Hrant Dink, 5 yıl önce tüm insanlığın gözleri önünde katledildi. Irkçı ve şoven, insanlık düşmanı zihniyetin yönlendirmesiyle, güpegündüz, yıllardır emek verdiği Agos gazetesinin kapısının önünde onca kamera, onca göz, onca görgü tanığının önünde…
Tetikçi, devletin kolluk güçleriyle kutlama yaparken, işbirlikçi tembihlenmiş olarak yakalandı. Arkasındaki güçler “devlet sırrı” sayılarak korundu, deliller karartılıp, gerçekler gizlendi. Gerçek suçluların açığa çıkarılmasının ve yargılanmasının engellendiği dava sürecinde dün verilen karar ise, Türkiye’nin sicili son derece bozuk olan demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.
Dink cinayetini araştıran Ahmet Şık ile Nedim Şener başta olmak üzere gazetecileri, yazarları, sendikacıları ve bilim insanlarını insan üstü bir yetenek sergileyerek “örgüt üyesi” olarak kabul eden mevcut yargı sistemi, emniyet güçlerinin, kamu görevlilerinin bilgisi dahilinde işlendiği gün gibi ortada olan böylesi vahşi bir cinayeti işleyenleri “örgüt üyesi” olarak kabul etmemiştir.
Dava sürecinin başından itibaren sanıklara, aklı almaz bir şefkat ve sempati ile yaklaşanlar, Dink’in avukatları ve ailesi tarafından mahkemeye cinayetin örgütlü suç kapsamında olduğuna dair deliller sunulmasına rağmen vicdanları kanatan bu kararın alınmasına yol açmıştır.
Dünkü karar duruşması Hrant Dink cinayetinin göz önündeki faillerinin bir kısmına ödül gibi cezalar verilmesi, bir kısmının salıverilmesi ile sonuçlanmıştır. Dava başından bu yana ifade edilen gerçek faillerin bulunması ve cezalandırılmasına gerek görülmemiş olması Dink cinayetini, benzer çok sayıdaki cinayetler gibi “fail-i meçhul” hale getirmiştir. Daha önceki “faali meçhullerde” yapıldığı gibi Dink cinayetinde de olayın arkasındaki güçler ve onların siyasal uzantılarını koruma altına alınmıştır.
Bu ülkenin barış, kardeşlik ve demokrasiden yana güçleri, halkları birbirine düşürmeyi hedefleyen güçleri özenle koruyanların bu utancının peşini asla bırakmayacaktır. Barış ve kardeşlik elçisi, halkların kardeşliği için mücadele eden bir bilgeyi katlederek amaçlarına ulaşacaklarını zannedenler bilmelidir ki; halklar, inançlar, kültürler zengini bu topraklarda ırkçı zihniyetin hâkim olmasına asla izin vermeyeceğiz. “ Hiçbir güvercinin tedirginlik duymayacağı” bir Türkiye mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz.
YÜRÜTME KURULU