Avrupa Sendika Konfederasyonu ETUC İtalya’nın üç büyük sendika konfederasyonu CGIL, CISL ve UIL işbirliği ile 15 Haziran 2016 tarihinde Roma’da, 22 ülkeden ETUC’a üye bağlı sendika konfederasyonlarının katılımıyla mülteciler konusunda üst düzey bir toplantı gerçekleştirdi.
Konfederasyonumuz Mali Sekreteri Ramazan Gürbüz ve Uluslararası ilişkiler, Hukuk ve Toplu Sözleşme Sekreteri Fatma Çetintaş’ın da katıldığı toplantının açılışını ETUC Genel Sekreteri Luca Visentini yaptı. Toplantıda AGIT Avrupa Sekreteri, Akdeniz Mülteciler Sorumlusu, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve BMMYK’dan temsilcilerin yanında 28 sendika aktivisti de söz aldı.
Toplantı sonrasında İtalya Başbakan’ı Matteo Renzi ile de mültecilerin durumu ve AB’nin bu konudaki tutumunun tartışılması planlanıyordu ancak İtalya hükümetinden bu talebe olumlu bir yanıt gelmedi.
Toplantıda çatışmalardan kaçarak AB’ye sığınan mültecilere insani bir Avrupa yanıtının sendikalarca destekleneceğinin altı çizildi.
Ana başlıklarıyla:
- AB ve üye devletlerden sığınmacılara Avrupa’da güvenli ve insana yaraşır bir yaşam sağlama konusunda mücadele eden birey ve örgütlere destek sağlaması,
- Mülteci kabul eden ülkelere sağlanan AB fonlarının dağıtılması,
- Sığınmacılara güvenli ve yasal geçiş yolları açılması ve kendi uluslararası yükümlülüklerinden kaçmak için AB’nin Türkiye’ye ödeme yapmaya son vermesi;
- Mülteci ve göçmenlerin emek piyasasına entegrasyonunun sağlanması,
- Yerli ve göçmen işçiler için eşit ücret ve koşulların güvence altına alınması;
- Hem yerli nüfusa hem de mültecilere fayda sağlayacak kamu hizmetleri ve ekonomik büyümeye yatırım yapılması istendi.
Toplantıya katılan sendikalar ‘Avrupa Sendika Hareketi Mültecilere İnsani Yardım Yapılması Ve Hakların Sağlanmasını İstiyor” başlıklı bir deklarasyon yayınladılar.
Toplantıda Avrupa’ya mültecilerle ilgili olarak insan haklarının korunması yükümlülüğü hatırlatıldı ve sendika konfederasyonlarının Avrupa Birliğinin temel insani değerlerinin korunması konusunda gereğinin yapılması için mücadele edeceği vurgulandı.
ETUC Genel Sekreteri yaptığı konuşmada mültecilerin yaşadığı trajedilerin altını çizdi: “Milyonlarca insan siddetten kaçarak Avrupa’ya geliyor. AB onları kabul etmeyebiliyor, insani olmayan kosullarda gozaltında tutabiliyor. Almanya, İspanya ve İtalya’da sınırlar kapatılıyor. Avrupa’nın yeniden bir ülkeye yerleştirme politikası, özellikle emek piyasasına entegrasyonu sağlama konusunda başarısız oluyor. Avrupa binlerce insanı bir ülkeye yerleştirme tahahütünde bulunmuştu. Ancak bu süreçte Türkiye ile insani değerlere uymayan bir anlaşma yaptı. Bu sebeple kaç kişinin yeniden yerleştirildiği bilinmiyor. Avrupa’ya gelen mültecilerin bazıları hala Türkiye’yi terketmemiş olarak kaydediliyor. Mültecilerin haklarını koruma konusunda konfederasyonların sivil toplum ile işbirliği içinde olmaları ve mültecilerin sendikalara eklemlenmesinin sağlanması oldukça önemli.
Üyelerimize sorunun mülteciler olmadıgını anlatmalıyız, onların emek piyasasına entegrasyonunun sağlanmasının gerekli olduğu anlatılmalı. Avrupa’da eşit kosullar, diger işçilere saygı, entegrasyon politakından bahsetmek mümkün değil. Avrupa tüm bunları sağlamada başarısız oldu. “ dedi.
ETUC’un bu konuda görüşünü özetleyen bir manifesto 5 dile çevrildi.
BMMYK Avrupa Sorumlusu yaptığı konuşmada özetle; “mülteciler konusunda anlatı değişti. İnsanlar sürekli olarak Avrupa’ya geliyor, bu konudaysa bir idare edememe sorunu var. İnsanlar dayanışma bekliyor. 4 bin insan bu yıl yardım bekliyor. Kentlerin nüfusu sürekli olarak değişiyor. Sadece Suriye’den gelenler değil söz konusu olan, insanlar sürekli olarak hareket halindeler. AB’liğinin bu konuya ilişkin çözümünde bunları göz önünde bulundurması gerekli. Mülteci sorununu çözemeyen pek çok ülke var, buna korumasızlık diyoruz. Ağustos’tan bu yana sınırı geçerek AB’ye girmeye çalışan yaklaşık 200 bin mülteci var. Bu durum göçün daha iyi idaresini gerektiriyor. Sınırların güçlendirilmesi sorunu bitirmeyecek. Sınırları korumak yerine, duruma uygun politikalar geliştirmek gerekiyor. Sorunun daha derinine inmek gerekiyor. BMMYK olarak bu tür programlar yapmaya hazırız. Bu konu sadece hukuki yükümlülüklerle ilgili değil aynı zamanda ahlaki de. Entegrasyon için pratik çözümlere ihtiyacımız var “ dedi.
AB-Ekonomik Sosyal Komitesi adına konuşan temsilci ise; “Sendikalara bu konuda önemli roller düşüyor. Milyonlarca kadın, çocuk, erkek ülkelerini terk ediyor. Nelerle karşılaşacaklarını bilmiyorlar. Ölüyorlar. Onların ölümünü facia olarak görmeyenlerin olması kabul edilemez. AB’nin ortak bir göç politikası olması lazım. Göçün düzenli olmasının sağlanması AB için önemli. AB^ye yeniden bir ülkeye yerleştirilmek üzere gelenlerin yeniden yerleştirilmesi sağlanmalı. Tüm üye devletlere uygun bir AB politikasıyla bu durum iyileştirilmeli. Komitemiz bu konuda aktif sayılır. Üçlü heyetler gönderiyoruz ülkelere. Türkiye’ye de bir heyet gönderdik. AB mülteciler konusunda karşılıklı saygıyı esas almalı, bunu hatırlattık. AB’nin göç ve sığınmacılar konusunda politikaları olmalı. AB üyesi devletler, sınırlarını korumak değil tek bir ses olmak için mücadele etmeli. İstenirse derhal bir ordu kurulur sınırları korumak için, ama bu bu sorunun çözümü değil. Bunu görmek lazım. 2010 Avrupa entegrasyon projesini sürdürmek gerekiyor. Yoksa ırkçılık, yabancı düşmenlığı ve nefret yaygınlaşır. AB vatandaşlarını bu konuda bilgilendirmeliyiz. Bu bir uygarlık, uygarlaşma sorunu. Mülteciler konusunda bölgesel, yerel yetkililer, STKlar işbirliği içinde çalışmalı. Komitemizin bu konuda somut teklifleri var. AB Sosyal Haklar Şartı’nın benimsenmesi için mücadele etmeliyiz.” dedi.
AB Parlamentosu Temsilcisi ise “dış ilişkiler meselesi temelinde göç oldukça önemli bir konu, hükümet ve hükümetler arasındaki ilişkileri ilgilendiren bir konu göç. Avrupa’ya gelmek isteyenler için ortak bir göç politikası olmalı. Hareket halinde milyonlar var. Akdeniz’e ilişkin durum şu sıralarda Brüksel’de görüşülüyor. AB Komisyonu mülteci konusunda harekete geçmeli, göçmenlerin kabulü önemli. Avrupa birliği bu konuda çok yol katetti aslında, yüzlerce kişiyi kurtardık. Denizlerdeki insanları kurtarma konusunda bize pek çok destek geldi. Bu AB dayanışmasının insani yanını göstermesi bakımından önemli. İnsanlar Akdeniz sahillerine ulaşana kadar ciddi sorunlar yaşıyorlar. Bu konuda insancıl ve vicdanlı olmak çok önemli. Göç küresel bir sorun. Ab hukuki boyutlarıyla ilgili bu konunun. Bu konuda yaptıklarımız, başarımız ya da yenilgimiz olacak. AB sivil toplum, mali kurumların bu konuda hep birlikte çalışması gerek. Sendikal dayanışmayla pek çok kazanım sağlanabilir. Bugun burada olmak bile çok önemli. Entegrasyon planı ve göç idaresi konusu yıllardır üzerinde çalışılan bir konu. Göç kayıtsız istihdamın zemini olmamalı. İyi girişimler ve birliktelikle pek çok şey başarabiliriz.” tespitlerinde bulundu.
Mali Sekreterimiz Ramazan Gürbüz ise konuşmasında Türkiye’deki durum hakkında bilgi vererek AB ve Türkiye arasında imzalanan “Geri Kabul Anlaşması”na ve Mülteci sorununun çözümüne dair Konfederasyonumuzun yaklaşımını ifade etti.