Kamu emekçileri mücadelesi büyük bedeller ödenerek başlamış, ödenen bedeller farklı biçim ve yoğunluklarla devam etmiş/etmektedir.
12 Eylül darbesinden sonra 1987’li yıllardan itibaren yeniden örgütlenme tartışmaları ve çalışmalarına başlayan kamu emekçileri ilkin Sendika Yürütme Komisyonları (SYK) oluşturmuş, ardından bir dizi eylem ve etkinliklerde bulunmuş, ardından faaliyetlerin merkezileşmesi ve güç birliği oluşturulması için Kamu Çalışanları Platformunu (KÇP), 28 Mayıs 1990 yılında eğitim emekçileri EĞİTİM-İŞ, ardından EĞİTİM-SEN (Eğitim, Bilim ve Kültür Emekçileri Sendikası) ve TÜM BEL-SEN (Tüm Belediye Memurları Sendikası) olmak üzere sendikal yapılanmalar oluşturulmuştur.
Örgütlü mücadelenin yaygınlaşmasına paralel olarak devlet kaynaklı baskılar da artmıştır. Sendikaların mühürlenerek kapatılması, sürgünler ve soruşturmalar başta olmak üzere baskı ve yönelimlerle sendikal mücadele engellenmek istenmiştir.
Özellikle 1990’lı yıllarda, devlet yetkililerinin “düşük yoğunluklu savaş” olarak ilan ettiği dönemde, olağanüstü hal bölgesinde işkence, köy yakmalar ve boşaltmalar, toplu tutuklamalar, gözaltında kaybetmeler, “fail-i meçhul” cinayetler bölge insanının yaşamına karabasan gibi çökmüştür.
Bu dönemde sendikal mücadele yürüten onlarca kamu emekçisi de “fail-i meçhul” cinayetlerle katledilmiştir. Konfederasyonumuz bu cinayetlerin aydınlatılması için yıllardır mücadele etmekte, girişimlerde bulunmaktadır. Ancak bugüne kadar bu cinayetlere ilişkin etkili bir hukuksal süreç başlatılmamıştır.
Geçtiğimiz günlerde TBMM Meclis Başkanlığı’na verilen katledilen kamu emekçilerinin faillerinin bulunarak yargılanması için “Meclis Araştırması” yapılması önergesi önemli ve anlamlıdır. Önergenin takipçisi olacağımız gibi katiller yargı önüne çıkarılıp cezalandırılıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir.
Önerge Metni İçin Tıklayınız