Büro Emekçileri Sendikası İstanbul Şubeleri tarafından 21 Aralık 2011 Çarşamba günü ülke genelinde hayata geçireceğimiz Grev için büyük bir Çağrı Eylemi gerçekleştirildi. Vedat Türkali tarafından “Kavgamızın Şehri” olarak betimlenen İstanbul, dün Büro Emekçileri Sendikası açısından önemli bir eyleme sahne oldu.
BES İstanbul Şubeleri tarafından 21 Aralık 2011 Çarşamba günü ülke genelinde gerçekleştireceğimiz Greve çağrı amacıyla düzenlenen yürüyüş ve kitlesel basın açıklamasına yaklaşık 1500 Büro Emekçisi katıldı.
Saat 12.00 sularında Taksim Tramvay Durağında buluşan Büro Emekçileri; büyük, coşkulu ve disiplinli bir yürüyüş kolu oluşturarak, İstiklal Caddesinden Galatasaray Lisesine doğru haklı taleplerimizi ifade eden pankart, döviz ve atılan coşkulu sloganlarla yürüyüşe geçtiler.
“21 Aralıkta Grevdeyiz”, “Eşit İşe Eşit Ücret”, “Ek Ödemeler Emekli Aylıklarına Dahil Edilsin”, “İnsanca Yaşam İnsanca Düzen”, “Kadrolu Güvenceli İş”, “Gözaltılar, Tutuklamalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz”, “Herkese Kadrolu Güvenceli İş”, “İnsanca bir Yaşam İstiyoruz” ve “Emeğe Saygı İstiyoruz” sloganlarının büyük bir coşku ile ve sıklıkla atıldığı eyleme katılan Büro Emekçileri Sendikası üyeleri İstanbul Taksim Meydanından, Galatasaray Lisesi önüne gelerek 21 Aralık 2011 Çarşamba günü gerçekleştireceğimiz Grevin çağrısını yapıp, büyük bir coşkuyla Grevimizi selamladı!
Burada BES İstanbul Şubeleri adına basın açıklaması metnini BES İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Nevin KAPLAN okudu.
Basın açıklaması metni aşağıdadır
AKP hükümeti kamu emekçilerinin yıllardır verdiği meşru mücadeleyi, uluslararası sözleşmeleri ve Anayasa’yı yok sayarak grevli toplusözleşme hakkımızı engellemeye devam ediyor.
AKP kamuda esnek, güvencesiz ve performansa dayalı çalışmayı sürekli yaygınlaştırıyor. Taşeronlaştırma ve özelleştirme uygulamaları ile kamuyu talan ediyor. Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi için çıkardığı yasalar yetmiyormuş gibi Kanun Hükmünde Kararnameler ile sermayeye hizmette sınır tanımıyor.
AKP, herhangi bir komisyon çalışması, müzakere, parlamento görüşmesi ve yakın yargı denetimi olmaksızın kamuoyunun tartışmasından kaçırmak, düzenlemelerin gerçek amacını gizlemek ve süreci hızlandırmak amacıyla KHK çıkarma yetki kanunu çıkarmış ve son 6 ayda 35 farklı Kanun Hükmünde Kararname çıkararak parça parça kanunlar ile GATS anlaşması ile belirlenen kamunun küçültülmesi projesini sona yaklaştırmıştır.
“Memurlar gün ağardıktan, gün batımına kadar çalışabilir”, “memura eşit işe eşit ücret”, “memur yok kamu çalışanı var”, “ülkemiz 780 bin kilometrekare, kamuda çalışmak isteyen her metrekarede çalışacak” diyen hükümet, söylemlerinin bir kısmını bir gecede çıkardığı KHK’ler ile hayata geçirmiş, yeni yeni düzenlemeleri de sırasıyla hayata geçireceğini, kamu emekçilerinin iş güvencesini, işçilerin kıdem tazminatını ve dolayısıyla emekli ikramiyelerini de kaldırma hazırlığı sürdürdüğünü açıklamış, tüm memurları kapsayan iller arası rotasyon uygulamasının başlayacağını ifade etmiştir.
Halkın ve emekçilerin kazanılmış haklarını birer birer ortadan kaldırmayı hedefleyen AKP, 2 Kasım gecesi gizlice ve sessizce tüm taraflardan kaçırarak 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi çıkararak EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET ilkesini hayata geçirdiği aldatmacasını duyurmuştur.
Tüm kamu kurumlarının ek ödemelerini tek bir yasa ile belirlediğini ve farklılıklarını ortadan kaldırıldığını söyleyen hükümet, kamu emekçileri arasındaki ücret adaletsizliğini büyütmüş, üst düzey bürokratlarına ulufe dağıtırken, memurlara da bir parmak bal ile haksızlıkların üstünü örterek, ücret uçurumunu daha da büyütmüştür. Bu düzenleme sadece üst düzey bürokratlar, merkez teşkilatı uzmanları ve Cumhurbaşkanı ve Başbakanın yakın çalışanları için bir ücret iyileştirmesi ve bu personelin kendi aralarında ücretlerinin eşitlenmesini kapsamaktadır.
AKP, sözde Eşit İşe Eşit Ücret ilkesini kamu çalışanlarının sadece 1/4’üne yakın kısmı için kendi ihtiyaçları doğrultusunda uygulamaya koyarken, geri kalan 3/4’lük kısmında yani yaklaşık 1.500.000 kamu emekçisinin ücretlerinde herhangi bir iyileştirme ya da ücret değişikliği gerçekleştirmemiştir. Aksine Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, İş Kur Genel Müdürlüğü gibi pek çok kurum çalışanının gelirleri düşürülmüş, hak kayıplarına neden olunmuştur. Binlerce 4/C’li emekçi bu düzenlemenin dışında tutularak haksızlığa uğratılmışlardır. Fazla mesai ödemeleri 6 ay ve en fazla 50 saatle sınırlandırılarak, çalışanların mevcut fazla mesai ücretlerine göz dikilmiştir.
666 sayılı KHK ile Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı başta olmak üzere çok sayıda kurumda mevcut olan ücret adaletsizliğini büyütmüş, merkez teşkilatlarında görev yapan kimi kadrolara 1.400 TL’yi bulan artışlar yapılırken, mevcut ücret adaletsizliği giderilmediği gibi aynı veya benzer unvanlar arasında da yeni ayrılıklar yaratılmıştır.
666 sayılı sözde eşit işe eşit ücret KHK’si ile ek ödemeler SGK primi dışında tutulmuş ve emekli aylığına dahil edilmesi yönünde de bir düzenleme getirilmemiştir. Kamu Çalışanlarının Mali Haklarının Düzenlenmesi yani 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede bu yönde düzenleme yapılmaması kabul edilemez. Çalışırken almakta olduğu ücretler emekli aylığına dahil edilmeyerek, emeklilikte sefalet ücretine mahkum edilen kamu emekçilerine ödenen tüm ücretlerin emekli aylığına dahil edileceği bir düzenleme hayata geçirilmelidir. Talebimizi bir kez daha yineliyoruz: İnsanca yaşayacak bir temel ücreti Toplu Sözleşme masasında belirleyelim ve bu ücret emekli aylığımıza da yansıtılsın.
AKP hükümeti, bir yandan kamu emekçilerinin kazanılmış haklarına ve iş güvencesine göz koyarken, öte yandan da bu politikalarını rahatlıkla uygulayabilmek ve kamu emekçilerini mücadeleden alıkoyabilmek için konfederasyonumuz KESK ve bağlı sendikaların çok sayıda yöneticisini gözaltına almış, tutuklamış, baskı ve sürgün politikalarını yaygınlaştırmıştır. Bu AKP hükümetinin, kamu emekçilerinin birliğinden, mücadelesinden duyduğu korkunun bir göstergesidir.
Bizler daha fazla örgütlenerek, daha fazla birleşerek ve daha fazla mücadeleyi yükselterek AKP hükümetinin bu korkusunu daha da büyüteceğiz. Bugün büro emekçileri olarak burada yapmış olduğumuz yürüyüşle iktidarı bir kez daha uyarıyor, hak gasplarına ve adaletsizliklere karşı 21 Aralık’ta tüm kamu çalışanları ile birlikte hizmet üretimini durduracağımızı ilan ediyoruz. Ya taleplerimize kulak verirsiniz ya da milyonların öfke ve gücünü karşınızda bulursunuz!
BÜRO EMEKÇİLERİ OLARAK;
Keyfi işten çıkarmaya, soruşturmalara, haksız görev ve işyeri değiştirmeye, özelleştirme ve taşeronlaştırmaya, sözleşmeli ve geçici personel çalıştırılmasına, esnek ve kuralsız çalıştırmaya karşı iş güvencesi;
Alındığı gün bitmeyen, eşitsizlik yaratmayan, enflasyon karşısında eriyip emekçiyi yoksulluğa itmeyen, performansa göre değil insanca yaşamamıza yetecek bir temel ücret;
• Eşit işe eşit ücret,
• Ek ödemelerin emekli maaşlarına eklenmesi,
• Merkez-Taşra ayrımının kaldırılarak, aynı ünvanlar ve aynı işi yapanlar arasındaki ücret ve özlük haklarındaki adaletsizliklerin giderilmesi,
• 4/C statüsünde çalışanların kadroya alınması,
• Performans uygulamasından vazgeçilmesi,
• Eşit temel ücret dışında işin niteliğinden kaynaklı tazminatların ödenmesi,
• Kadro/derece ilerlemelerinin kariyer ve likayat ilkeleri çerçevesinde yapılması,
• Atama ve görevde yükselmelerde haksızlık ve keyfiliğin önlenmesi,
• Sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarının sağlanması,
• Grev ve Toplu Sözleşme hakkını yasal güvenceye alan düzenlemeler yapılması,
gibi taleplerimiz başta olmak üzere tüm taleplerimizi kazanıncaya kadar Mücadelemizi Sürdüreceğiz!
EMEĞE SAYGI,
HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞA KARŞI EŞİTLİK,
GÜVENCELİ İŞ,
İNSANCA YAŞANACAK BİR ÜCRET İSTİYORUZ!
BES İstanbul Şubeleri