Eğitim Sen İstanbul Şubeleri, dün (28 Aralık) İstanbul 6 No‘lu şubede düzenledikleri basın toplantısıyla 4+4+4 eğitim sisteminin dört aylık sürecini değerlendirdi. Açıklamayı, İstanbul Şubeleri adına 8 No‘lu Şube Başkanı Mustafa Turgut yaptı.
Eğitim ve 4+4+4 Uygulamaları Raporu – Eğitim Sen İstanbul Şubeleri
AKP hükümetinin baskıcı, dayatmacı, gerici ve piyasacı eğitim anlayışı her gün yeni sorunlar yaratarak; toplumumuzda derin yaralar açarak devam ediyor. Hükümetin bu politikalarının başarısız olması, çok geniş kesimler tarafından demokratik bir biçimde kitlesel karşı duruş sergilenmesi başta Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı olmak üzere yetkililerin sinirlerini ve dengesini bozduğu yaptıkları ve söylemlerinden açıkça görülmektedir.
Artık Başbakan bir polis ordusu ile dolaşmakta ve ellerinde pankartlarından başka bir şeyleri olmayan demokratik protestolarını yapan herkese saldırmaktadır. Her gün sokaklarda kendilerini ifade etmek isteyenlerin şiddete uğradığı, gaz bombalarının atıldığı eylem görüntülerini kanıksar olduk.
ODTÜ‘de demokratik, barışçıl eylemlerini yapan öğrencilere herkesin gözü önünde saatlerce polis şiddeti uygulanmış; bu da yetmiyormuş gibi öğrenciler gözaltına alınarak bütün muhalif kesimlere gözdağı vermeye çalışılmıştır. Üniversite rektörlerine, şiddete uğrayan öğrencileri ve öğrencilere sahip çıkan hocaları hangi merkezlerde yazıldığı malum kınama açıklamaları yaptırılarak 12 Eylül generallerini bile gölgede bırakmıştır. Demokratik kamuoyunun sorunu sahiplenmesi, tek yürek, tek ses olması tedirginliklerini artırmış ve daha da saldırganlaşmışlardır. Bizler Eğitim Senliler olarak güdümlü açıklamalara, polis tehditlerine ve başbakanın talimatlarıyla ODTÜ‘de yaşananları çarpıtmaya çalışan medyaya rağmen buradan açıkça ilan ediyoruz ki safımız ODTÜ‘nün yanıdır.
Bugün Türkiye‘yi adeta açık cezaevine çeviren, politikalarına karşı mücadele eden bütün kesimleri baskı altına alan binlerce insanı cezaevlerine dolduran bu anlayış, KESK yöneticisi 70 arkadaşımızı tutuklamıştır.
Bu dönem başında öğretmenleri itibarsızlaştıran Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer‘in konuşmalarını, Genel Merkezimizin aldığı karar doğrultusunda "Bakanı Dinlemiyoruz" eylemini örgütleyen İstanbul Eğitim Sen 4 Nolu Şube Yürütme Kurulu Üyesi Celal Midilli sürgün edilmiştir.
Tutuklamalar, sürgünler yetmiyormuş gibi sendikamıza yandaş medya tarafından saldırılar devam etmektedir. Bu baskılar bizi emek ve demokrasi mücadelesinden bir adım geri attıramayacak, hatta işyerlerinde, mahallelerde, sokaklarda, meydanlarda antidemokratik uygulamalara, haksızlıklara, haklarımızı gasp eden, bizleri yoksullaştıran, rant ve talana karşı barış, özgürlük ve demokrasi mücadelemizi daha da yükselteceğiz.
Geçen günlerde İl Milli Eğitim Müdürlüğü yangını kafamızda çeşitli soru işaretleri uyandırmıştır. Hele ki yangından sonra onaracağız, yeniden aynı şekilde faaliyete geçireceğiz dedikleri Haydarpaşa Garı yangınından sonra Haydarpaşa Port projesinin onaylanması, Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulunun yanmasından sonra otoparka dönüştürülmesi, şimdi bu tarihi binanın akıbeti ne olacak sorusunu akıllara getiriyor. Tarihi binanın elektrik tesisatı denetleniyor muydu, çatısı kış koşullarında onarılmış mıydı, sigortası var mıydı, burada yanan evrakların içerikleri nelerdir? sorularına yanıt verilmelidir. Biz bu tarihi yapının ranta dönüştürülmemesinin ve yeniden eğitim amaçlı kullanılmasının takipçisi olacağız.
4+4+4 eğitim yasasının gerici, ırkçı, piyasacı uygulamaları hızla devam ediyor
Giderek tüm ülkede yaygınlaşan öğretmenlerin türbanla derse girme davranışı Bağcılar ilçesinde artarak devam ediyor, Bağcılar‘da İlçe Milli Eğitim Müdürünün de teşvikiyle derslere türbanla giren öğretmen sayısı her geçen gün artıyor, İlçe Milli Eğitim Müdürü bu konuda işlem yapan okul müdürlerini tehdit ediyor ve kendisine ulaşan dilekçeleri işleme koymuyor. İstanbul‘un birçok okulunda türbanla, çember sakalla derslere giriliyor.
Okulların dinselleştirilme, muhafazakârlaştırılması çeşitlenerek artıyor. Sultanbeyli Mehmet Corcor İmam Hatip Ortaokulu‘nda karma eğitime son verildi. Kız öğrenciler ve erkek öğrenciler ayrı sınıflarda eğitim görüyorlar. Sözde kılık kıyafet özgürlüğü adı altında ‘benim istediğim gibi giyineceksin"i dayatan anlayış şimdi de çocuklarımızı cinsiyetleri üzerinden ayrıştırıyor.
Okullar da mescitler açılıyor. Örneğin Eyüp Rami Atatürk Anadolu Lisesi, Mevlana Anadolu Lisesi.
Bilimsel içeriği ve edebi niteliği tartışmalı pek çok kitap kaymakamlıklar ve ilçe milli eğitim müdürlükleri vasıtasıyla okullara dağıtılırken, okullarda öğretmenlerin okuttuğu kitaplara müdahale ediliyor, soruşturmalar açılıyor. Örneğin Bahçelievler Behiye Dr. Nevhiz Işıl Ortaokulunda, Türkçe öğretmeni öğrencilerine 100 temel eser içinde yer alan Şeker Portakalı‘nı okuttuğu için soruşturma geçirdi, gerekçe olarak da kitabın içinde yer aldığı söylenen müstehcen ifadeler gösterilmektedir.
Yine Bağcılar‘da aday öğretmenler hazırlayıcı eğitim kursuna katılan öğretmenler, toplu halde Bağcılar Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi‘ne götürülerek, eğitim programında olmamasına rağmen kendilerine Hicret konulu bir seminer veriliyor.
Kadıköy Gazi Mustafa Kemal İlkokulu`na bir ay önce gelen müfettişler, din dersine girmek istemeyen bir öğrenciyi, odaya kapatarak "Bu dersi almak zorundasın!" diyerek baskı uygulayıp tehdit ettiler.
Askeri vesayetin yerine imam vesayeti inşa edilerek düşünmeyen, sorgulamayan, bilimsel düşünceden uzak, estetik kaygıları gelişmemiş, cinsiyetçi, edilgen ve biat eden bir toplum yaratılmak isteniyor. Eğitim Senliler olarak bu gidişe karşı yüz yıllık eğitim emekçileri mücadelesinden aldığımız birikimle etkili bir mücadele hattını emek ve demokrasi güçleri ile birleşerek devam ettireceğimizi yüksek bir sesle bir kere daha söylüyoruz.
4+4+4 yasası fiziksel yeterlilikler göz önünde bulundurulmadan ‘ben yaptım oldu‘ anlayışıyla zorla, baskıyla, iktidarın ideolojik anlayışı ile hayata geçirildi. Olumsuz sonuçlarını da her yerde yaşamaya devam ediyoruz. Maltepe Nihat Erim İlkokulu‘nda özel eğitim alt sınıfı ve ana sınıfı inşaat demirleri, molozlar ve inşaat malzemeleri arasında eğitim görüyorlar. Bu dönem başında yapılan prefabrik dersliklerin ısıtma sorunları ağır kış koşullarına rağmen hala çözülmüş değil. Özellikle 66 aylık ve altındaki öğrenciler, okulların fiziki yetersizliklerinden dolayı ciddi problemler yaşamaktadır.
Bakanın sene başında kayıt parası alınmayacak şovuna rağmen, okullarda katkı parası adı altında öğrencilerden para isteniyor, para getirmeyen öğrenciler tehdit ediliyor, sınıf içinde teşhir ediliyor, hatta bazı dönüştürülen okullarda, üst sınıflardan para alınamadığı gerekçesiyle bulundukları katlar temizlenmiyor, çöpleri toplanmıyor. Okullarda çeşitli gerekçeler ortaya konarak para toplanması yaygın bir biçimde devam ediyor.
İlkokula yeni başlayan çocukların sınıflarında farklı yaş gruplarının olmasından kaynaklı algılama ve uyum problemleri, bariz farklılıklar devam ediyor. Birçok sınıfta kılavuz kitap takip edilemedi, bazı 1. sınıflar harflerde ilerlerken bazıları çizgi aşamasında.
Bazı okulların çok erken derse başlaması, çok geç bitmesi havaların erken karardığı bu mevsimde önemli sorunlar yaratıyor. Örneğin Maltepe Mürüvvet Hanım İlkokulu`nda eğitime saat 06.20`de başlanıyor. Öğrenciler derse gitmek için sabah karanlığında uyanıp karanlıkta yollara düşüyorlar. Öğleden sonra bütün dersliklerde sadece 1. sınıflar eğitim görüyor. Çünkü 23 tane 1. sınıf şubesi var. Üstelik 1. sınıf öğretmenlerine, okul öncesi programı dayatılmış ve bu eğitimi almamış öğretmenler programı uygulamak zorunda bırakılmıştır.
Seçmeli ders müfredatının belirlenmemiş olması ve 10 yaş grubu çocuklara günde 8 ders saatinin fazla olması nedeniyle öğrencilerin dikkatini toparlayamamasına, derslerde uyumasına, başarısız olmasına ve devamsızlık yapılmasına neden olmaktadır.
4+4+4 yasasının olumsuz sonuçlarını öğrenciler, veliler ve öğretmenler yaşamaya devam ediyor. Sınıf öğretmenleri norm kadro fazlası olmamak, ailelerinden uzaklaşmamak için alan değişikliği yapmak zorunda kaldılar. Yeni alanlarında mesleki beklentilerine ulaşamadıkları için mutsuzlar… MEB eş ve aile durumlarını gözeterek ve yeni mağduriyetler yaratmadan branşlarına dönmek isteyen öğretmenlere olanak sağlamalıdır.
Üsküdar Kadriye Mehmet Koparan ilkokulunda ücretli çalışan öğretmenler, istifa etmiş; bu okulda yaklaşık 3-4 aydır okulda dersler boş geçiyor.
Kadıköy Anadolu Lisesinde; Müdür Baş Yardımcısı, Müdür Yardımcısı ve bazı öğretmenlerin, AKP`nin uygulamalarını eleştirdikleri ve farklı düşünen öğrencilere bu konuda baskı yaptıkları iddiasıyla soruşturma açılmıştır. Bu soruşturma; "bakanlığın okullara gönderdiği akıllı tahtalar ile ilgili Başbakanın adı söylenerek alay edildiği, öğretmenlerin bu tahtaları kullanılmaması için ellerinden geleni yaptıkları, başbakanı ve hükümeti seven, öven öğrenciler üzerinde not baskısı yapıldığı ve yatılı öğrenciler üzerinde de okuldan atma baskısı kurduğu" gibi iddialarla vahim bir hal almıştır.
Sorunların en ileri düzeydeki biçimlerini örneklendirdiğimiz bu rapordan da anlaşıldığı gibi bu sistem yürümemektedir ve hükümet kendi siyasi geleceği, bir avuç insanın refahı için bütün bir toplumu ve geleceğimizi gözden çıkarmıştır.
Tutuklamalar, gözaltılar, baskılar, sürgünlerle bizi susturamazsınız. Kararlılığımızı test etmeyin, Eğitim Sen sürdürdüğü meşru ve fiili mücadele ile sizin bu politikalarınızı teşhir etmeye devam edecektir.