Dün akşam saatlerinde TBMM Plan Ve Bütçe komisyonundan geçen kanun teklifinin kamu emekçilerinin maaşlarında nasıl bir etki yaratacağına, gelir vergisi kesintisi tutarının ne olacağına ilişkin belirsizlik yaşanmaktadır.
Bilindiği üzere 15 Aralıkta toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2022 yılı asgari ücretini brüt 5.004 TL olarak açıklamıştır. Net asgari ücretin ise gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi kaldırılarak 4.253 TL olduğu, gelir vergisi kesintisi kaldırıldığı için Asgari Geçim İndiriminin de kaldırıldığı, dolayısıyla eş ve çocuk durumuna bağlı kalmaksızın tüm asgari ücretlilerin aylık net 4.253 TL ücret alacağı kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Ayrıca komisyon toplantısından sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan basın açıklamasında “tüm ücretlerin asgari ücrete tekabül eden kısmının gelir vergisinden muaf olacağı “ açıklanmıştır.
Buna rağmen geçtiğimiz Cuma günü iktidar vekillerince TBMM’ye sunulan yasa teklifinde, Asgari Ücret Tespit Komisyonunda alınan kararın ve bu kararın kamuoyu ile paylaşıldığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı basın açıklamasının aksine bir düzenleme yapılmıştır. Söz konusu teklifte sadece asgari ücretlilerden yapılan gelir vergisi ve damga vergisi kesintisinin kaldırılması yönünde bir düzenleme yapılmış, dolayısıyla kamu emekçileri de dahil diğer bordrolular için gelir vergisi ve damga vergisi muafiyetine yer verilmemiştir. Kısacası Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararı ile atılan adım yok sayılmıştır.
Yaşanan hayat pahalılığı karşısında geliri her geçen gün adeta buharlaşan işçilerin ve kamu emekçilerinin söz konusu adaletsiz düzenlemeye karşı tepkisi ve buna paralel olarak konfederasyonumuzun 18 Aralık ve 19 Aralık tarihlerinde İzmir, Diyarbakır, İstanbul ve Ankara’da hayata geçirdiği bölge mitinglerinde konuyu tüm kamuoyunun gündemine taşıması, siyasi iktidarı yasa teklifinde bir değişiklik yapmaya mecbur bırakmıştır.
Dün akşam saatlerinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen yasa teklifinde yapılan değişiklikle hizmet erbabının (işçiler ve kamu emekçileri) gelir vergisine tabi matrahlarından düşüm yapıldıktan sonra kalan tutar kalan tutara gelir vergisi uygulanacaktır. Gelir vergisi matrahından düşüm yapılacak tutar ise brüt asgari ücret değil, brüt asgari ücretten işçi sosyal güvenlik kurumu pirimi ve işsizlik sigorta pirimi düşüldükten sonra kalan tutardır.. Gelir vergisi matrahından bu tutar düşüm yapıldıktan sonra kalan tutar “yeni” gelir vergisi matrahı olacaktır. Gelir vergisi bu “yeni” matraha uygulanacaktır. Yasa teklifinden Damga Vergisi muafiyeti hesaplanırken de aynı yöntemin izleneceği anlaşılmaktadır. Ayrıca Asgari Geçim İndirimi (AGİ) eş ve çocuk durumuna bakılmaksızın tüm işçiler ve kamu emekçileri için kaldırılacağı anlaşılmaktadır.
Buna göre;
- 2022 Ocak ayı itibari ile brüt asgari ücret 5.004 TL olacaktır. Asgari ücretli işçinin sosyal güvenlik kurumu pirimi 700,56 TL (brüt ücretin %14’ü) , işsizlik sigorta pirimi ise 50,04 TL (brüt ücretin %1’i) olacaktır.
- Bu durumda 2022 Ocak ayından itibaren brüt ücreti brüt asgari ücretin üzerinde olan işçilerin gelir vergisi matrahı hesaplanırken; brüt ücretten 4.523 TL 40 kuruş ve söz konusu işçinin sosyal güvenlik kurumu pirimi brüt ücretin %14’ü) ve işsizlik sigorta pirimi (brüt ücretin %1’i) düşülecektir. Söz konusu tutar düşüldükten sonra kalan tutar gelir vergisine tabi olacaktır.
- Yasa teklifinden Damga Vergisi muafiyeti için de aynı yöntem izleneceği anlaşılmaktadır. Buna göre işçilerin, kamu emekçilerinin damga vergilerinden; brüt asgari ücretten kesilen Damga Vergisi tutarı kadar (5.004 X 0,00759 = 37,98 TL) düşüm yapılacaktır.
- İşçiler için daha açık olan bu düzenlemenin kamu emekçileri açısından nasıl uygulanacağı tam olarak net değildir. Çünkü kamu emekçilerinin hem maaş unsurları dolayısıyla gelir vergisi matrahı hesaplaması farklıdır. Hem de bu unsurlar kamu emekçilerinin istihdam biçimine göre de (kadrolu, sözleşmeli) farklılık göstermektedir. Bu da gelir vergisi ve damga vergisi muafiyetinin kamu emekçileri açısından nasıl uygulanacağına ilişkin bir belirsizliğin yaşanmasına yol açmaktadır.
Edindiğimiz bilgiye göre yasa teklifinde değişiklik yapılan komisyon toplantısına sadece işçi sendikalarının-konfederasyonlarının temsilcileri katılmıştır. Dolayısıyla kamu emekçileri sendikalarının, konfederasyonların söz konusu toplantıya katılımının sağlanmaması söz konusu belirsizliğin yaşanmasını da beraberinde getirmiştir.
Konfederasyon olarak ilk incelemelerimize göre:
- Gelir vergisi matrahı daha yüksek olan dolayısıyla gelir vergisi ikinci dilimine daha erken giren ve üçüncü dilime giren kamu emekçilerinin muafiyetten daha avantajlı olarak yararlanması durumu ortaya çıkmaktadır.
- AGİ’nin kaldırılması ile evli-eşi çalışmayan ve çocuklu kamu emekçilerinin bekar kamu emekçilerine nazaran daha dezavantajlı olması, çocuk sayısı arttıkça söz konusu dezavantajın artması gibi bir durum ortaya çıkarmaktadır.
Belirsizlik nedeni ile kimsenin konu hakkında net bir hesaplama yapamadığının, çalışanların AGİ’nin kaldırılması ile birlikte gelir kaybı yaşamaktan endişe ettiğinin altını tekrar çizmekte fayda görüyoruz.
KESK olarak yaşanan belirsizliğe son verilmesi için, başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı olmak üzere tüm yetkilileri, söz konusu teklif TBMM Genel Kurulu aşamasına gelmeden önce kamu emekçilerinin öznel durumuna ilişkin net bir açıklama yapmaya çağırıyoruz.
Sonuç olarak eğer belirsizlikten kaynaklı olarak yarın başka bir Ali Cengiz oyunu ile karşılaşmazsak yasa teklifinin tüm bordroluları kapsar hale gelmesi önemli bir adımdır. Ancak bu adım iğneden ipliğe zam sağanağının sürdüğü, hayat pahalılığının arttığı koşullarda tek başına yeterli değildir.
Çünkü gelir vergisi dilim tutarları yıllardır bırakalım mutfakta, sokakta, pazarda yaşadığımız gerçek enflasyonu, resmi olarak açıklanan Yeniden Değerleme Oranlarının (YDO) bile altında artırılmaktadır.
Yapılan çalışmalar gelir vergisi dilim tutarlarının 2000 yılından bugüne Yeniden Değerleme Oranında artırılması halinde 2021 için 24 bin TL olan ilk dilimin 60 bin TL, 2022 yılı için ise 82 bin TL olacağını göstermektedir.
Buna rağmen bugün açıklanan tebliğe göre Gelir Vergisi birinci dilim tutarı 32 bin TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda işçilerin, kamu emekçilerinin maaşlarından-ücretlerinden kaynakta peşin peşin kesilen gelir vergisi yükü ağırlığını korumaktadır.
Öte yandan kamu emekçilerinin, emeklilerin, işçilerin gelirinde yaşadığı kayıp her geçen gün artmaya devam etmektedir.
KESK olarak,
- Kamu emekçilerinin ve emeklilerin önceki dönem kayıplarının giderilmesi için maaşlarının en az asgari ücrette yapılan %50,4 artış oranı kadar artırılması,
- İşçilerin, emekçilerin vergi yükünü daha fazla artırmak yerine faiz ve servet gelirlerinin vergilendirilmesi,
- Anayasanın temel eşitlik ilkesinde de ifadesini bulan “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması” ve insanca yaşamaya yetecek ücret
MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ.
Yürütme Kurulu