TBMM Genel kurulunda kabul edilen ve hükümete KHK çıkarma yetkisi veren düzenleme tüm yurtta KESK Şubeler Platformunun yaptığı basın açıklamaları ile protesto edilmeye devam edildi. Önceki gün ve dün yapılan açıklamalarda, hükümetin seçim öncesi kendisini bir çok alanda KHK çıkararak yetkilendirmesinin emekçilerin haklarına yönelik topyekun bir saldırı niteliği taşıdığını vurgulanırken, protestoların süreceği bildirildi.
Dün Ankara’da TBMM Dikmen kapısı önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında KESK Ankara Şubeler Platformu adına söz alan Dönem Sözcüsü İbrahim KARA, hükümetin amacının kamu yönetimi temel kanunu tamamlamak olduğunu vurgulayarak; “2003 yılında ilan ettiği ‘Acil Eylem Planında’ Kamu Yönetimi Temel Kanununu ve Kamu Personel Rejimi ile temel aldığı; kamu hizmetlerini özelleştirme, emekçilerin istihdam koşullarının esnekleştirilmesi ve güvencesizleştirilmesi politikalarından bugüne kadar kanunlaştıramadıklarını tamamlamayı planlayan AKP iktidarı, seçim öncesi ani bir atakla kendini ‘süper yetkili’ kılmak istemektedir" dedi.
Sık sık, "Hükümet yasanı al başına çal" sloganları atılan basın açıklamasında, hükümetin KHK ile değişiklik yapabileceği yasaların çok geniş bir alanı kapsadığının altını çizen KARA "Bunlar arasında bakanlıkların kapatılması, açılması, birleştirilmesi dahil kamu idarelerinin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili olarak 20 yasada, kamu emekçilerinin atanma, nakil, görevlendirme, seçilme, terfi, yükselme, görevden alınma ve emekliye sevk edilme gibi konularıyla ilgili olarak da 7 yasada değişiklik yapma yetkisi bulunmaktadır. Bu da, hükümete olağanüstü yetki verilmesi anlamına gelmektedir” diye konuştu.
KARA’nın açıklamasının ardından söz alan KESK GENEL Başkanı Döndü Taka ÇINAR ise, “torba yasa” düzenlemelerinin iş güvencesini ortadan kaldırdığını, istihdamın yapısını daha esnek, kuralsız ve güvencesiz hale getirdiğini hatırlatarak; “Bunlar yetmezmiş gibi, hükümet şimdi de kamu personel sisteminde değişiklikler yapabilmesinin önünü açan uygulamaların da içinde yer aldığı kimi yasal düzenlemeler için yasama organını, sendikaları, meslek örgütlerini devre dışı bırakılarak kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisi almıştır” dedi.
Hükümetin yetki isterken “kamu hizmetlerini nitelikli ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlamayı” gerekçe gösterdiğini belirten Çınar, “Hükümet memurların, sözleşmeli personelin terfilerinden işe alınmalarına ve emekli edilmelerine kadar bütün çalışma haklarını düzenlemek üzere yetki aldı. Oysa Anayasa’nın KHK’yi düzenleyen 91. Maddesine göre böyle bir kanun yapma yetkisi Bakanlar Kurulu’na devredilemez. Kişilerin bireysel haklarını, çalışma koşullarını ilgilendiren konularda Bakanlar Kurulu’nun KHK çıkarma yetkisi yoktur. Çok açık bir biçimde Anayasa’nın ihlali ile karşı karşıyayız dedi.
Çınar, emek ve demokrasi güçlerinin hükümetin bu saldırılarına 1 Mayıs alanlarında yanıt vereceğini belirterek, “Bugün gece yarısı kanunları çıkarmaya gücünüz yetebilir. Ama ülkeyi KHK’lerle idare eden ANAP’ın sonu bellidir. Bu haliyle, bu hükümet ne iddia ettiği gibi demokratiktir ne de bağımsız bir politika yürütmektedir. Uluslararası tekellerin çıkarları doğrultusunda kararlar alınmaktadır” dedi.