın sağlık hizmeti giderlerinin ödenmemesi yolu ile sınırlandırılması sebep ve amaç yönünden hukuka aykırıdır, iptali gerekmektedir.
Dava konusu tebliğin 5.2.1. yol gideri bölümünün 3 nolu paragrafında yer alan, “en yakın 3. basamak sağlık hizmeti sunucusunun bulunduğu yerleşim yeri mesafesi üzerinden” ibaresinin iptali gerekmektedir. Bu düzenleme özellikle belirli branşların olduğu üniversite hastanelerine Türkiye genelinden yapılan sevklerin önünü kesmeye dönük bir düzenlemedir. Örneğin Bitlis’teki bir hastanın İstanbul’a sevkini engeller. Çünkü Van’da üniversite hastanesi olduğundan Bitlis Van arası ücret ödenir. Van İstanbul arası ücret ödenmez. Bu da hastanın İstanbul’da tedavi edilmesi isteğini engeller. Kaldı ki zorunlu durumlarda (sadece belirli merkezlerde yapılan tedaviler için) bu kuralın esnetilmesi gerekirken, bunun yapılmaması sebep ve amaç yönünden hukuka aykırı olduğundan iptali gerekmektedir.
Dava konusu tebliğin 5.2.2- gündelik ücreti bölümünün 3 nolu paragrafının kamu görevlileri açısından iptali gerekmektedir. Bu düzenlemede gündeliklerle ilgili olarak kamu görevlileri açısından Harcırah kanunu hükmü düzenlenmemiştir. Bu düzenleme ile kamu görelileri açısından kazanılmış hakları geri alınmıştır. Anayasa Mahkemesinin 5510 sayılı kanunla ilgili vermiş olduğu iptal kararının gerekçesi dikkate alınarak bu düzenlemenin iptali gerekmektedir.
Dava konusu tebliğin 6.1.5 bedeli ödenecek ilaçlar (ek-2/D) bölümünün 1 nolu paragrafının 2. cümlesinde, bu listede ticari isimleri ve barkot / kare kod numaraları yer almayan ilaçların bedellerinin kurumca ödenmeyeceği düzenlenmiştir. Dava konusu düzenleme ile eczanelerin elinde bulunan ve henüz tüketilmeyen (son kullanma tarihleri dolmadan) ilaçlar açısından sorun yaratacaktır. Vatandaşın ilaca erişim hakkını sınırlandıran bu düzenlemenin iptali gerekmektedir.
YÜRÜTMEYİ DURDURMA NEDENLERİ: Dava konusu tebliğin iptali istenen bölümlerinin tümünün 2577 sayılı kanunun 27. maddesi uyarınca yürütülmesinin durdurulması gerekmektedir.
HUKUKSAL SEBEPLER: Anayasa, Danıştay Kanunu, İYUK, 5510 sayılı kanun, 657 sayılı kanun, Anayasa Mahkemesi kararları ve diğer mevzuat.
DELİLLER: Ekteki belgeler ve diğer deliller.
İSTEM SONUCU: Dava konusu, 25 Mart 2010 tarihli 1. mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3. 2. 1. ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı bölümünün, 3. 2. 3. tıbbi malzeme katılım payı bölümünün 2 nolu paragrafının, 3.3.1. ilave ücret alınması bölümünün 1 nolu paragrafının, 3. 3. 4. otelcilik hizmetlerinde ilave ücret uygulaması bölümünün, 4.2 finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemleri ve ödeme kuralları bölümünün 1. paragrafının, 4. 2. 1.B.1- ayaktan tedavilerde ödeme uygulaması bölümünün 3, 6 ve 11. paragraflarının, 4. 2. 2. B-1- tanıya dayalı işlemlerin kapsamı bölümünün 3 nolu paragrafının, 4.4.2. geçici ya da sürekli görevle gönderilme dışında yurtdışında bulunma halinde sağlanacak sağlık hizmetleri bölümünün 1 nolu paragrafının son cümlesinin, 5.2.1. yol gideri bölümünün 3 nolu paragrafında yer alan, “en yakın 3. basamak sağlık hizmeti sunucusunun bulunduğu yerleşim yeri mesafesi üzerinden” ibaresinin, 5.2.2-gündelik ücreti bölümünün 3 nolu paragrafının kamu görevlileri açısından, 6.1.5. bedeli ödenecek ilaçlar (EK-2/D) bölümünün 1 nolu paragrafının 2. cümlesinin yürütülmesinin durdurularak iptal edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalı idare üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim. 21.05.2010
Av. Öztürk Türkdoğan