Türkiye’de bir taraftan tüm çalışanlar için esnek, performansa dayalı güvencesiz çalışma gittikçe yaygınlaştırılırken diğer taraftan sendikal hak ve özgürlükler her geçen gün daha da sınırlanmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri başta olmak üzere ülkemizin altında imzası bulunan evrensel sendikal normlar açıkça ihlal edilerek sendikal örgütlülük önünde yeni engeller yaratılmaya çalışılmaktadır.
Her türden hak arama eylemini kanunları hiçe sayarak şiddetle engellemeyi alışkanlık haline getiren Emniyet Genel Müdürlüğü, şimdi de kendi personelinin sendika kurma girişimlerini yayımladığı genelgeyle engellemeye çalışarak hukuksuz girişimlerine devam etmektedir.
Bilindiği üzere, bir süredir Türkiye’de polis sendikası kurulması için bir çalışma yürütülmektedir. Ancak basına yansıyan haberlere göre Emniyet Genel Müdürlüğü kendi personelinin sendikalaşmasını engellemek için düğmeye basmış bulunmaktadır. Daha sendikanın kuruluşu için valiliğe başvuru bile yapılmadan Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar imzasıyla çıkarılan genelgede, kuruluş hazırlıkları süren sendikaya üye olacak emniyet mensupları disiplin soruşturmasıyla tehdit edilmektedir. Söz konusu genelgede 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu’nun 15. Maddesine atıfta bulunularak, emniyet hizmetleri sınıfı ve emniyet teşkilatında çalışan diğer hizmet sınıflarına dâhil personelin kurulan sendikalara üye olamayacaklarının hükme bağlandığı ifade edilmektedir.
On binlerce Kamu Emekçisinin Sendika Hakkı Engelleniyor!
Söz konusu maddeyle; sadece emniyet mensuplarının değil rektörler, dekanlar, enstitü ve yüksek okul müdür ve müdür yardımcıları başta olmak üzere, hâkimlerin, savcıların, Milli Savunma Bakanlığında, Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında çalışan sivil memurların ve kamu görevlilerinin, Merkez denetim elemanlarının, ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlilerinin de aralarında bulunduğu on binlerce kamu emekçisinin sendika kurması, sendikaya üye olması engellenmiştir. Kısacası on binlerce kamu emekçisi çalışma koşulları hakkında söz hakkına dahi sahip değildir.
Yargı Sen’de 15. Madde Gerekçe Gösterilerek Kapatılmıştı…
Bilindiği üzere aynı maddeye dayanarak hâkim ve savcıların sendikası Yargı Sen kapatılması Yargıtay tarafından onanmıştır. Böylece dünyada ilk defa bir yargı organının kendi meslektaşlarının kurduğu sendikayı kapatması durumu ülkemizde yaşanmıştır. Yine aynı maddeye dayanılarak askeriyede görev yapan sivil çalışanların sendikası olan Sivil Memurlar Sendikası (SİME-SEN) kapatma davası ile karşı karşıyadır.
Anayasa ve Uluslar arası Sözleşmeler İhlal Ediliyor!
Oysa ülkemizin altında imzası bulunan uluslararası sözleşme ve anlaşmaların iç hukukun üzerinde olduğu Anayasanın 90. Maddesinde hiçbir tartışmaya yer vermeyecek açıklıkta ifade edilmektedir. Buna göre başta ülkemizin altında imzası bulunan Uluslar arası Çalışma Örgütünün (ILO), 87 Sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi ve Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkını düzenleyen 98 Sayılı sözleşmesi olmak üzere onlarca uluslar arası sözleşme–anlaşma sendika üyeliği konusunda hiçbir kısıtlamanın uygulanmayacağını hüküm altına almıştır.
Buna rağmen AKP hükümeti, “Emeğe bağlı hakları kullananlar arasında hiçbir ayrım yapılamayacağı” temel ilkesine yer verilen bu sözleşme ve anlaşmaları görmezden gelmeye devam etmekte, sendikal hak ve özgürlükleri açıkça ihlal ettiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde açılan tüm davalarda tazminat ödemeye mahkûm edilmesinden de ders çıkarmamaktadır.
KESK, Tüm Çalışanların Sendika Hakkını Savunmaya Devam Edecektir!
İşverenlerin ve son olarak Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı genelgede görüldüğü üzere “kraldan daha kralcı” bazı kurumların hükümetin bu pervasız tutumundan güç aldıkları açıktır. En başından beri tüm çalışanların sendikal örgütlülüğü önündeki engellerin kaldırılması için mücadele eden bir konfederasyon olarak çalışanların sendikal hak ve özgürlükleri önünde engel olanları kınıyoruz. Ülkemiz, uluslararası düzlemde, kendi çalışanlarının sendikal hak ve özgürlüklerini yasaklayan, sınırlayan bir ülke olarak anılmanın utancını yaşamayı hak etmemektedir. Bu duruma son vermenin zamanı çoktan gelmiştir. Türkiye’de kamu emekçileri ve işçiler uygar dünya ülkelerinin kendi çalışanlarına on yıllar önce tanıdığı haklardan mahrum bırakılamaz.
Bu ülkenin tüm çalışanları uluslararası sözleşme ve anlaşmalara uygun, evrensel sendikal normların temel alındığı bir çalışma yaşamını ve buna uygun yasaları fazlasıyla hak etmektedir. KESK; yıllardır her platformda tüm çalışanlar gibi polislerin de sendikalaşma hakkının olduğunu savunmaktadır. KESK olarak başta kamu emekçileri olmak üzere sendikal hak ve özgürlükleri yok edilmek istenen tüm çalışanların yanında olmaya devam edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Yürütme Kurulu