Adalet, hukuk, yargı, ahlak, vicdan gibi toplumsal ilişkileri belirleyen birçok kavramın yerle bir olduğu, her gün yeni bir skandalın yaşandığı bir ortamda bu ay sonunda yapılacak yerel seçimler emekçiler ve halklarımızın geleceği açısından hayati bir öneme sahiptir.
Yerel seçimlerin özgür ve eşit şartlar altında geçip geçmediği seçimin sonuçlarına da yansıyacağından bunun sağlanması hükümetin görev ve sorumluluk alanındadır. Ancak her gün yeni bir yolsuzluk dosyası açığa çıkan hükümet asıl görev ve sorumluluklarını bir yana bırakmış, yolsuzluk dosyalarının kapatılması uğraşı içine girmiştir.
Bu siyasal atmosferde iyice sıkışan hükümet bir yandan tüm demokratik tepkileri polis şiddetiyle bastırmakta bir yandan da şovenizmden beslenen linç girişimlerine göz yummakta, adeta teşvik etmektedir.
Özellikle Başbakan’a hakim olan ve devletin tüm kurumlarına sirayet eden dışlayıcı, ötekileştirici, nefret ve şiddet içerikli dil toplumda derin kutuplaşmalara yol açmaktadır. AKP hükümeti çok tehlikeli sonuçlara yol açacak bu kutuplaşmadan medet ummaktadır. İzmir Urla`da seçim çalışmaları yapan HDP`lilere yönelik saldırı hükümetin ve Başbakan’ın yürüttüğü siyasetten bağımsız değildir.
Son iki ayda çıkan kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalarla iyice kurumsallaşan otoriterleşme, baskıdan ve şiddetten beslenen bazı odakları yeniden harekete geçirmiştir. Bu karanlık güçler, emekçilere, gençlere, siyasi parti temsilcilerine doğrudan saldırılar düzenleyebilmektedir.
Bu kapsamda gelişen İzmir Urla`da yaşanan saldırı, halkların kardeşliğine ve birarada yaşama iradesine yöneliktir. Saldırıyı kınıyor, protesto ediyoruz. Seçimlerin demokratik bir ortamda geçmesi için bir an önce gerekli tedbirler alınmalıdır.
Bu türden linç girişimlerinde yer alanlar tespit edilerek yargı önüne çıkarılmalı, göz yuman, sessiz kalan güvenlik güçleri hakkında etkin ve şeffaf soruşturma açılmalıdır. Tüm siyasi güçler bu saldırılar karşısında demokratik tepkilerini ifade etmeli, linç kültürünü mahkûm etmelidir.
Bu konuda en büyük sorumluluk hükümete düşmektedir. Aksi takdirde önümüzdeki süreçte yaşanacak benzer saldırıların sorumluluğu, başta kolluk güçleri olmak üzere, bu tür olayları engellemekle yükümlü olan hükümete ait olacaktır.
YÜRÜTME KURULU