Takvimler bugün 24 Ocak 2020’yi gösteriyor. 24 Ocak gününün ülkemiz tarihinde önemli bir yeri var. 24 Ocak hem gazeteci, yazar Uğur Mumcu’nun vahşi bir cinayetle katledilerek aramızdan koparıldığı gün olarak hem de bugün ülkemizde tüm hızıyla devam eden emek karşıtı, sermaye yanlısı neoliberal dönüşüm sürecinin simgesi olan kararlarla, 24 Ocak 1980 Kararları ile hafızlarda yer etmiştir.
1974’te Şili’de Pinochet darbesiyle başlayan, 1979’da İngiltere’de Margareth Thatcher ve 1980’de ABD’de Başkan Ronald Reagean’ın iktidara gelmesiyle simgelenen neoliberal dönüşüm sürecinin ülkemizdeki en belirgin adımları 24 Ocak 1980 Kararları ile atılmıştır.
Serbest piyasa ekonomisine, ihracata dayalı ekonomik modele geçilen 24 Ocak 1980 Kararları ile emek karşıtı, sermaye dostu bir düzenin taşları döşenmiştir.
- 24 Ocak Kararları ile işçilerin, emekçilerin kazanılmış tüm hakları hedef tahtasına konulmuştur. Aradan geçen 40 yılda, 24 Ocak Kararlarının izinde yürüyen iktidarlar döneminde işçilerin, emekçilerin grev ve toplu sözleşme hakkı başta olmak üzere sendikal hakları alabildiğine sınırlamıştır.
- 24 Ocak Kararları ile devlet eli ile verilen kamu hizmetlerinin tasfiyesinin, eğitimden sağlığa tüm kamu hizmetlerinde özel sektörün ağırlığının artırılmasının önü açılmıştır. Devletin küçültülmesini, savunma ve güvenlik dışında kalan tüm kamu hizmetlerinden elini çekmesini savunan siyasal iktidarlar aradan geçen kırk yılda kamu hizmetlerini adım adım piyasaya açmıştır. Bütçelerde kamu yatırımlarına ayrılan paylar gittikçe azaltılmış, milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisi yandaş konfederasyonlarla yapılan ‘toplu sözleşmelerle’ düşük ücretlere, güvencesiz istihdama mahkum edilmiştir. Buna karşın teşvikler yağdırılan özel sektörün eğitim ve sağlık başta olmak üzere tüm kamu hizmetlerindeki payı alabildiğine artırılmıştır.
- 24 Ocak Kararları ile rekabetçi bir piyasa ve ekonominin kurulması adına ücretler-maaşlar düşürülmüştür. Bu kararları rota edinen siyasal iktidarlar aradan geçen 40 yılda milyonlarca işçiyi, emekçiyi açlık sınırının altına itmiştir.
- 24 Ocak Kararları ile devletin ekonomideki payını azaltan önlemler kapsamında Kamu İktisadi Teşekküllerinin (KİT) yok pahasına sermayeye devrinin önü açılmıştır. Aradan geçen 40 yılda halkın birikiminin ürünü fabrikalar, işletmeler ‘özelleştirme’, ‘sermayeyi tabana yayma’ adı altında tek tek yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekilmiştir.
- 24 Ocak Kararları ile tarım ürünlerini destekleme alımları sınırlandırılırken, gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırılmıştır. 24 Ocak Kararlarını rehber edinen siyasal iktidarlar aradan geçen 40 yılda çiftçiliği, tarımı ve hayvancılığı bitirmiştir. Patatesten soğana, buğdaydan samana, etten şekere neredeyse tüm tarım ve hayvancılık ürünlerinin ithal edildiği bir ülke yaratılmıştır.
- 24 Ocak Kararları işçilerin, emekçilerin tepkisi ile karşılanmış, işçi sınıfı emek düşmanı kararlara grevlerle yanıt vermiştir. Bu nedenle 24 Ocak Kararlarının hayata geçirilmesi, mimarlarının iş başına getirilmesi için 12 Eylül askeri darbesi gerçekleştirilmiştir. Bu kararların izinde yürüyen iktidarlar ise 40 yıl boyunca işçilerin, emekçilerin haklarını ortadan kaldıran baskıcı düzeni sürdürmüştür. 12 Eylül Anayasasından aldıkları güçle serbest piyasa ve özel yatırım önünde engel olarak gördükleri her türlü işçi, emekçi hakkı ve düzenleyici yasa önce esnetilmiş ardından adım adım ortadan kaldırılmıştır. İşçilerin, emekçilerin grev haklarını, sendikal hak ve özgürlüklerini kullanılması ‘OHAL’den istifade edilerek’ engellenmiştir. 4 bin 283 KESK’li sendikal hak ve özgürlükler, emek ve demokrasi mücadelesi verdiği için herhangi bir mahkeme süreci dahi işletilmeden sorgusuz, sualsiz, OHAL’den istifade edilerek işinden ve ekmeğinden edilmiştir.
24 Ocak Dün Değil, Bugündür!
Kısacası 24 Ocak Kararları ile önü açılan; ülkenin tüm kaynaklarının yerli ve yabancı tekellere peşkeş çekilmesi, finansal liberalizasyona geçiş, reel ücretlerin eritilmesi, kamu işletmelerinin özelleştirilmesi, sendikal ve sosyal hakların tırpanlanması, kamusal malların piyasada fiyatlanması, vatandaşların eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinden parasız yararlanama haklarının gaspı gibi birçok hedefte aradan geçen 40 yıl içinde önemli mesafe kaydedilmiştir.
Dolayısıyla 24 Ocak Kararlarını ve bu kararlara ruhunu veren özelleştirmeden güvencesizleştirmeye, iş cinayetlerinden kamu hizmetlerinin tasfiyesine kadar pek çok saldırının hayata geçirildiği emek karşıtı düzeni konuşmak, anlamak dünü değil, bugünü konuşmak ve anlamaktır.
Konfederasyonumuz tüm emekçilere 19. Yüzyıl kölelik koşullarından başka bir şey vaat etmeyen, sömürüden ve baskıdan beslenen emek, demokrasi ve halk karıştı düzene karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam edecektir.