“Devletin hakimiyetini sağlama”!… AKP döneminde de faşizan uygulamalara gerekçe yapılan “devletin hâkimiyetini sağlama adına yakın tarihimizde onlarca insanımız devlet şiddeti sonucu yaşamını yitirdi. Sadece Aralık ayında yaşanan Maraş, 19 Aralık cezaevi ve Roboski katliamları aynı gerekçe ya da amaçla yapıldı.
19 Aralık 2000 tarihinde “devletin hâkimiyetini sağlama” adına 28 tutuklu ve hükümlünün devletin “güvenlik” güçleri tarafından katledilmesine, yüzlercesinin yaralanmasına, sakat bırakılmasına sebep olan operasyonun adını utanmadan ‘Hayata Dönüş’ koydular. Oysa gizli belgelerde operasyon için en az bir yıllık hazırlık yapıldığı ve adının “Tufan” konduğu sonradan açığa çıktı. 20 hapishanede eş zamanlı olarak yaptıkları ‘operasyonla’ Cumhuriyet tarihinin en büyük cezaevi katliamını gerçekleştirenler bugün hasta tutsakları salıvermeyerek, tek tek ölümlerine sebebiyet vererek yeni katliamlara imza atmaya devam etmektedir.
Tecrit ederek öldürme sisteminin adı F tipi cezaevlerine karşı siyasi tutuklu ve hükümlülerin başlattığı ölüm oruçlarının 60. günü olan 19. Aralık tarihinde başlayan katliam üç gün sürmüştür. 8 jandarma komando taburu, 37 bölük asker, binlerce çevik kuvvet ve ceza infaz memurunun katıldığı operasyonda on binlerce mermi, el bombası ve 20 bini aşkın gaz bombası kullanılmıştır. Katliam esnasında kullanılan silahların niteliği ve uygulanan şiddetin ölçüsüzlüğü ancak bir savaş durumunda yaşanacak boyuttadır. Diğer taraftan yılardır devam eden davada bazı askerlerin ifadeleri yaşanan vahşeti açık olarak ortaya koymaktadır. İfadelere göre daha önce denenmemiş, askeri envanterde kayıtlı olmayan ve hala ne oldukları açığa çıkarılmamış silahlar kullanılmış, insanların üzerine atılan kimyasal tozlarla ölmelerine neden olunmuştur. 6 kadın mahkûm diri diri yakılarak katledilmiştir. İnsanların üzerine benzine batırılmış battaniyelerin atılması insanlıktan ne kadar çıkıldığının açık kanıtıdır.
19 Aralık cezaevi vahşetinin üzerinden 14 yıl geçmesine rağmen sorumluların cezalandırılmamış olması katliamın bir devlet politikası olduğunu göstermektedir. AKP de bu devlet geleneğinin en yılmaz savunucusu olduğunu politikalarıyla kanıtlamaktadır. Yeni katliamlar “kamu güvenliği” adıyla devam ettirilmektedir.
Başta Hükümet olmak üzere, TBMM ve Adalet Bakanını 19 Aralık katliamının asıl sorumlularının yargı önüne çıkarılması için bir kez daha göreve çağırıyoruz. Devam eden davanın zaman aşımına uğratılması yönündeki çabalar engellenmelidir.
Cezaevleri koşulları uluslararası insan hakları normlarına uygun hâle getirilmeli ve her türlü tecrit ve izolasyon politikasına son verilmelidir. Başta F tipleri olmak üzere tecrit ve izolasyon amaçlı inşa edilen cezaevleri kapatılmalıdır. Cezaevlerindeki hasta tutuklular derhal serbest bırakılmalıdır.
Yürütme Kurulu