Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şubesi, 26 Kasım 2009’daki uyarı grevi ve TEKEL işçilerine destek için yapılan açıklama ve yürüyüş gerekçe gösterilerek Tire’deki üyelerine açılan soruşturmaların hukuk dışı olduğunu belirtti.
Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube, Tire Cumhuriyet Meydanı’ndan İstasyon Meydanı’na kadar yürüyüş düzenledi. "Yaşasın örgütlü mücadelemiz", "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek", "Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız ya siz" sloganları atılan yürüyüşün ardından Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ali Rıza Kılıç, açıklama yaptı. 25 Kasım uyarı grevi ve TEKEL işçilerine yaptıkları eylemin AKP’nin işine gelmediği için birçok KESK üyesi hakkında soruşturma açıldığını belirten Kılıç, Zonguldak’ta maden işçileri ile Muğla’da ülkücü saldırısı sırasında silahla yaralanıp ölen Şerzan Kurt’un katilinin AKP’nin yürüttüğü siyaset olduğuna dikkat çekti. 25 Kasım’da emekçilerin TİS haklarını istedikleri için, iş bırakma eylemine katılan bütün KESK üyelerine açılan soruşturmayı kınayan Kılıç, AKP’nin amacının emekçinin silahı olan grev hakkını ellerinden alma olduğunu belirtti.
Tire’de 25 Kasım 2009 tarihinde yaptığımız bir günlük uyarı grevi nedeniyle maaş kesim cezası alan üyeleri için İdari Mahkemesi’ne dava açıldığını, kınama cezası alan üyeleri için de AHİM’e dava açacaklarını ifade eden Kılıç, "Milli Eğitimin hukuksuz cezaları yetmiyormuş gibi TEKEL işçilerine destek amacıyla dört konfederasyonun 25 Şubat’ta aldığı eylem kararına uyarak meşaleli basın açıklaması düzenleyen temsilciliğimiz yönetici, üyeleri ve dost kurumlardan basın açıklamasına katılan ev kadınından doktora, öğretmenden emeklisine kadar herkes 2911’e muhalefet etmekten dolayı terörle mücadele masasında ifade vermeye çağrılarak ‘hükümeti neden protesto ediyorsunuz, neden kaldırımdan yürümediniz, bu kitleyi buraya kim çağırdı?’ sorularıyla sindirme politikası hayata geçirilmiştir. Bu yetmezmiş gibi diğer ilçelerden gelen temsilcilik üyelerimize de aynı suçlamalarla soruşturmalar başlatılmıştır. Temsilciliğimizin en küçük bir etkinliğinde yüzlerce prosedür uygulamaları ileri sürülmektedir. Bu baskıcı tutum ve anlayış kabul edilebilir değildir" dedi.
(DİHA)