Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP Eş Genel Başkan Yardımcıları Tülay Hatimoğulları, Şaziye Köse, Tuncer Bakırhan ve PM üyesi Emirali Türkmen, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve bağlı sendikalarımızın MYK üyeleri ile bir araya geldi.
Eğitim Sen Genel Merkezi’nde yapılan görüşmede, emek, demokrasi hak ve özgürlükler ile HDP’nin 3 Temmuz’da gerçekleştireceği 5’inci Büyük Olağan Kongresi’ne dair görüş alışverişinde bunuldu. Eş Genel Başkanımız Mehmet Bozgeyik, Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, SES Eş Genel Başkanları Selma Atebey ile Hüsnü Yıldırım, Tarım Orkam Sen Genel Başkanı Ahmet Keleş, BES Genel Başkanı Bahadır Bendircioğlu, ESM Genel Başkanı Cemalettin Sağtekin, Kültür Sanat Sen Genel Başkanı Ahmet Özbek ve Haber Sen Genel Başkanı Mesut Balcan HDP heyetini karşıladı.
Tarihi bir dönemde bir araya geldiklerinin altını çizen Sancar, şunları söyledi:
15-16 Haziran’ın yıl dönümündeyiz. 15-16 Haziran Türkiye emekçi mücadele tarihinde özel bir yere sahip. Ben o dönemle ilgili yazıları okurken en çok ‘Gücümüzü birliğimizden alıyoruz’ pankartına takılıyorum. Gerçekten büyük bir birlik vardı, o birlik büyük bir mücadele yarattı ve Türkiye emekçilerinin mücadelesinde büyük bir miras yarattı. Büyük bir birikim yarattı. Bizler bu tür durumlarda böyle ağır şartlarda demokrasinin, özgürlüklerin, emeğin, ekmeğin talan edildiği, sömürüldüğü, sömürünün derinleştirildiği dönemlerde ne yapmak gerektiğini belki de en 15-16 Haziran’daki o slogana bakarak anlayabiliriz. Yani birlik olarak gücümüzü artırabiliriz. Bugün gidişatı en geniş birliktelik ve en güçlü ortak mücadeleyle aşabiliriz. Bu yıkımı durdurabiliriz. Geleceği birlikte inşa edebiliriz. Yıkımı durdurmak yetmiyor, bu talanı durdurmak da yetmiyor, yeni bir başlangıç için de güçlü bir irade ortaya çıkarmak gerekiyor.
Konfederasyonumuz KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik: Birçok alanda saldırı var
Eş Genel Başkanımız Mehmet Bozgeyik de Türkiye’de çok büyük sorunların yaşandığı bir dönemde kamu emekçilerinin de birçok saldırıyla karşı karşıya kaldığını belirtti. Sendikal haklarından grev haklarına kadar birçok alanda saldırıya maruz kaldıklarına dikkati çeken Bozgeyik, şunları söyledi:
15 Temmuz Darbe girişimi ve ardından ilan edilen sivil darbe süreci ile birlikte yüz binlerce kamu emekçisi tasfiye edildi. Anayasasızlık olarak ifade ettiğimiz süreç eğitimde, sağlıkta, yerel yönetimlerde, kültür sanat alanında emekten, barıştan, laiklikten yana mücadele yürüten kamu emekçileri tasfiye edildi. Baskı politikalarıyla karşılaştık. Gözaltılar, tutuklamalar hala cezaevinde olan sendika yöneticileri ve aktivistlerimiz var. Giderek artan bir yoksullaşma ve işsizlikle karşı karşıyayız. Kamuda yaşanan özelleştirme ve talan politikalarının durdurulması, müştereklerimizin toplumsallaştırılması ve kamusallaştırılması ile ilgili de aynı zamanda mücadele yürütüyoruz. Emekten, barıştan, demokrasiden, ekolojiden yana olan tüm kesimlerin baskı iktidarına karşı Türkiye’nin demokratikleştirilmesi için ortak mücadele sorumluluğumuz var. Bizde KESK olarak Türkiye’deki tüm emek ve demokrasi güçleriyle birlikte bu otoriter ve diktatör rejiminin geriletilmesi, olası seçimlerde Türkiye’de daha demokratik bir siyasal iktidarın yönetimde yer alması için var olan gücümüzle mücadelemizi yükselteceğiz.
Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul: ‘Nefes alamıyoruz’ dediğimiz bir süreçteyiz
Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul ise, ortak bir masa etrafında bir araya gelmenin önemine dikkat çekti. Kurul, kamu emekçilerinin yaşadığı sorunlara işaret ederek, “Halktaki yoksul sınırının altında maaş, güvencesiz, soruşturma tehdidi altında yaşıyoruz. ‘Nefes alamıyoruz’ dediğimiz bir süreçtir. Emek, demokrasi, barış mücadelesini sürdürürken, polis baskısını hissetmek, kurumlardan randevu alamamak, ortak bir masa etrafında rahatça özgürce oturamamanın sancılarını bugün yaşıyoruz” dedi.