Enerji ve maden işçileri Muğla’nın Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santralleri ile kömür ocaklarının özelleştirme girişimlerine karşı bir yılı aşkın süredir mücadele etmektedir. 27 Ağustos’ta işyerlerinin Özeleştirme İdaresine bağlanmasından bu yana çeşitli eylem ve açıklamalarla kararı protesto eden işçilerin seslerini duyurmak için Yatağan Santrali önünde kurdukları direniş çadırı 74 günü geride bırakmıştır.
Ülke ekonomisine önemli katkıları olan santral ve maden ocaklarının özelleştirilerek sermayeye peşkeş çekilmesi girişimlerini protesto etmek için demokratik haklarını kullanarak basın açıklaması yapmak isteyen işçiler son 3 gün içinde iki kez polis saldırısıyla karşılaşmıştır. Polisin TOMA ve biber gazı kullandığı vahşi müdahaleler sonucunda 22 işçi yaralanmıştır
23 Kasım’da taleplerini Milli Eğitim Bakanlığı’na bildirmek için Ankara gelen eğitim emekçilerine karşı gerçekleştirilen biber gazlı saldırının bir benzerinin Muğla’da maden işçilerine karşı yapılmış olması, AKP hükümetinin en temel demokratik tepkiler karşısında bile aşırı şiddet kullanma eğiliminin giderek tehlikeli boyutlara vardığını göstermektedir.
Siyasi iktidarın son yıllarda, kendisi gibi düşünmeyen her kesime karşı aşırı şiddetten beslenen, baskıcı, otoriter uygulamalarının artmış olması, son örneğini Muğla’da gördüğümüz gibi polis şiddetini adeta fiili bir işkence mekanizmasına dönüştürmüştür.
KESK olarak, hakları ve geleceği için direnen, çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak isteyen maden işçilerinin haklı mücadelelerinde yalnız olmadıklarını bilmelerini istiyoruz.