Üye sendikamız Büro Emekçileri Sendikası (BES) insanca yaşam, eşitlik ve adalet için dün (13 Mayıs 2015) Uyarı Grevindeydi.
BES üyelerinin grevi Soma katliamında hayatını kaybeden 301 madenciyi anmak üzere sabah saat 09.00 da tüm yurtta eş zamanlı olarak saygı duruşu ile başladı.
Tüm yurtta alanlara çıkan emekçiler yapılan yürüyüş ve basın açıklamalarında Ağustos ayı içerisinde yapılması planlanan toplu sözleşme sürecine ilişkin taleplerini ifade ederek yeni bir satış sözleşmesine izin vermeme kararlılıklarını ortaya koydu.
Büro emekçileri, Soma Katliamının yıl dönümü vesilesiyle taşeron ve kayıt dışı çalışmanın yasaklanması başta olmak üzere işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin taleplerini de kamuoyu ile paylaştı.
Ankara’da, Sakarya Caddesinden madenci anıtına yapılan yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasında konuşan BES Genel Başkanı Fikret Aslan, büro emekçilerinin taşeronlaştırmaya, baskı ve sürgüne karşı; güvenceli iş, insanca bir yaşam, gerçek toplu sözleşme ve grev hakkı için grevde olduğunu kaydetti.
Ağustos ayında imzalanacak ve 2016-2017 yıllarını kapsayacak toplu sözleşmeye dair “Yeni bir satış sözleşmesine izin vermeyeceğiz” diyen BES Genel Başkanı Fikret Aslan, taleplerini ise şöyle sıraladı:
- 2013 yılında gerçekleşen satış sözleşmesinden kaynaklı kayıplarımız karşılanmalı ve insanca yaşayacak ücret verilmelidir.
- 2011 yılında yasallaşan 666 sayılı KHK ile gasp edilen gelir kayıplarımız karşılanmalıdır.
- Açlık sınırı altındaki ücretler vergi dışı bırakılmalı, yoksulluk sınırı altındaki ücretler ise ilk vergi diliminden vergilendirilmelidir.
- Meteoroloji emekçilerine havacılık tazminatı verilmelidir.
- Her türlü ek ödemeler emekli aylığa esas kazanca dâhil edilmelidir.
- Ayrımcı uygulamalara ve kadrolaşmaya son verilmeli, personel alım ve görevde yükselme sınavlarında adalet sağlanmalı, sözlü sınavlar kaldırılmalıdır.
- Yardımcı hizmetliler ve mübaşirler genel idari hizmetler sınıfına geçirilmelidir.
- Adliyelerde angaryaya son verilmeli, yargı emekçilerine yönelik itibarsızlaştırma politikalarına son verilmelidir.
- Temel kamu hizmetleri nitelikli ve ücretsiz olmalıdır.
- Adil bir vergi sistemi kurulmalı, temel tüketim maddeleri üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalı, servet vergisi uygulanmalıdır.
- Depreme dayanıklı olmayan hizmet binaları boşaltılmalı, bu binalardaki kamu çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.
- Esnek, kuralsız, güvencesiz ve performansa göre çalıştırma yasaklanmalı, turnike ve kamera sistemleri kaldırılmalıdır.
- Grev hakkımız yasal güvenceye kavuşturulmalı ve gerçek bir toplu sözleşme önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- Rotasyon adı altındaki sürgünlere son verilmeli, sendikal hak ihlallerine, üye, temsilci ve yöneticilerimize yönelik sürgün, soruşturma ve cezalara, görevden uzaklaştırmalara son verilmelidir.
- Kamuda 4/B, 4/C, taşeron çalıştırma biçimleri yasaklanmalı ve tüm güvencesiz kamu emekçileri kadroya alınmalıdır.
- Ücret adaletsizliklerine son verilerek, eşit işe eşit ücret ilkesi hayata geçirilmelidir.
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri denetlenmeli, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası kamu emekçilerini de içerisine alacak şekilde genişletilmelidir.
- Olmayan yerlerde ücretsiz kreş, servis ve kaliteli yemek hizmeti verilmelidir.
- İşyerlerimizde her türlü cinsiyet ayrımcılığı, kadına yönelik şiddet,mobbing ve cinsel taciz fiilleri disiplin cezası kapsamına alınmalıdır.
Konfederasyonumuz adına konuşan Hukuk, TİS ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Fatma Çetintaş ise Soma katliamında hayatını kaybeden 301 madenciyi anarak başladığı konuşmasında özellikle AKP iktidarı döneminde, taşeronlaştırmanın, güvencesiz, esnek çalışmanın kamu özel ayrımı gözetmeksizin yaygınlaştırıldığına dikkat çekti.
Geçtiğimiz dönem yandaş konfederasyon ve hükümet arasında imzalanan satış sözleşmesi ile tüm kamu emekçilerinin, emeklilerin yoksulluğa ve güvencesizliğe itildiğinin bugün daha net görüldüğünü ifade eden Çetintaş, yeni hak gasplarına ve satış sözleşmelerine karşı tüm kamu emekçilerini güvenceli iş, güvenceli gelecek talebine sahip çıkmaya, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme için KESK’te mücadeleye çağırdı.