KESK-AR tarafından yapılan "Kamuda Güvencesiz İstihdam Yaygınlaşıyor" araştırması bugün konfederasyonumuz genel merkezinde yapılan bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Genel Başkan Sami EVREN araştırma raporunu sunarken "Bu ülkenin çalışma hayatı uzun yıllardır uygulana gelen neo-liberal politikaların yol açtığı tahribatlar sonucu emekçiler için bir cehenneme çevrilmiştir. Mevcut Anayasanın koruyuculuğu altında sermaye sınıfı ve devleti yönetenler emekçilerin haklarını budamayı, hak mücadelelerini gayri-meşru göstermeyi, emekçileri açlık sınırının, yoksulluk sınırının altında ücretlere mahkûm etmeyi marifet saya gelmişlerdir. Bir yandan emekçilerin mevcut hak ve özgürlüklerini budarken; öte yandan kamusal alanı daraltarak devletin istihdam konusundaki sorumluluklarını sınırlamaya çalışmışlar, devletin sosyal niteliğini kökünden dinamitlemişlerdir. Mevcut düzen tam anlamıyla bir adaletsizlik düzenidir. İşsizlik gerçek rakamlarla % 25’leri aşmıştır. Milyonlarca emekçi sıfır gelire sahiptir. Çalışabilenler açısından ise durum daha parlak değildir. Milyonlarca emekçi kayıt-dışı, sigortasız çalıştırılmaktadır. Gerçek anlamıyla gizli işsiz kabul edebileceğimiz milyonlarca emekçi ise açlık sınırının altında, asgari ücretle çalıştırılmaktadır.
Emekçilerin maddi koşulları vahimken, aynı zamanda örgütlenmenin, hak aramanın, özgürlük mücadelesi vermenin yolları yine bu politikalar doğrultusunda alabildiğine kapatılmıştır. Emekçiler arasında sendikalaşma oranı % 10’un altındadır. İşçi sendikalarının grev hakkı olmasına karşın, çağdışı yasalar eliyle bu hakkın kullanılması imkânsız hale getirilmiştir. Çalışanlar, örgütlü-örgütsüz, kadrolu-kadrosuz, işçi-memur, güvenceli-güvencesiz, kurum çalışanı-taşeron çalışanı olarak parçalanmış; emekçiler atomize edilmiştir.
Bu politikalar toplumumuza işsizlik, örgütsüzlük ve güvencesizlik dışında hiçbir şey vermemiştir.
Bu aynı zamanda Anayasal bir sorundur. Demokratik bir Anayasa yurttaşların iş güvencesini teminat altına almalı; piyasanın insafına terk etmemelidir. Toplu sözleşme ve grev hakkı tüm emekçiler için açık ve net bir ifadeyle güvence altına alınmalıdır. Emekçilerin sorunlarının çözümü öncelikle burada atılacak adımlarla ilgilidir ve bu olmaksızın demokrasinin gelişmesi mümkün değildir.
Konfederasyonumuz önümüzdeki dönem temel mücadele alanlarından biri olan güvencesiz çalışmaya karşı çeşitli eylem ve etkinlikler, çalışmalar yapmaya devam edecektir. Çağdaş kölelik anlamına gelen ve bir gün sonrasının bile güvence altında olmadığı bu istihdam biçimini kabul etmemiz, sessiz kalmamız mümkün değildir; bu kendimizi, emekçi kimliğimizi inkar anlamına gelir" dedi.