Emekçi halktan topladığı kaynakları sürekli sermayeye gümüş tepsilerde sunan AKP hükümeti, artık sıradanlaştırdığı zamlarla da bu kaynağı sürekli arttırma gayreti içine girmiştir. Temsil ettiği sermaye çevrelerine bunu “güçlü bütçe” adı altında propaganda malzemesi olarak sunarken, geniş halk kitlelerini de sürekli yoksulluğun ve borçlanmanın derinliklerine itmektedir.
Neoliberalizmin iktisadi stratejisi olan mali disiplin uygulamasını en şiddetli hali ile pratiğe döken AKP hükümeti, bu kapsamda bütçeden sağlık, eğitim, adalet, konut gibi sosyal harcamaları günden güne kısmakta, halkın en temel hakkı olan kamusal hizmetleri sermayenin yeni rant alanlarına açmaktadır. Bu kapsamda sermayenin finansman ihtiyacı her ortaya çıktığında bir anda patlak veren zamlar, dünyada uygulanan en adaletsiz biçimi ile halktan toplanan ve bir türlü nereye akıtıldığı açıklanamayan vergiler, kurulan soygun düzeneğinin en önemli araçları haline gelmektedir.
Görünen o ki, halka dayatılan zamların sonunun gelmeyecektir. AKP’nin bugün içeride ve dışarıda düştüğü darboğaz, bu soygunun ağırlaşarak devam edeceğinin izlerini açıkça taşımaktadır. AKP’nin bugün ülke içinde 3. Köprü, Kentsel Dönüşüm ve 2B projeleri süreçlerindekine benzer bir şekilde sermayeye sürekli rant alanı açmada düştüğü telaş, bu alandaki finansman ihtiyacının sürekli artacağının sinyallerini taşımaktadır. Ülke içindeki arazi satışlarında ve özelleştirmelerde ortaya dökülen yeni teşvik paketlerinin de işaret ettiği gibi, sermayeye sunulan vergi muafiyetleri, arazi hediyeleri gibi imtiyazlar bu ihtiyacın katlanarak artacağını kaçınılmaz hale getirmektedir.
Bütçenin dışarıya yönelen harcamalarında da durum benzer niteliktedir. Emperyalizmin kirli oyunlarında aktif taşeronluk rolüne soyunan AKP’nin bugün olduğu gibi gelecekte de bütçede savaş harcamalarını arttırması kaçınılmaz olacaktır. Sadece resmi rakamlar bugün bütçede “savunma” ve “güvenlik” harcamalarının boyutunu 20 milyar TL’ye yaklaştığını ifade ederken, Suriye’deki iç savaşın kışkırtılmasına yönelik dinci terör gruplarını eğiten gizli üslere akıtılan “örtülü” harcamaların şimdiden boyutlarının milyar dolarları geçtiği de bilinmektedir.
Bu soyguna izin vermeyeceğiz!
Artık Yeter!
Elektrikten petrole, doğalgazdan iletişime, yiyecekten giyeceğe, sigaradan içkiye tüm tüketim maddelerinin üzerine bindirilen ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergilerin yükü emekçi sınıfların omuzlarında gün geçtikçe ağırlaşmaktadır. Giderek rantlaşan ekonominin ve emperyalizmin dayatmaları sonucu oluşan maliyetler bütçe kanalı ile halkın sırtına yüklenmektedir.
Dünya’nın en adaletsiz vergi sistemi, AKP’nin sermaye çevrelerine kendi iktidar gücünü pazarlama stratejilerinden biri haline gelmiş, oluşturduğu bütçe programları da buna taahhüt oluşturmuştur.
Kamusal hakların korunması, vergi sisteminde derhal adaletin sağlanması ve zamların geri çekilmesine yönelik sürdüğümüz mücadele kararlılığımızla AKP hükümetine sesleniyoruz, artık küresel tekelleri, emperyalist güçleri halkın cebinden beslemekten vazgeçin! Soygun aracı haline getirdiğiniz bütçeyi gerekçe oluşturarak ardı ardınca sıraladığınız zamlara bir son verin.
Yürütme Kurulu