Antep Devlet Hastanesi’nde görevli Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Ersin Arslan’ın 17 yaşındaki bir hasta yakını tarafından öldürülmesi nedeniyle dün(19 Nisan) SES ve TTB çağrısıyla sağlık emekçileri acil servisler dışında birçok ilde sağlık hizmetini durdurdu. Başta İstanbul, Adana, İzmir, Diyarbakır, Ankara olmak üzere onbinlerce sağlık emekçisi hükümetin sağlık politikalarına tepki gösterdi.
İSTANBUL
Sağlık emekçileri acil servisler dışında tüm İstanbul’da sağlık hizmetini durdurdu. Hemen hemen tüm hastanelerde grev yüzde 100 başarılı olurken, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi önümde toplanan onbinlerce sağlık çalışanı Beyazıt’a doğru yürüyüşe geçti. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası’nın (SES) çağrısı üzerine greve çıkan sağlık emekçileri sağlıkta şiddetin son bulmasını istedi. Bağcılar, Avcılar, Esenyurt, Başakşehir, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Eyüp, Yedikule, Haseki, Cerrahpaşa, Baltalimanı devlet hastanelerinde çalışan sağlık emekçileri sabahın erken saatlerinde Çapa Tıp Fakültesi önünde buluştu. Hastane önünde çeşitli pankart ve dövizler taşıyan sağlık emekçileri, sık sık, "Ersin ölümsüzdür", "Sağlık bakanı istifa", "Sağlıkta şiddete son" sloganlarını attı. Şiddet ve ölümlerden hükümeti sorumlu tutan sağlık emekçilerine Dünya Tabipler Birliği Başkanı Dr. José Luiz Gomes Do Amaral da destek verdi.
‘Şiddetin kaynağı sistemdir’
Çapa Hastanesi önünde sağlık emekçilerine seslenen Dr. José Luiz Gomes Do Amaral, Dr. Ersin Arslan’ın öldürülmesine ilişkin acıyı paylaştığını ifade ederek, şiddetin kaynağında sistemin çarpıklığı olduğunu söyledi. Dr. Amaral, tüm sağlık çalışanlarına başsağlığı diledi.
‘AKP kan istiyor’
Daha sonra söz alan TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen, Dr. Ersin Arslan’ın ölümüne neden olan saldırıyı kınayarak başladığı konuşmasında, "AKP sağlıkta dönüşümde devrim yaptı. Devrim için kan gerekiyordu. Hekimler bu kanı canlarını vererek ödüyor" şeklinde hükümete yüklendi. Gören’in konuşmasının ardından sağlık emekçileri sloganlar eşliğinde Beyazıt’a doğru yürüyüşe geçti. Beyazıt’taki merkezi yürüyüş öncesi bazı hastanelerde eylemler yapıldı. Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’nde yapılan eylemde "Sağlıkta dönüşüm ölüm getirdi" denildi.
İstanbul’un Üsküdar, Kadıköy, Ataşehir, Kartal gibi ilçelerinde de hükümete ve sağlık emekçilerine yönelik öfke vardı. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Merdivenköy Poliklinikleri önünde "Üzgünüz, öfkeliyiz, tepkiliyiz" açıklaması yapan sağlık emekçileri, yakalarına siyah kurdele takarak Arslan’ın öldürülmesini protesto etti. İstanbul Tabip Odası Merkez Yönetim Kurulu üyesi Ali Özyurt ile SES Anadolu Şube Başkanı Sevgi İnce de yaptıkları konuşmalarda, Dr. Arslan’ın ölümünün sorumlusunun 17 yaşındaki bir genç olmadığını, hükümetin sağlık politikaları olduğunu söyledi. Dr. Arslan için saygı duruşunda bulunan sağlık emekçileri, daha sonra Beyazıt’taki yürüyüşe katılmak üzere yola çıktı. Diğer günlerde bekleme salonlarındaki kalabalık yerini boş sandalyelere bıraktı. Hasta kabul vezneleri de bomboştu. Doktorların iş bırakma eylemine kimi hastalardan da destek geldi. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Merdivenköy Polikliniği’nde greve yüzde 100 katılım sağlandığı görüldü.
‘İktidar hekimlerin canlarıyla oynuyor‘
Çapa Tıp önünden başlattıkları yürüyüşü Beyazıt Meydanı’nda sonlandıran sağlık çalışanları adına açıklama yapan İTO Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile hekimlerin hedef gösterildiğini belirterek, sağlık üzerinden alınan oyların, popülist politikaların günlük kazanımları üzerinden hekimlerin canları ile oynandığını söyledi. Yapılan görüşmeler, basın açıklamaları, açılan davalar ve sundukları yasa önerilerinin hepsinin ilgisizlikle karşılandığının altını çizen Çerkezoğlu, "Müşteri memnuniyeti, SABİM şikayet hattı, hastanelerin cirosu dışında gözü bir şey görmeyenlerin, bu uğurda hekimleri yok sayanların, şimdi akıtacağı timsal gözyaşlarını kabullenmiyoruz" dedi. İTO Başkanı Taner Gören ise, Başbakan’ın bir özel hastanenin açılışında "Doktor efendi dönemi bitti" sözlerini hatırlatarak, Başbakan’ın bununla ne kastettiğini anlayamadıklarını söyledi. Bugüne kadar sağlık hizmeti vermekten başka bir şey yapmadıklarını dile getiren Gören, "Eğer Başbakan herkesi kastediyorsa ben de 120 bin doktordan biriyim. Doktorlar olarak en iyi sağlık hizmetini vermek istiyoruz. Son geldiğim noktada ise, artık doktorluğu bıraksam mı diyorum kendime. İktidar, hekimleri terbiye etmeye çalışıyor ancak bizim terbiyeye ihtiyacımız yok" diye konuştu.
‘Cinayetin hesabını soracağız’
Genel Başkanımız Lami Özgen de bir konuşma gerçekleştirerek bugün yaşanılan durumun AKP hükümetinin paraya endeksli neo-liberal sağlık politikalarının bir sonucu olduğunu, bu politikalarının sürdürülemez ve kabul edilemez olduğunu, daha çok şiddet daha çok ölüm anlamına geldiğini ve halkın sağlık hakkının kar hırsına kurban edildiğini ifade etti. Özgen, AKP hükümetinin sağlık politikalarını kaldırması gerektiğini vurgulayarak, "Ben de buradan Sayın Başbakan’a diyorum ki, Tayyip Efendi dönemi bitti. Bütün politikalarından ve senden hesap sormaya devam edeceğiz. Cinayetin hesabını hem Sağlık Bakanlığı’ndan hem de hükümetten soracağız" dedi. Son olarak konuşan DİSK Genel Başkanı Erol Ekici ise, yeni sağlık sisteminin sadece kar amaçlı olduğunu belirterek, sağlık çalışanlarının AKP hükümeti tarafından hedef gösterildiğini vurguladı.
ADANA
Adana Çukurova Aşkım Tüfekçi Hastanesi Acil Servisi önünde bir araya gelen Adana Tabip Odası, Adana Dişhekimleri Odası, KESK Adana Şubeler Platformu üyeleri, Adana Eczacı Odası, SES Şubesi, Türk Sağlık Sen, Dev-Sağlık İş, Pratisyen Hekim Derneği, Aile Hekimleri Derneği, Hasta Hakları Derneği, Türk-İş, DİSK, Ziraat Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Eğitim Sen, ÇÜ’den akademisyenler, hekimler, sağlık çalışanları ve yurttaşlar, Atatürk Caddesi üzerinde bulunan Atatürk Parkı’na kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte grup, "Sırtımızdan vurulduk yastayız" pankartını taşıyarak elleriyle tempo tutarak sık sık, "Doktora uzanan eller kırılsın", "Bakan istifa" ve "Ersin’in katili sağlık sistemi" sloganı attı. Yürüyüş sırasında sürücüler korna çalarak, yurttaşlar ise evlerinin balkonlarında alkışlarla yürüyüşçülere destek verdi. Grup ilk olarak yürüyüş güzergahı üzerinde bulunan AKP İl Başkanlığı Binası’na "Hekimlere şiddetin sorumlusu Sağlık Bakanı" yazılı siyah çelenk bıraktı. Çelenk ardından grup Atatürk Parkı’nda katledilen hekimler ve sağlık çalışanları adına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Saygı duruşu ardından sağlık çalışanları, üzerinde "Yastayız" yazılı siyah çelengi Atatürk büstünün önüne bıraktı.
Burada grup adına Adana-Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten kısa bir konuşma yaptı. Ökten, 2002 yılından itibaren uygulanmakta olan Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin faturasının her geçen gün hekimlerden ve sağlık çalışanlarında çıktığının altını çizdi. Ökten, "Bugün genç meslektaşımız Dr. Ersin Arslan, yarın ben, sen, eşimiz dostumuz şiddete kurban gidecek. Çocuklarımızın babasız veya annesiz kalmaması için, eşimizi, can dostumuzu, en yakın arkadaşımızı, kardeşimizi, sırdaşımızı, meslektaşlarımızı kaybetmemek için, arkalarında gözü yaşlı eş ve çocuk bırakmamak için, artık ne sessiz, ne sensiz ne de tepkisiz kalabiliriz" şeklinde konuştu.
Konuşma ardından Tıp öğrencileri önlüklerini çıkararak yere atıp üzerine gül ve karanfil bıraktı.
ANKARA
Ankara Tabip Odası (ATO) ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Dr. Ersin Arslan’ın hasta yakını tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin Ankara Numune Hastanesi önünden Sağlık Bakanlığı’na sessiz yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe, SES Genel Başkanı Çetin Erdolu, Genel Sekreterimiz İsmail Hakkı Tombul, Yürütme Kurulu Üyelerimiz Ali Berberoğlu, Ali Kılıç, Baki Çınar ve binlerce emekçi katıldı. Yürüyüşte, "Sağlıkta şiddet istemiyoruz", "Yastayız hizmet veremiyoruz" pankartları taşınırken, sık sık "Bakan istifa", "Sağlıkta dönüşüm ölüm demektir" sloganları atıldı. Yürüyüşte, "Ersin’in katili Receplerin düzenidir", "Bakan dur" dövizleri taşınırken, yürüyüşte ayrıca Ersin Arslan’ın fotoğrafları taşındı.
Erdolu: Öfkemiz dinmeyecek, Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!
Bakanlığın önüne gelen kitle şiddet sonucunda öldürülen sağlıkçılar adına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Öfkeli olduklarını belirten SES Genel Başkanı Çetin Erdolu, "Öfkeliyiz arkadışımızı yitirmemizi güvenlik sorunu gören ve ek tedbir almaya ihtiyaç var diyen anlayışa öfkeliyiz. Öfkeliyiz, bizi hasta ve hasta yakınlarına hedef yapan, nedenin kendi programları olduğunu unutup, onları bizimle karşı karşıya getiren açıklamalara öfkeliyiz" dedi. Erdolu, öfkelerinin dinmeyeceğinin altını çizerek, "Sağlık, üzerinden kar elde edilen, alınıp satılan bir mal gibi görüldükçe öfkemiz dinmeyecek"
13 Mart 2011 tarihinde, 19-20 Nisan 2011 tarihlerinde ve birçok kere bu politikalardan vazgeçilmesi için uyardıklarını hatırlatan Erdolu, "Şimdi anlıyoruz ki, sesimizi duymanız için ölmemiz gerekiyor. Ama biz ölsek de, gazınız, suyunuz, jopunuz olsa da hele de bundan sonra mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz, vazgeçirmezsiniz. Daha bilenmiş, daha kararlı ve daha direngeniz mücadelemize kaldığı yerden devam etmek üzere buradayız" diye konuştu. ATO Genel Sekreteri Selçuk Atalay ise konuşmasında, ülkede doktorların bir çok sorunu olduğunu belirterek, "Şu ülkede ‘iyi ki de ben hekim olmuşum’ diyecek tek bir doktor dahi bırakmadınız. Bunun için sizi tebrik mi edeceğiz? Yeter artık" dedi.
Sağlık emekçilerinin talepleri
Talepler ise şunlardan oluşuyor: "Son olarak 14 Mart 2012 tarihinde talep ettiğimiz sağlıkta şiddet ile ilgili Meclis araştırması başlatılması talebimizin Sağlık Bakanlığı’nca destekleneceğine dair iradenin dile getirilmesi. TCK’ya eklenmesini istediğimiz ve artık bugün itibariyle adı ‘Dr. Ersin Arslan Yasa Maddesi Önerisi’ olan teklifin hızla gündeme alınması için gerekenlerin yapılacağının açıklanması. Başta Dr. Ersin Arslan olmak üzere görevi başında bu tür saldırıya uğrayan meslektaşlarımızın geride kalan yakınlarının güvence altına alınmasının sorumluluğunun yerine getirilmesi. Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (SABİM) hattının sağlıkçılara yönelik bir şiddet unsuru olarak kullanılmasına son verilmesi, hattın bu yönüyle işlevlerinin gözden geçirilinceye kadar durdurulduğunun açıklanması. Tüm sağlık kuruluşlarının çalışan sağlığı ve güvenliği yaklaşımıyla şiddet açısından risk değerlendirmelerinin yapılması için bir genelgenin derhal gönderilmesi, belirlenen önlemlerin en geç 2 ay içerisinde uygulamaya geçirilmesi. Bakanlık üst düzey yetkililerin sağlıkçıları hedef gösterdiğini düşündüğümüz, değersizleştiren söylem ve üsluplarını gözden geçireceklerini ifade edilmesi. TTB ve SES’in yanı sıra sağlık alanındaki örgütlerin de katıldığını düşündüğümüz, izlenen sağlık politikasının sağlık alanındaki şiddeti arttırdığına dair değerlendirmelerin yapılacağı bir toplantının Sağlık Bakanlığı başkanlığında en kısa sürede gerçekleştirilmesi."
İZMİR
İzmir’de görev yapan sağlık emekçileri, Antep’te bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak katledilen Dr. Ersin Arslan için iş bıraktı. Fuar Basmane kapısı önünde toplanan sağlık emekçileri, buradan İl Sağlık Müdürlüğü’ne yürüdü. "Sağlıkta yaşananların sorumlusu biz değiliz" diyen sağlık emekçileri, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın istifasını istedi. Gün boyu hizmet üretmeyeceklerini söyleyen sağlık emekçileri, çalıştıkları hastanelerden üzerlerindeki beyaz önlüklerle Fuar Basmane kapısı önüne geldi. Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) ve İzmir Tabip Odası’nın ortak çağrısıyla biraraya gelen binlerce sağlık emekçisi, katledilen Arslan’a ait fotoğrafları taşıdı. Sık sık "Bakan istifa" ve "Sağlıkta dönüşüm öldürüyor" sloganlarının atıldığı yürüyüşün ardından açıklama yapan Türk Tabipler Birliği Onur Kurulu Üyesi Dr. Fatih Sürenkök, Doktor Ersin Arslan’ın öldürülmesi olayında azmettiricinin Sağlık Bakanı Akdağ olduğunu söyledi. Ardından konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Erdener Özer de, Recep Akdağ’a ve AKP Hükümeti’ne "Hesap vereceksiniz" diye seslenerek, "Bizi hasta ve hasta yakınlarıyla karşı karşıya getirdiniz de başınız göğe mi erdi?" diye sordu. Son olarak söz alan SES İzmir Şube Başkanı Veli Atanur da, "Bugün burada bir basın açıklaması okumayacağız, çünkü sözün bittiği yerdeyiz. Bugün yastayız. Basın açıklaması yerine isyan edeceğiz. Ersin Arslan’ı piyasacı sağlık sistemi öldürmüştür, müşteri memnuniyetsizliği öldürmüştür" dedi. Açıklamanın ardından yanlarında getirdikleri ve üzerinde "Sağlıkta piyasalaşma sağlık çalışanı öldürdü" yazılı siyah çelengi İl Sağlık Müdürlüğü kapısına bırakan sağlık emekçileri, eylemlerini sloganlarla sonlandırdı.
DİYARBAKIR
Diyarbakır’da sağlık emekçileri yarım gün iş bırakırken, düzenledikleri yürüyüş ile cinayeti protesto etti. SES, Diyarbakır Tabipler Odası, Dev Sağlık-İş üyeleri Dicle Üniversitesi Kampusu’nda bir araya gelerek Dağkapı Meydanı’na kadar yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, Diyarbakır Veterinerler Odası, SES ve Tabipler Odası yöneticileri ile yüzlerce kişi katıldı. Yürüyüşün olduğu güzergahta polisin yoğun önlem alması dikkat çekti. Yürüyüş esnasında polis araçların kitle ile birlikte hareket etmesi üzerine kitle ile polisler arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Dağkapı Meydanı’nda yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardında SES Diyarbakır Şube Başkanı Hülya Alökmen Uyanık bir açıklama yaptı. "Türkiye her bakımdan karanlıklar içinde" diyen Uyanık, "İşlenen kadın cinayetleri, Pozantı vakası, hapishanelerin gazetecilerle, milletvekilleriyle dolup taşması, iç çatışmalar ve komşu ülkelere müdahale hevesi, muhalif bir tek sese bile tahammül edememe, ağzını açana cop, su, biber gazı bugünkü Türkiye tablosudur. Bugün Türkiye’de şiddet meşru" dedi.
‘Sağlık Bakanı istifa etsin’
Ardından konuşan Diyarbakır Tabipler Odası Yöneticisi Cevap Zümrüt, "Bu cinayeti işleyen zihniyeti kınıyor ve Sağlık Bakanı’nı istifaya davet ediyoruz" dedi. Daha sonra konuşan BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, AKP’nin toplumda bütün sorunları çözdüğü algısına oluşturduğuna dikkat çekerek, "AKP öyle bir olgu yarattı ki eğer sağlık sisteminde bir sorun varsa, aksayan, eksik olan bir yön varsa bu tamamıyla sağlık personelinden, hekimlerden hemşirelerden kaynaklıdır algısını yarattı" dedi. Aydoğan, "Halkımızın belki de göremediği yön sağlık emekçilerinin inanılmaz bir iş gücü ile karşı karşıya bırakıldığı gerçekliğidir. Bir hekim bir günde en az 100 hasta ve daha fazla hasta bakımı ile karşı karşıya kalıyor. Bu da hekimlerin işlerini yapamamalarına neden oluyor. Öyle olunca da hekim ile hasta arasında sorunlar çıkıyor. Bunun için hükümetin bir an önce gerekli tedbirleri almaya ve olay ile ilgili açıklama yapmaya davet ediyoruz" diye konuştu.