Performans düşüklüğü gerekçe gösterilerek işine son verilen tersane işçisi ve Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER) yöneticisi Zeynel Kızılarslan’ın işe alınma talebi ile 11 Ağustos’ta başlattığı direnişi, 58. gününde de devam ediyor. Eylem çadırını okula dönüştüren Kızılarslan, günlüklerinde, "Binlerce insan bu ülkede benzer sorunları yaşıyor. Onların sesi de bu çadırdan yükseliyor" diyor.
BETESAN firmasındaki işine "Performans düşüklüğü" bahanesiyle son verilen Zeynel Kızılarslan’ın ‘işe alınma talebi’ ile Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde 11 Ağustos’ta başlattığı direniş 59. gününde. Geçtiğimiz günlerde tersanede işverenleri ziyaret eden Başbakan Erdoğan’a derdiğini anlatmak istediği için gözaltına alınmasıyla medyada ancak kendine yer bulabilen Kızılarslan, eylemde geçirdiği her günü bir okul olarak değerlendiriyor. "Sadece mahkeme süreci ile yetinmek olmaz. Direnişi sokağa taşımalı, kitlelere yaymalı" diyerek, tek başına başlattığı eylemini kitlesel eylemlere dönüştürmeye hazırlanan Kızılarslan’ın direniş çadırı, tersane işçilerinin yoğun ilgisiyle karşılaşırken, çadır önümüzdeki günlerde sorun yaşayan tersane işçileri için önemli bir mevzi olacağa benziyor. Mücadele sürecinde arkadaşları ile birlikte bildiri dağıtan, işçi hak mücadelelerini anlattıkları Rota isimli gazeteyi yayınlayan Kızılarslan, mücadelesinin ayrıntılarını bir de güncesine kaydediyor.
‘Patron çadırı gözlüyor’
Direniş günlerini an ve an günlüğüne kaydeden Kızılarslan’ın direnişinin 27’inci gününde yazmış oldukları bir hayli ilginç. BETASAN firmasının patronun sürekli direniş çadırını gözlediğini kaydeden Kızılarslan, yaşadıklarını, "BETESAN patronunun gözü sürekli çadırda. Çocuğuyla geçen bir tersane işçisi geldi. Patronlar hakkında fazlasıyla ağzını bozdu. Daha önce O da davalık olmuş. Davayı kazanmış. Bana sordu ‘Dava açtın mı’ diye. Ben de ‘Dava açtım, ama sadece davayla yetinmemek gerekir. Bir de direnmeli’ dedim" diyerek, kaydetmiş günlüğüne.
Direniş çadırı mücadele okuluna dönüştü
Direnişinin 48’inci gününde ise Kızılarslan, direnişin çadırının bir mücadele okuluna dönüştüğüne dikkat çekiyor. Kızılarslan, "Direniş çadırı bir mücadele okulu olmaya devam ediyor. Yıllardır işçilere yapılan haksızlıklara karşı TİB-DER olarak mücadele bayrağını taşıyoruz. Migros’ta haksız yere işten çıkarılan bir işçi arkadaş, ‘Nasıl mücadele etmem ve ne yapmam gerekiyor?’ diye direniş çadırına geldi. Haksızlıklara karşı sesini çıkardığı için hiç bir hakkını vermeyerek, kapı önüne konulmuş. Biz TİB-DER olarak sadece tersane işçilerinin değil, diğer sektörlerde yaşanan sınıf kardeşlerimizin de yardımına koşuyoruz. Yapılan haksızlık karşısında ne yapması gerektiğini anlattık" diye not düşmüş.
İşveren işçileri aramış
Patronunun daha önce çalıştığı yerlerdeki işçileri arayarak, direnişe destek olmamaları yönünde telkinde bulunduğunu da anlatan Kızılarslan, "Sessiz bir günde her tarafa sessizlik hakim. BETESAN patronu daha önce çalıştığım ve direniş sürecinde hiç karşılaşmadığım işçileri aramış. Direnişe destek olmamalarını söylemiş, yanlış kişilere söylemiş. Sen sömürü ve zulmü uyguladığın müddetçe bizim haklı mücadelemize olacak desteği kesemezsin. Yıllarca cezaevinde kalmış bir işçi iş aramak için gelmiş Tuzla’ya. Çadırımıza geldi, sohbet ettik. İçerisinin, dışarıdan daha iyi olduğunu söylüyor. İsyan etmeyenin bu dünyada yaşaması, insan kalabilmesi zor diyor" ifadeleri ile günlüğüne patronunun yaptıklarını kaydetmiş.
DİHA