AKP Geçici hükümeti ve Cumhurbaşkanı R. T Erdoğan topluma rağmen savaş konseptini devreye sokmuş durumda. 7 Haziran sonrası halk, AKP’nin tek başına iktidara gelmesine “Dur” demiş, HDP’nin barajı geçerek farklılıkların da mecliste temsil edilmesine olanak sağlamıştır. 7 Haziran seçimleri aynı zamanda başkanlık sitemine, AKP’ nin içerde ve dışarıda izlemek istediği savaşçı politikalara yolsuzluklara, hırsızlıklara güçlü bir itiraz ve demokrasi talebinin ifadesidir. Bunlara tahammül edemeyen Geçici AKP Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan yasama, yürütme ve yargının bağımsız olduğu hiçbir hukuk devletinde olmayacak biçimde talimat verdiğini operasyonların başladığını ve devam edeceğini ifade edebilmektedir.
Türkiye’de emek demokrasi ve barıştan yana güçleriAKP Hükümetinin ve RT Erdoğan’ın toplumda baskı, korku ve sindirme, demokrasi güçlerini susturma operasyonlarını gayet iyi bilmektedir.2009’dan başlayarak dönem dönem geliştirilen siyasi soykırım operasyonlarında gazeteciler avukatlar belediye başkanları ve toplumun farklı kesimlerinden on binlerce insan gözaltına alınmış yıllarca tutuklu kalmıştır. Eğitim Sen ve KESK de bu operasyonlardan nasibini almış yüzlerce üye ve yöneticisi gözaltına alınmış tutuklanmış ve sendikamız bu yolla kriminalize edilmekistenmiştir. Buna karşı Eğitim Sen ve KESK emek, barış. Demokrasi mücadelesinden taviz vermeden yolunda yürümeye devam etmiştir.
Bugün de yeni bir savaş stratejisi ve operasyonlar süreci ile karşı karşıyayız. Bu sabah itibariyle Adıyaman’dan Ali ALPER, Emin Kılıç ve Ö. Faruk Gürbüz adlı üyelerimiz gözaltına alınmış, Genel Merkezimiz basılmış ve misafirhanemizde kalanlar bahane edilerek tüm bürolarımız aranmıştır. Suriye’deki savaş başladığından bu yana Türkiye’ye 2 milyon insan göç etmiştir. Hükümet yetkilileri bunları misafir edeceklerini söylemiş ve onlara geçici kimlik kartı vermiştir. Eğitim Sen misafirhanesi üyelere ve dışarıdan gelen insanların konaklamasına açık bir yerdir. Bugün misafirhanemizde bulunan ve Türkiye’nin verdiği geçici kimlikleri üzerlerinde taşıyan 11 kişi göz altına alınmıştır. Bu kişiler devletin hastanelerinde tedavi olan ve Suriye’deki savaşta yaralanan kişilerdir. Hiç birinin hakkında arama kararı olmadığı gibi devlet tarafından verilmiş kimlik kartları olan kişilerdir. Bu kişiler, gerekçe gösterilerek sendikamızın basılması ve iktisadi işletme müdürümüz Hüseyin Kaya’nın göz altınaalınması kabul edilemez.
Sendikamıza dönük arama kararı adına ve kendisine bir türlü ulaşamadığımız savcı tarafından elle yazılmış ve güvenlik güçleri sendikamıza geldikten sonra telefonla gönderilen bir mesajla ve ardında yazılı belge ile bizlere gösterilebilmiştir. Bu durum, tüm çabalarımıza rağmen yürürlüğe konulan iç güvenlik paketinin hukuksuz ve keyfi sonucudur. Bizlere destek amacıyla sendikamız binamız önüne gelen kişilere bile GBT yapılmış ayrıca misafirhanemizde kalan bir Milletvekili danışmanının şahşi eşyalarına da hakkında hiçbir bir arama, yakalama kararı olmamasına rağmen el konulmuştur.
Üyelerimiz ve kamuoyu bilmelidir ki; Eğitim Sen meşru olmayan hiçbir eylemin sahibi değildir. Güvenlik güçleri Suruç’taki İşid saldırısında yaşamını yitiren Yüksekova temsilcimiz Süleyman Aksu’nun katillerinin arkasındaki güçleri bulmak yerine sendikamızı hedef almıştır.
Bu operasyonlar, emek, demokrasi, mücadelesi veren insanlara değil, Suruç’ta 31 insanımızı katleden, tecavüzcü daiş çetesine ve onu destekleyenlere yapılmalıdır. Baskılar, gözaltı ve tutuklamalar sendikamızı kriminalize etmeye dönük tüm girişimlere karşı mücadelemizden taviz vermeyeceğimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyor. Gözaltına alınana tüm çalışan ve üyelerimizin derhal serbest bırakılması istiyoruz.