Bugün Mülkiyeliler Birliği’nde gerçekleştirdiğimiz Basın Toplantısı ile “Engellilere Yönelik Ayrımcılık ve Kamu Hizmetleri Araştırması” adlı araştırmamızın sonuçlarını özet olarak kamuoyu ile paylaştık.
Yürütme Kurulumuz adına Eş Genel Başkanımız Şükran Kablan Yeşil’in basın metnimizi paylaştığı toplantıya;
Engeliler Konfederasyonu Mali Sekreteri İsmail Acar, Altı Nokta Körler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Yıldırıcı, bağlı sendikamız BES üyesi, engelli kamu emekçisi Mithat Tokur Engeliler Konfederasyonu Proje Asistanı- Sosyal Hizmet Uzmanı İrem Çoşansu Yalazan ve Engeliler Konfederasyonu asistanı Zehra Karayel de katılarak engellilerin yaşadığı sorunlara ve ayrımcılığa ilişkin katkı sundular.
Videosuna https://www.facebook.com/kesk.org.tr/videos/856680505724012/ linkinden yayınladığımız
Basın Toplantısında Yürütme Kurulumuz adına Eş Genel Başkanımız Şükran Kablan Yeşil tarafından paylaşılan metin ve raporumuzun tamamı aşağıdadır.
Değerli Basın Emekçileri,
Ülke olarak çok derin bir ekonomik ve sosyal kriz sürecinden geçiyoruz. Söz konusu krize eşlik eden sosyal devletin, sosyal adaletin kırıntılarını dahi ortadan kaldıran gelişmeler en çok dezavantajlı gruplar dediğimiz kadınları, çocukları, güvencesiz çalışanları ve engelli vatandaşlarımızı etkiliyor.
Biz bugün burada mayıs ayı içinde gerçekleştirdiğimiz bir araştırmanın sonuçlarından hareketle yıllardır istihdam, eğitim, sağlık, ulaşım başta olmak üzere pek çok haktan mahrum bırakılan engelli yurttaşlarımızın yaşadığı sorunları ifade etmeye çalışacağız.
Öncelikle bağımsız kuruluşların verilerine göre ülkemizde en az on kişiden birinin engelli olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Öte yandan iş cinayetleri, ülkenin içeride ve dışarıda sürüklendiği çatışma ortamı, trafik kazaları, sağlık hizmetlerine erişim hakkının kısıtlanması, kadınları hedef alan erkek şiddeti başta olmak üzere ülkemizin kanayan yaraları olarak ifade edilen temel sorunlar hepimizi her geçen gün daha fazla engelli adayına dönüştürmektedir.
Dolayısıyla içinde bulunduğumuz ağır koşullar engelli yurttaşların sorunlarını sahiplenen, haklarını savunan tüm kesimlerin görev ve sorumluluğunu artırmaktadır. Bugün burada sizinle özetini paylaşacağımız araştırmamız da KESK olarak engelli yurttaşlarımızın sorunlarını sahiplenme ve haklarını savunma konusunda taşıdığımız sorumluluk ve görev bilincimizin bir üründür.
Biz bugün burada söz konusu “Engellilere Yönelik Ayrımcılık ve Kamu Hizmetleri Araştırması” adlı araştırmamızın sonuçlarını temel başlıklar halinde özetlemeye çalışacağız. Araştırmamızın ayrıntılarını ise basın toplantımızın ardından konfederasyonumuzun web sayfasından ve sosyal medya hesabımızdan paylaşacağız.
Öncelikle araştırmamızın künyesini paylaşacak olursak:
- Araştırmamız Mayıs ayı içerisinde 530 kişinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir.
- Araştırmamıza katılanların Yüzde 43’ü kadın, yüzde 57’si erkektir. Yüzde 81’i kamu emekçisi (memur) , yüzde 8’i emekli, yüzde 11’i ise sözleşmeli, esnaf, öğrenci vb. farklı statülerde yer almaktadır. Araştırmamıza 12 özel eğitim öğretmeni de katılım sağlamıştır
- Kamu emekçisi katılımcıların yüzde 19’u engelli olduğunu, yüzde 11’i engelli yakını olduğunu, yüzde 48’i ise engelli ve engelli yakını olmadığını ifade etmiştir.
- Katılımcıların Yüzde 18’i 20-35 yaş grubunda, yüzde 52’si 36-50 yaş grubunda, yüzde 30’u 51-68 yaş grubunda olduğunu ifade etmiştir.
- Katılımcıların yüzde 64’ü evli, yüzde 34’ü bekar, yüzde 2’si ise diğer medeni durumlarda olduklarını ifade etmiştir.
- Katılımcıların yüzde 13’ü lisansüstü, yüzde 73’ü lisans, yüzde 7’si önlisans, yüzde 5’i lise ve dengi ve yüzde 2’si ise lise altı eğitim düzeyinde olduğunu ifade etmiştir.
Değerli Basın Emekçileri,
Araştırmamızın sonuçlarını temel başlıklar halinde özetleyecek olursak; öncelikle katılımcılara iş yerlerinin engellilerin ihtiyaçlarına ne kadar cevap verdiğine yönelik sorular yönelttik. Aldığımız cevaplar ne yazık ki iç karartıcıdır.
Çünkü araştırmamızın bu bölümünün sonuçlarına göre İŞ YERLERİNİN:
- Yüzde 59’unda engelli otoparkı YOKTUR.
- Yüzde 41’de engellilerin kullanımına uygun WC YOKTUR.
- Yüzde 55’inde engelli erişimine uygun asansör YOKTUR.
- Yüzde 58’inde engelli erişimine uygun geçit-yol- sarı çizgi ve benzeri zemin işaretleri YOKTUR.
- Yüzde 38’inde giriş ve çıkışlarda uygun rampa YOKTUR.
- Yüzde 76’sında engellilere uyumlu servis aracı YOKTUR.
- Yüzde 69’unda Engelli yurttaşlar geldiğinde veya ihtiyaç halinde yedek tekerlekli sandalye YOKTUR.
- Yüzde 73’ünde engel gruplarına uyumlu çalışma alanları YOKTUR.
- Engellilerin kamu kurumlarındaki haklarının tanınması ve uygulanması için önemli bir gösterge olan “idareci olan engelliler” iş yerlerinin sadece yüzde 5’inde vardır
- İş yerlerinden sadece yüzde 3’ünde kurum mevzuatının işaret dili versiyonu bulunmaktadır. Mevzuat ve internet sitesinin sesli versiyonu ise iş yerlerinin sadece yüzde 4’ünde bulunmaktadır. Yine iş yerlerinin sadece yüzde 10’unda engelli haklarına dair hizmet içi eğitim programı vardır.
Araştırmamız kapsamında hem engellilere yönelik genel olarak ayrımcılığın boyutlarını ortaya çıkarmaya dönük hem de kamuda çalışan engellilere yönelik ayrımcılığın boyutlarını ortaya çıkarmaya dönük sorunlar yöneltilmiştir.
Aldığımız cevaplara göre katılımcıların:
- Yüzde 91’i “Engellilere yönelik yaygın bir ayrımcılık olduğunu” ifade etmiştir.
- Yüzde 78’i “Kamuda çalışan engellilere yönelik bir ayrımcılık var”,
- Yüzde 65’i “Kamuda çalışan engellilere yönelik mobbing var”,
- Yüzde 48’i “Kamuda çalışan engelliler hizmet içi eğitim programlarına alınmıyor”,
- Yüzde 42’si “Kamuda çalışan engelliler kurum içi yükselme sınavlarında dışlanıyor/engelleniyor” demiştir.
- Araştırmamız kapsamında katılımcıların yüzde 42’si “Ulaşımda Engellilerin Haklarına Uyulmadığını”, yüzde 45’i “Engellilerin sorunsuz bir şekilde gidebildiği sosyal mekanlar (restoran, kafe, bar, sinema salonu, vb) olmadığını” ifade etmiştir.
Değerli Basın Emekçileri,
Bilindiği üzere engelli yurttaşlarımızın yaşadığı en temel sorunlardan birisi de ulaşım, eğitim, sağlık temel ihtiyaçlara ulaşma konusunda yaşadıkları zorluklardır.
Bu nedenle araştırmamızda katılımcılara yaşadıkları kentte söz konusu temel ihtiyaçları giderebilme olanaklarını ortaya çıkarmaya dönük sorular yönelttik.
Buna göre katılımcıların:
- Yüzde 51’i yaşadığı kentin “Yol, alt/üst geçit, kaldırım, durak vb. yerlerinin engelliler için uygun olmadığını,
- Yüzde 45’i yaşadıkları kentin okullarında engelliler ayrımcılığa maruz kaldığını,
- Yüzde 58’i kamu kurumlarında işitme engelliler için tercüman istihdam edilmediğini yüzde 23’ü ise bu konuda bilgisi olmadığını,
- Yüzde 62’si yaşadıkları kentin engellilerin ulaşım imkanları açısından yetersiz olduğunu, çalışan engellilerin işine rahatça işe gidip-gelemediğini belirtmiştir.
Araştırmamız kapsamında engellilere yönelik bazı kamu hizmetlerine dair katılımcıların görüşlerine ulaşma konusuna çaba sarf ettik. “Engellilere yönelik sunulan kamu hizmetlerinin yeterlilik durumuna ilişkin görüşünüze uygun seçeneği işaretleyiniz.” diyerek seçenekler sunduk. Katılımcıların belirtilen kamu hizmetlerine ilişkin genel görüşü, tahmin edeceğiniz üzere, hizmetlerin yetersiz olduğu yönündedir.
Buna göre:
- Engellilerin en önemli sorunlarından biri olan işsizlik, istihdam ve yoksulluğa karşı kısmi bir çözüm sunan istihdam kotalarına ilişkin araştırmamıza katılanların baskın görüşü kotaların yetersiz olduğu yönünde olmuştur.
- “Özel sektörde yüzde 3 olan istihdam kotası” hakkında katılımcıların yüzde 69’u, “kamudaki yüzde 3 olan istihdam kotası” katılımcıların yüzde 67’si, “Engelli bakım maaşı” için katılımcıların yüzde 62’si “Hiç Yeterli Değil” görüşünü ifade etmiştir.
- Katılımcıların yüzde 56’sı engellilere sunulan ”Ulaşım Desteklerinin”, yüzde 54’ü “Tıbbi Medikal Cihaz Desteklerinin”, yüzde 43’ü “Sağlık desteklerinin” yüzde 43’ü “evde bakım ve rehabilitasyon desteklerinin” “Hiç Yeterli olmadığı” görüşünü ifade etmiştir.
- Kamu hizmetlerine fiziki erişim hizmetlerinin “hiç yeterli olmadığını” ifade edenlerin oranı yüzde 49 iken online erişim hizmetlerinin bile “hiç yeterli olmadığını” ifade edenlerin oranı yüzde 33’tür.
- Engellilere sunulan ÖTV indirimleri/muafiyetlerinin “hiç yeterli olmadığını” ifade edenlerin oranı yüzde 44 iken gelir vergisine ilişkin indirim ve muafiyetlerin yetersiz olduğunu ifade edenlerin oranı ise yüzde 47 olmuştur.
- Araştırmamızda “BM Engelli Haklarına ilişkin sözleşmesi hakkında” tüm katılımcıların farkındalığına dair bir soru sorulmuştur. Bu kapsamda katılımcıların yüzde 18’i “Sözleşme ve engellilerin temel hakları konusunda bilgim yok” yüzde 49’u “Sözleşmeyi Duydum ama Okumadım” demiştir. “Sözleşme biliyorum, okudum, engelli hakları konusunda bilgim var” diyenlerin oranı ise yüzde 32 şeklinde olmuştur.
- Katılımcılara “İşyerinizde, yaşadığınız yerde ve Türkiye genelinde engellilerin ayrımcılığa maruz kalmadan insan onuruna yakışır bir yaşam yaşaması için sizce neler yapılmalıdır?” şeklinde açık uçlu sorduğumuz soruya verilen cevaplar da ayrıntılı raporumuzda yayınlanmıştır.
Değerli Basın Emekçileri,
Sizlerle özetini paylaştığımız araştırmamız engelli yurttaşlarımız ve onların sorunlarını yakından takip eden kesimler başta olmak üzere toplumun geniş bir kesimi tarafından bilinen acı gerçekleri bir kez daha teyit etmiştir.
Araştırmamız öncelikle Türkiye’de engelli yurttaşlarımız açısından hayati önem arz eden eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik gibi temel hizmetlere erişilebilirlik meselesinin fiziki ve diğer boyutlarında yaşanan derin eksiliği, sunulması gereken kamu hizmetlerinin ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha açığa çıkarmıştır.
Engelli yurttaşlar temel eğitim, sağlık, ulaşım, çalışma ve temsil haklarına erişimde ağır güçlükler yaşamaya devam etmektedir.
Kentler, binalar, iş ve yaşam alanları engelli yurttaşların ihtiyaçları esas alınarak inşa edilmediğinden milyonlarca engelli sosyal yaşama dahil olamamaktadır. Engelliler sağlık, eğitim ve ulaşım hizmetlerinden yeterince yararlanamamaktadır. Türkiye’de engellilere yönelik ayrımcılık, mobbing ve hak ihlallerinin “memur”, sözleşmeli, işçi vb. hiçbir istihdam farkı gözetmeksizin kamu kurumlarında da yaşandığı bilinmektedir.
Öte yandan araştırmamızın sonuçları ile teyit edilen tablo engellilere yönelik hizmetlerdeki derin yetersizliğin yurttaşları müşteriye, kamu kurumlarını ticarethaneye dönüştüren mevcut anlayışla çözülmesinin mümkün olmadığını da tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır.
Engellilerin toplumsal yaşamın dışına itildiği, bağımlılıklarını arttıran politikalarda ısrar edildiği mevcut koşullarda Birleşmiş Milletler Engellilerin Hakları Sözleşmesi de kağıt üstünde kalmaktadır.
Engellilere yönelik temel hakların hayata geçirilmesi sosyal devlet olmanın bir gereği iken ne yazık ki siyasal iktidarın bir lütfu gibi gösterilmektedir.
Sonuç olarak milyonlarca engelli toplumsal yaşama katılımları önündeki engeller sürdürüldüğü için adeta dört duvar arasında bir yaşama mahkum edilmektedir. Hiç kimsenin yaklaşık 8 milyon engelli yurttaşımıza ve onların ailelerine böylesine karanlık bir tabloyu reva görmeye hakkı yoktur.
Çözüm merkezine insanı, engelli yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini alan kamusal bir politika oluşturmaktan ve derhal hayata geçirmekten geçmektedir.
Söz konusu politika ekseninde ayrımcılığın önlenmesi ve gerekli kamusal hizmetlerin geliştirilmesi amacıyla engelli yurttaşlara yönelik kadro ve bütçe hak temelli bir şekilde arttırılmalıdır.
Her insanın bir engelli adayı olduğu bilinciyle, engelli yurttaşların başta istihdam olmak üzere tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılanmalıdır.
Kamuda engellilere yönelik ayrımcılık (% 78) ve mobbing (% 65) yaşandığına ilişkin algının dönüştürülmesi için engellilere mobbing ve ayrımcılık uygulayan idareci ve kamu çalışanlarına yönelik engelli hakları farkındalığına dair çeşitli programlar uygulanmalıdır.
Engeli idarecilerin artması, engellilerin hizmet içi eğitimlere daha çok dahil edilmesi ve kurum içi yükselme sınavlarında engellilerin katılımının teşvik edilmesi bu dönüşümü hızlandıracaktır. Ancak bu dönüşümün daha hızlı olması için hem kamu alanında hem de özel sektörde engelli istihdamının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Sonuç olarak engelli yurttaşların temel haklarına dair yeni bir yaklaşımla kamusal bir politikanın gerekli olduğu, mevcut politika ve kamu hizmetlerinin sorunları çözmekten uzak olduğu, iktidarın ve toplumun “engellileri yaşamsal hakları için özne olarak görmeyen yaklaşımının” temel sorun olduğu görülmelidir.
Sözlerimizi tamamlarken KESK olarak tüm olumsuzluklara rağmen, yaşanan sorunların çözümü için mücadeleyi belirli günlere haftalara hapsetmeden, her zaman engelli yurttaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğimizin altını bir kez daha çiziyoruz.
Yürütme Kurulu
KESK- Engellilere Yönelik “Ayrımcılık” ve Kamu Hizmetleri Araştırması Raporunun Tamamına Ulaşmak İçin