9 Ekim tarihinde Eskişehir’de Eş Genel Başkanımız Aysun Gezen, Mali Sekreterimiz Elif Çuhadar, Eğitim Sen Genel Sekreteri Welat Kaya, Eğitim Sen Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, KESK Eskişehir Şubeler Platformumuz, emek-meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte Anadolu Üniversitesi’nde yaşanan hukuksuzluklara ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdik.
Eş Genel Başkanımız Aysun Gezen’in yaptığı açıklama aşağıdadır:
Anadolu Üniversitesi’nde iki akademisyenin hukuksuzca işlerinden edilmesi kabul edilemez. Eğitim Sen Şube yürütme kurulu üyesi olan Barış Işık ve Eğitim Sen üyesi Melike Belkıs Aydın keyfi ve hukuksuz bir biçimde sözleşmeleri yenilenmeyerek işlerinden edilmiş, yerlerine ise hiçbir uzmanlığı olmayan, İlahiyat fakültesinden isimler atanmıştır.
Akademik açılış yılının Sarayda yapıldığı, akademik özgürlüğün, özerkliğin, bilimsel özgürlüğün yok edildiği, bağımsızlığın sembolü olan cübbelere ilikler açıldığı bir dönemde bu işten atmaların anlamı, akademide soran, sorgulayan, eleştiren, üniversiter değerleri savunan akademisyenlerin tasfiyesidir, bu değerlere saldırıdır. Tek adam rejimine uygun bir üniversite sisteminin yerleştirilmeye çalışılmasıdır.
AKP için üniversite, kendi hakikat rejimini yaratacak ve ona uygun bilgi yaratacak itaatkar kişilerden oluşan bir arka bahçedir ve teknisist bir yaklaşımla sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda ucuz iş gücü yaratmanın yeridir.
Bu anlayışa uymayan, eşit, Özgür, emekten yana bir dünya için, toplum yararına bilgisini seferber eden arkadaşlarımıza yönelik bu saldırı aynı zamanda özgür bilime, akademik özgürlüğe, eleştirel düşünceye yönelik bir saldırıdır.
Sendikal faaliyetin de önemli yürütücüleri olan arkadaşlarımızın bu şekilde keyfi ve hukuksuzca işten atılmaları sendikal faaliyetin de engellenmesidir ve bu açıkça suçtur.
Yine arkadaşlarımızın yerine atandıkları kürsünün yeterliklerini karşılayamayacak isimlerin getirilmesi kadrolaşmanın boyutlarını ortaya koyuyor ve bu esnek, güvencesiz çalışmanın üniversitelere yansıması olduğu gibi aynı zamanda öğrencilerin eğitim ve öğrenme hakkına da ciddi bir saldırıdır.
Özgür bilimin yapılabilmesi için iş güvencesi şarttır. Biz her koşulda arkadaşlarımızın yanındayız, tüm kamuoyunu da iş güvencesine, akademik özgürlüğe, eğitim öğrenim hakkına sahip çıkmaya çağırıyor,
KESK olarak baskıcı, yasakçı, ayrımcı, piyasacı bir üniversite değil; Özgür bilim, eğitim ve özgür düşüncenin yeşerdiği, akademik özgürlüğün sağlandığı ve iş güvencemizin tehdit edilmediği bir ÜNİVERSİTE mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.


