BASINA VE KAMUOYUNA,
15 Nisan’da Öğrencilerin Yanında Olacağız!
27 Mart’ta bir milyon yedi yüz bin gencin ter akıttığı YGS sınavına, şifre skandalı damga vurdu. Böylece yıllardır öğrencileri bilimsel, araştırmaya dayalı bilgi yerine, ezbere dayalı, rekabet ve test tekniği merkezli eğitim sistemine mahkum edenlerin maskesi, KPSS skandalından sonra bir kez daha düştü.
Öğrenciler Sokakta, Sorumlular Nerede?
Skandalın ortaya çıkmasından hemen sonra ÖSYM Başkanlığı tarafından apar topar basıma gitmeden önceki soru kitapçıkları kopyaları internete konularak ve basına dağıtılarak olay atlatılamaya çalışılmıştır. Hemen sonra Cumhurbaşkanı’ndan Mili Eğitim Bakanına, Başbakan’dan YÖK başkanına kadar değişik çevrelerden yapılan, “ÖSYM Başkanının yaptığı açıklamalardan tatmin olduk” açıklamaları ise, gerekli inceleme ve soruşturmanın önünü keser niteliktedir.
İkna olma konusunda birbiriyle yarışan bu çevrelerin asıl unuttukları şey, ikna edilmesi gerekeninin kendileri değil, bir milyon yedi yüz bin öğrenci olduğudur. Nitekim geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’dan Van’a kadar yurdun pek çok ilinde sayıları on binleri bulan genç “ biz tatmin olmadık” diyerek isyan etmişlerdir.
Piyasalaştırılarak, özel eğitim sektörüne, dershanelere, cemaatlere teslim edilen mevcut eğitim sisteminin, artık işin özüne dokunmayan müdahalelerle ayakta tutulamayacağı, KPSS skandalının ardından yaşanan YGS rezaleti ile iyice ortaya çıkmıştır.
KPSS’ den sonra ortalığa serilen kopya iddialarına yönelik olarak, sınırlı bir kesim üzerinde yoğunlaşılmış ve olayın asıl failleri ortaya çıkarılmadan kapatılmak istenmiştir. Sonrasında sınavda görev alan öğretmenler dahil, herkesi didik didik arayarak, işi sadece polisiye önlemleri artırmakla çözeceklerini sananlar yanılmaktadır. YGS sınavında ortaya çıkan rezalet, kopya ya da şifreyi , sınava girenlerin çantasında, saatinde, yüzüğünde değil, sınav öncesinde yandaşlarına servis edenlerde aramak gerektiğini göstermiştir.
YGS İptal Edilmeli, Skandalın Sorumluları İstifa Etmelidir!
Yıllardır defalarca değiştirilen sınav sistemi ile öğrencilerin yaşamlarını alt üst edenler, bu rezalete artık bir son vermeli ve geleceği çalınan gençlerin feryatlarına kulak vermelidir.Piyasalaştırılarak adeta bir pazara çevrilen, fırsat eşitliğinin olmadığı mevcut eğitim sistemi, sadece gençlerimizin geleceğini karartmakla kalmıyor; emekçi ailelerin dişiyle tırnağıyla kazandıkları birikimlerine de el koyuyor. Bu nedenle piyasacı, ezberci bu eğitim sistemine son verilmeli ve herkese, parasız, bilimsel, demokratik eğitim ve sınavsız üniversite hakkı tanınmalıdır.
Hakkında onlarca iddia olan YGS sınavı konusunda akademik çevrelerin yaptığı açıklamalarda birleşilen nokta, YGS ‘nin güvenirlilik ve geçerlilik açısından kabul edilemez olduğudur. Uzman görüşleri ile de şaibeli olduğu tescillenmiş YGS, iptal edilmelidir. Bağımsız uzmanlardan kurulu bir inceleme komisyonu tarafından YGS’de yaşanan skandal, masaya yatırılmalı ve sorumlular ortaya çıkarılmalıdır. Bu skandalda sorumluluğu ve payı olan başta, ÖSYM Başkanı Ali Demir’i ve Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’yu istifaya çağırıyoruz.
KESK olarak, eşit olmayan, adaletsiz sınav sistemine isyan ederek alanlara çıkan, geleceklerinin karartılmasına karşı seslerini yükselten gençlerin yanında olduğumuzu bildiriyoruz. Başta tüm velilerimiz ve öğretmenlerimiz olmak üzere, sendikaları, meslek örgütlerini ve demokratik kitle örgütlerini, gençlerimizin yanında yer almaya; 15 Nisan’da alanlarda olmaya çağırıyoruz.
KESK MYK