Genel Sekreter Emirali ŞİMŞEK YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın Üniversite rektörlerinin atanması ile ilgili açıklamalarına ilişkin bir basın açıklaması yaptı:YÖK Başkanı Yusuf Ziya ÖZCAN’ın üniversite rektörlerinin seçimle gelmesi uygulamasına son verileceği açıklaması AKP bürokratlarının demokrat niteliğine tipik bir örnektir. Bu tipolojiye göre demokrasi ancak kendi otoritelerini kurabildikleri zeminlerde anlamlıdır.
YÖK Başkanı rektörlük seçimlerinin üniversiteleri böldüğünü iddia etmektedir. Özcan, rektörlük seçimlerinin kaldırılarak yerine mütevelli heyetlerinin rektör atamasına dayalı bir sistem getirilmesini, rektörlerin akademik kariyer ve niteliklere sahip olması koşulunun kaldırılmasını; işletme becerileri gibi kriterlerin öne çıkarılmasını savunuyor. Bu görüşlerin herhangi birisinin iler tutar bir yanı yoktur. Eğer rektör seçimleri üniversiteyi bölüyorsa ve bu yüzden kaldırılmalıysa, o halde genel seçimleri kaldırıp Başbakan’ın bir mütevelli heyet tarafından atanmasını neden savunmuyoruz?
Özcan siyasi iktidarın birçok kadrosu gibi başında olduğu kurumu bir işletme olarak görmektedir. YÖK Başkanının zihninde demokratik teamüller, gelenekler işletme verimliliğinin önünde bir engel olarak algılanmakta ve en kısa yoldan gözden çıkarılabilmektedir. İktidara gelmeden önce YÖK’e karşı çıkanların iktidar olduktan sonra YÖK’e üniversiteleri hizaya getirme aracı olarak sıkı sıkıya sarılmaları ibret vericidir.
AKP iktidarı, demokrasi taleplerinin bu denli yoğunlaştığı bir momentte toplumun demokrasi potansiyeli açısından en önemli kurumlardan biri olan üniversitede dahi zaten çok sorunlu olan bir demokratik teamüle bile tahammül edememektedir. Üniversite bilginin üretildiği, üretilen bilginin toplumsallaştığı bir kurumdur. Üniversite varlığını her türden ön yargı, gelenek ve hurafe karşısında objektif bilgi üretimi üzerine kurabildiği ölçüde üniversitedir. İdeoloji ve siyasetin emrinde bir üniversite anlayışı olsa olsa totoliter bir tahayyülünün ürünüdür. Siyasi iktidarın demokrasiden anladığı şey sadece kendisinin iktidarda olduğu ve tüm toplumsal kurumların bu konumdan düzenlendiği, her şeyin çoğunlukta olan tarafından belirlendiği garabet bir düzendir.
YÖK toplumsal ve demokratik gelişimimiz önünde bir engeldir. Bir an önce lav edilmelidir. Üniversiteleri kendi müdüriyeti altında örgütlenmiş şubeler olarak gören; bilgi toplumu anlayışını sindirememiş bir YÖK Başkanı bu ülke için ciddi problemdir.
Üniversiteler emekçi halkın birikimleriyle, nice emek ve fedakârlıklarla kurulmuşlardır. Demokratik bir üniversite siyasi partilerden, devletten ve sermayeden bağımsız olmalı, bilgi üretmeli ve bu bilgiyi toplumsal gelişmenin hizmetine sokmalıdır. Bunun için üniversitelerin bilimsel özerkliğini sağlayacak önlemler almalı, üniversite özerkliği anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.