Emek ve demokrasi mücadelesinde en ön safta yer alan Konfederasyonumuza baskı ve engellemeler karşısında uluslararası sendikalar, çeşitli emek ve meslek örgütleri ile siyasi partilerden destek ve dayanışma mesajları gelirken, yan yana, omuz omuza olduğumuz dile getirildi.
Gerek konfederasyonumuzu ziyaret ederek gerekse de baskı ve hukuksuz uygulamalar karşısında destek ve dayanışma mesajlarıyla yanımızda olan dostalarımıza teşekkürlerimizi iletiyoruz.
16 Ocak 2012 tarihinde, ITUC, ETUC, PSI, EPSU, EI ve ETUCE tarafından Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na gönderilen mektup ile yaşananlar kınanarak Konfederasyonumuz ile dayanışma içerisinde oldukları bildirilmiştir.
Mektup Aşağıdadır.
Sayın Başbakan,
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), Eğitim Enternasyonali (EI), Avrupa Eğitim Sendikaları Komitesi (ETUCE), Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) ve Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu (EPSU) olarak Türkiye’de sendikalara yönelen saldırıları sizlere bir kez daha duyurmak için yazıyoruz.
Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) hukuk uzmanı İsmet Aslan’ın 13 Ocak’tan beri gözaltında olduğu konusunda üye sendikalarımız tarafından öğrenmiş bulunuyoruz. İsmet Aslan’ın KESK’in Ankara’daki Genel Merkezi’ndeki ofisi polis tarafından basıldı ve bilgisayarına el kondu. Daha sonra polis binanın geri kalanında da aramalar yapmak istediyse de buna KESK üyeleri tarafından karşı çıkıldı ve gerçekleştirilemedi. Bu polis baskını BDP’yi (Barış ve Demokrasi Partisi), KESK’i, Eğitim Sen’i ve diğer kuruluşları hedef alan bir dizi ev araması ve baskınların bir parçasıydı. Söz konusu operasyonun talimatı 10. İstanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verildi.
Bu polis baskını Türkiye’de sendikalar kanununda yapılması tartışılan değişikliklere karşı KESK’in hazırlamakta olduğu sendikal örgütlerin meşru faaliyetlerinden biri olan kampanyadan ayrı düşünülemez.
Bu ne yazık ki, Avrupa hukukunun, uluslararası hukukun, Türkiye’nin de imzacısı olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) (Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkı Üzerine) 87 sayılı sözleşmesi gibi sözleşmelerin, Uluslararası İnsan Hakları Bildirgesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin garanti altına aldığı haklarını kullanan Türkiye’deki sendikaların karşılaştıkları güçlüklere başka bir örnektir. Bu hakların pratik olarak hayata geçmesine saygı gösterilmemektedir.
ITUC, ETUC, PSI, EPSU, EI ve ETUCE olarak bir kez daha sendika üyelerini yıldırmaya yönelik bu uygulamalara bir son vermenizde ısrar ediyoruz. Türkiye’deki kardeş sendikalarımızı, demokrasi, insan hakları ve sendikal özgürlük mücadelelerinde desteklemeyi sürdüreceğiz.
Sharan Burrow ITUC Genel Sekreteri
Bernadette Ségol ETUC Genel Sekreteri
Peter Waldorff PSI Genel Sekreteri
Carola Fischbach-Pyttel EPSU Genel Sekreteri
Fred van Leeuwen EI Genel Sekreteri
Martin Rømer ETUCE Avrupa Direktörü
DİSK Yönetim Kurulu’nun, KESK’e yönelik baskılara ilişkin açıklaması:
SIRA KİMDE?
AKP İKTİDARI, EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNE YÖNELİK GÖZALTI VE BASKILARA DEVAM EDİYOR!
Daha önce genel merkez binası basılıp kimi yöneticileri gözaltına alınan kamu emekçilerinin etkin örgütü KESK, önümüzdeki günlerde 4688 sayılı yasaya karşı eylem kararı almışken, iktidarın yeni baskı ve engellemeleriyle karşılaştı.
27 Aralık’ta “Anayasa Uzlaşma Komisyonu”nun ziyaret ettiği KESK Genel merkezi’ne bu sabah saatlarinde de İstanbul Özel Yetkili Savcılığı’nın talimatıyla, Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM ekipleri gelerek, genel merkez genelinde arama yapmak istedi. KESK yöneticileri bu karara itiraz ederek sadece gözaltına alınan KESK uzmanının çalışma odasında arama yapılabileceğini söylediler.
Çünkü genel arama yapılması, hukuksuz ve keyfi bir şekilde KESK’in bütün dosya, evrak ve bilgisayarlarına el konularak KESK’i haftalarca izole etmek anlamına geliyordu. KESK yöneticileri de siyasi iktidarın hukuğu ayaklar altına alan bu uygulamaları karşısında haklı olarak direndiler.
Siyasi iktidarın bu saldırısı sadece KESK’e yönelik değil, bütün emek ve demokrasi güçlerine yöneliktir.
12 Eylül Referandumu’ndan sonra “devletleşmesini” hızlandıran AKP iktidarı, sürdürücülüğünü yaptığı 12 Eylül’ün bütün icraatlarını da yeniden hayata geçirerek, kurmak istediği yeni düzenin önünde engel olarak gördüğü emek ve demokrasi güçlerine, siyasi muhaliflerine karşı bir nevi toplama kamplarına dönüşen saldırılarının çerçevesini de genişletti.
Baskıcı ve otoriter dönemlerin simgelerinden olan DGM’lerin yerini “Özel Yetkili Mahkemeler” aldı. Hak ve özgürlükler, hukuk ve adalet yok sayılarak, muhalif siyasi çevrelerden gazetecilere, aydınlardan öğretim üyelerine, çevre örgütlerinden öğrencilere ve sendikacılara kadar uzanan geniş bir yelpazede baskı ve gözaltılarla süren operasyonlarla toplum zapturapt altına alınıyor.
Bunu yapanlara ve bundan medet umanlara, “Zulüm ile abad olanın ahiri berbad olur” özdeyişini kulak ardı eden iktidarların hüsranlarıyla dolu olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Emek ve demokrasi mücadelesinde önemli yeri olan KESK’i baskı ve engellemelerle susturacaklarını zannedenler yanıldıklarını anlayacaklardır.
Sınıf kardeşlerimiz ve örgütleri KESK yalnız değildir!
Bütün DİSK’liler, emek ve demokrasi mücadelesinde olduğu gibi yine KESK’in yanında ve omuz omuzadır. DİSK’in bütün altyapısı kardeşlerimizin hizmetindedir.
KESK’e yapılan saldırı ve engellemeleri şiddetle kınıyor; ülkemizin karanlığa hapsedilmesini istemeyen bütün halkımızı sıranın kime geleceğini beklemeden mücadele etmeye çağırıyor; siyasi iktidarın kardeş örgütümüze yönelik saldırıları karşısında uluslararası işçi örgütlerine “ACİL” dayanışma çağrısı yaptığımızı kamuoyuna duyuruyoruz.
TMMOB Mesajı Aşağıdadır
KESK‘E YAPILAN BASKIN KABUL EDİLEMEZ
"Darbelerle hesaplaşacağız, demokrasinin en ilerisini biz getireceğiz" söylemleriyle yola çıkan AKP‘nin geldiği nokta ortadadır. Kendisine muhalif her kesimi, ülkeyi yönetmeye alıştığı "torba yasalar" gibi "torba davalar"la bertaraf eden AKP, dur durak bilmiyor. Yarattığı korku imparatorluğunda güne "Bu sabah kime, nereye baskın olacak? Önce kimi alacaklar da sonra suçunu yaratacaklar" diye başlanılıyor.
Bu sabah da Türkiye güne 16 kentte düzenlenen KCK operasyonlarıyla uyandı. Baskının yapıldığı yerlerden biri de Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK.
KESK Hukuk ve TİS Uzmanı İsmet Aslan sabah saatlerinde evine yapılan baskınla gözaltına alınmış ve daha sonra baskın ve aramalar KESK‘e uzanmıştır.
KESK‘e yapılan bu baskın hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu baskı ve yıldırma politikalarının KESK‘in emekçiler adına yürüttüğü haklı mücadeleyi durduramayacağını biliyoruz.
AKP‘nin baskı politikaları emekten yana mücadeleyi, bu mücadelenin örgütleyicilerini yıldırmayacaktır, bunu herkes böyle bilmelidir.
AKP‘nin diktatörlük rejimine karşı dönüşümü, emekten, demokrasiden, özgürlükten ve barıştan yana olan güçler gerçekleştirecektir. Bu dönüşümü emek ve demokrasi mücadelesinin zor olduğunu bilen bizler gerçekleştireceğiz.
Şimdi bir kez daha bu mücadeleyi hep birlikte örgütleme zamanıdır.
TMMOB mücadelesinde yol arkadaşı KESK‘in yanındadır, yanında olacaktır.
TMMOB