Toplumu sindirmek üzerinden kamuoyunu şekillendirmek amacıyla işlenen faili meçhul cinayetlerin hep karanlıkta kalmış olması, Türkiye’nin siyasi tarihinde kara bir leke olarak var olmayı sürdürmektedir.
Uğur Mumcu cinayetinin üzerinden tam 25 yıl geçti ve gerçek katilleri, hala bulunmadı! Cinayetin adı faili meçhul olarak anılsa da bizce faili bellidir ve dosya devletin kozmik odalarında tozlanmaya bırakılmıştır.
Uğur Mumcu cinayeti, tıpkı Hrant Dink ve diğer cinayetler gibi kimseyi ikna etmeyen bir soruşturma ve yargılama süreciyle örtbas edilme yoluna gidilmiş, gerçek katillerin ortaya çıkarılması yönündeki talepler göz ardı edilmiştir.
Türkiye’de gazeteci cinayetlerinin çözülmesi bir yana üzerini kapatmaya çalışan bir devlet düzeni olduğu için özellikle muhalif gazetecileri hedef alan saldırılar hep güncelliğini korumuştur.
Demokrasi mücadelesinde yitirdiğimiz onlarca aydınımızın katillerinin ve azmettirenlerin devletin derinliklerinde büyük bir ustalıkla gizlenmesi ile bugün gazetecilere yönelik baskılar arasında büyük benzerlikler bulunmaktadır.
OHAL’in savaş hukuku ile davam ettiği, sırf savaşa karşı olduğu ya da iktidarın politikalarını eleştiren yazılar yazdığı için gazetecilerin gözaltına alındığı, tutuklandığı, cezaevlerinde yüzlerce gazetecinin olduğu ülkemizde 24 Ocak 1993’ten bu yana pek bir şeyin değişmediğini görmekteyiz.
Nitekim Uğur Mumcu’nun oğlu, babası sağ olsaydı “Babamın yaptığı haberlere bugün muhtemelen erişim yasağı gelirdi ve büyük ihtimalle hapse atılırdı” diyerek süreci özetlemiştir.
Uğur Mumcu, Hrant Dink, Musa Anter ve Metin Göktepe gibi gazeteci cinayetleri ve bu cinayetlerin arkasındaki güçler açığa çıkarılmadan, bu konuda samimi bir hesaplaşma ve yüzleşme yaşanmadan, Türkiye sırtındaki bu kamburdan kurtulamaycaktır.
Her türden toplumsal sorunun demokratik ve barışçıl zeminlerde çözümünün önü açılmadan karanlık odaklar, illegal paralel yapılar ve yasa dışı ilişkiler hep var olacak ve faali meçhuller önlenemeyecektir..
Ölümünün 25. yılında görevi başında öldürülen bütün gazetecilerin şahsında Uğur Mumcu’yu bir kez daha saygıyla anıyor, gazeteci katillerinin ve arkasındaki güçlerin bir an önce ortaya çıkarılmasını bir kez daha talep ediyoruz.
Konfederasyonumuz, Uğur Mumcu cinayetinin unutturulmasına, karartılmasına asla izin vermeyecektir.
YÜRÜTME KURULU