Kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldıran, istihdamın yapısını daha esnek, kuralsız ve güvencesiz hale getiren “torba yasa” düzenlemeleri hükümete yetmemiş olacak ki, şimdi de kamu personel sisteminde değişiklikler yapabilmesinin önünü açan uygulamaların da içinde yer aldığı kimi yasal düzenlemeler için yasama organını “devre dışı” bırakarak, kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisi aldı.
AKP’nin genel seçimlere 2.5 ay gibi kısa bir süre kalmasına karşın, anlaşılmaz bir acelecilikle “seçim sonrası” dönemini de kapsayacak şekilde 6 ay süreyle KHK çıkarma yetkisi istemesi dikkat çekici. Hükümetin, özellikle emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını ilgilendiren konularda bugüne kadar yaptıklarını, bundan sonra yapacaklarının teminatı olarak kabul ettiğimizde, Bakanlar Kurulu kararıyla yapılacak olan düzenlemelerin hangi içerik ve kapsamda olacağını tahmin etmek hiç zor değil.
Anayasanın 91. Maddesinde” sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez” yönünde hüküm olmasına rağmen yapılan düzenleme Anayasa’ya aykırıdır. Ortada savaş ya da olağanüstü hal mi var ki, KHK yetkisi alınıyor?
Mecliste kabul edilen Kanunun gerekçesinde yer alan “Kamu hizmetlerinin düzenli, hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere” ifadesi ise başlı başına bir komedi örneği.
Çünkü AKP Hükümeti iktidara geldiği ilk günden beri, Kanun gerekçesinde belirtilen bu ifadenin altını tamamen boşaltan adımlar attı. Geçtiğimiz 8.5 yıl içinde kadrolu ve güvenceli istihdam bilinçli olarak azaltılırken, sözleşmeli çalışma, geçici çalışma, kısmi süreli çalışma ve taşeronlaştırma uygulamaları hızla yaygınlaştırıldı.
Kamu hizmetlerinin nitelikli ve sürekli, kolay erişilebilir olmasının en önemli garantisi; Anayasada yazdığı gibi kamu hizmetlerinin “asli ve sürekli kadrolu çalışanlar” eliyle yürütülmesi ve kar getirecek piyasa malı gibi “ parayla satılmamasıdır.
AKP Hükümetinin tescillenmiş emek düşmanı kimliği, yoksulların taleplerine sahip çıkıyormuş gibi görünen ama özünde sermaye iş birlikçisi tutumu gün geçtikçe daha fazla açığa çıkıyor. Sermaye ve hükümet cephesinin saldırılarının torba yasa ile sınırlı kalmayacağını zaten biliyorduk. Ancak bu son hamle, emekçilerin elinde kalan son hak kırıntılarını da elinden almak için seçimleri bile beklemeye tahammülleri kalmadığını gösteriyor.
Bu ve benzeri girişimler karşısında bugünden gösterilecek örgütlü tutum ve karşı çıkışlar, önümüzdeki dönemde gündeme gelmesi kaçınılmaz olan kıdem tazminatının kaldırılması, bölgesel asgari ücret vb. gibi düzenlemeleri de içerecek yeni torba yasanın içeriğinin ve akıbetinin ne olacağını gösterecek.
KESK Genel Başkanı Döndü TAKA ÇINAR’IN Basın Açıklamasıdır.