UNICEF Türkiye Temsilciliği, gösterilere katılmaları sebebi ile "terör suçlusu" sayılan çocuklara ilişkin Diyarbakır, Hakkâri ve Adana illerinde yaptığı saha çalışması sonucunda hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Sorunun Başbakan Erdoğan’ın 2006’da sarf ettiği "Güvenlik güçlerimiz çocuk da olsa, kadın da olsa gerekeni yapacaktır" sözlerinden sonra baş gösterdiğine vurgu yapılan raporda ortaya konulan rakamlarla sorunun ciddiyeti bir kez daha gözler önüne serildi.
Toplumsal gösterilere katılmaları nedeniyle küçük yaşlardaki çok sayıda çocuğun gözaltına alınmaları ve TMK kapsamında yargılanarak ağır cezalara çarptırılması sorunu üzerine eğilen UNICEF Türkiye Temsilciliği, bu konuda bir çalışma gerçekleştirdi. Sorunun nedenleri ve çözüm önerilerini saptamak üzere hazırlanan rapor, 9-11 Mart 2009 tarihlerinde Adana ve Diyarbakır, 23-24 Mart tarihlerinde Hakkâri illerinde yapılan saha ziyaretlerinde kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile yapılan görüşmelerden elde edilen veriler sonucunda hazırlandı. İki bölüm halinde oluşturulan söz konusu raporun ilk bölümünde konunun geri planı açıklanmaya çalışılırken, ikinci bölümünde ise sorunlar ve çözüm önerileri ortaya konulmaya çalışılmış.
Sorun, Başbakan’ın işaretiyle başladı
Raporun giriş bölümünde çocukların gösterilere katılmalarının bir sorun olarak görülmeye başlanması ve gösterilere katılan çocukların tâbi olacakları yasal düzenlemelerin belirlenmesinde 2006 yılında Diyarbakır’da gerçekleştirilen gösteriler önemli bir yer tuttuğuna dikkat çekildi.
28 Mart 2006’da Muş’un Şenyayla kırsalında çıkan çatışmada hayatını kaybeden 14 HPG’liden 4’ünün Diyarbakır’da yapılan cenaze törenleri sırasında başlayan gösteriler 29 Mart günü de devam etmiş ve gösteriler sırasında 6’sı 18 yaşının altında 10 kişi hayatını kaybettiğinin hatırlatıldığı raporda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın olaylardan birkaç gün sonra "Annelere babalara sesleniyorum. Çocuklarını sokaklara dökenler, terör örgütleri tarafından kullanılmasına fırsat verenler, yarın ağlamanız boş yere olacak. Güvenlik güçlerimiz çocuk da olsa, kadın da olsa kim olursa olsun eğer terörün maşası haline gelmişse, gerekli müdahale ne ise bunu yapacak. Hiçbir demokrasi standardı bu tür şiddet olaylarına müsaade etmez" biçimindeki ifadelerine de işaret edildi.
TMK’da değişikliğe gidildi
Olayları takip eden günlerde, çocukların özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanmalarını sağlamak üzere Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngören bir Kanun Tasarısı TBMM gündemine getirilmiş ve 29 Haziran 2006 tarihinde kabul edilerek, yürürlüğe girdiği rapordaki bilgiler arasında.
Söz konusu raporda 2006’da Türkiye’de 27 ilde 18 yaşının altında 295’i erkek, 9’u kız, 304 çocuk "terör suçları" sebebiyle gözaltına alındığı aktarılırken, bu gözaltına alma işlemlerinden 13’ünün Adana, 198’ünün ise Diyarbakır’da gerçekleştiği belirtiliyor. Aynı yıl içerisinde aynı suç kapsamında 18 yaşından küçük 719 çocuk hakkında da özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde dava açıldığı, 2007’de ise bu sayı Türkiye genelinde 869’a yükseldiği istatistiksel olarak sunuluyor.
Yine Türkiye genelinde 2006 yılında Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesine muhalefetten açılan 1,237 davanın 215’i, 2007 yılında açılan 1,232 davanın ise 207 tanesi 18 yaşın altındaki çocuklara yönelik.
Türk Ceza Kanunu’nun "Devletin güvenliğine ve Anayasal düzene karşı suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurulması ve yönetilmesi" suçunu düzenleyen 314. maddesi için öngörülen 10 ila 15 yıl arasında ceza verildiğinin belirtiliği rapora göre, bu kapsamda 2006’da açılan 1,145 davanın 198’i, yine 2007’de de 1,094 davanın 215 tanesi 18 yaşının altındaki çocuklara yönelik olması son derece çarpıcı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi verilerine göre, Adana’da son 11 ay içerisinde gözaltına alınan 264 çocuktan, 69’u tutuklandı. 2007 ve 2008 yıllarına ait resmi istatistikler yayınlanmadığı için tam bir karşılaştırma yapılamamakla birlikte Adana Emniyet Genel Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü’ne gelen ve getirilen çocuklara ait istatistikler üzerinden değerlendirme yapılırken, buna göre 2008’de emniyet birimlerince suç işledikleri iddiası ile yakalanarak gözaltına alınmış olan 1,106 çocuktan, 173’ü terör eylemleri ve izinsiz gösteri düzenlemek suçlaması ile gözaltına alındığına ulaşılıyor.
Rakamlarda artış yaşanıyor
Ulaşılan bu veriler ışığında Adana’da 2006 ile 2008 yılı arasında yapılan karşılaştırmada emniyet birimlerince gözaltına alınan çocuk sayılarında düşüş yaşandığı görüldüğü hazırlanan raporda dile getirilirken, terör suçlaması ile gözaltına alınan çocuk sayısında ise ciddi bir artış bulunduğu ifade edildi.
Raporda yer veriler bilgiler bunlarla da sınırlı değil. Yaşam hakkı ihlalleri, işkence ve kötü muamele iddiaları gösteriler sırasında veya sonrasında yapılan gözaltı işlemleri sırasında kolluk güçlerinin kötü muamele ve keyfi uygulamalarına ilişkin çeşitli şikâyetler bulunmakta olduğu kaydedildi. Bunların yansı sıra gösterilere yapılan müdahaleler sırasında hayatını kaybeden Serdar Günerci (17-Diyarbakır), Welat Şedal (10)-Yüksekova, İsmail Şedal (8)-Yüksekova, Uğur Kaymaz (12) -Mardin, Abdullah Duran (9)-Diyarbakır, Enes Ata (8)-Diyarbakır, Fatih Tekin (3)-Batman, Ahmet Araç (17)-Mardin, Mahsum Mızrak (17)-Diyarbakır, Emrah Fidan (17)-Diyarbakır, Mizgin Özbek (10)-Batman, Yahya Menekşe (12)-Şırnak ve son olarak hayatını kaybeden Abdülsamet Erip (4)-Hakkâri gibi isimlerde de raporda yer aldı.
Raporun sonuç bölümünde de "Çocuklara karşı işkence ve kötü muamelenin önlenmesin için bu tür eylemlere karşı tolerans gösterilmemesi, çocukların kendilerine özgü mahkemelerde, kendilerine özgü usullerle yargılanmalarının sağlanması için gerekli yasal değişiklik yapılması ve çocuk mahkemeleri yaygınlaştırılması, uygulamaların çocuğun ihtiyaçları ve çocuk adalet sisteminin temel prensiplerine uygun olarak yapılmasının sağlanması, çocuklarla ilgili işlemlerde hukuka aykırılıklarla mücadele edilebilmesi, çocuğun toplantı ve gösteri düzenleme ve katılma hakkı ve risklerden korunmasına yönelik duyarlılığın arttırılması ve önlemler alınması" konusunda çeşitli öneriler getiriliyor.
(DİHA)