Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç’ın YGS’de Yaşanan Şifre Skandalı İle İlgili Açıklama Metni’dir.
Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) “şifreli kopya” iddiaları üzerine tartışmalar sürerken sınavda kullanılan kitapçıkları basan METEKSAN A.Ş’nin Genel Müdürü Bilal Altun’un açıklama yapması sorunun boyutlarının görülmesi adına önem taşımaktadır.
KPSS’deki kopya şaibesinde de kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştığımız, Doğramacı’nın kurduğu ve ÖSYM’nin “tek” tedarikçisi haline getirilen METEKSAN’ın sürekli olarak ihaleleri kazanmasının sebebi halen bilinmemektedir. Ayrıca gerçekleştirilen ihalelerin sadece bir sınav için mi, yoksa bir yıllık dönemdeki tüm sınavlar göz önünde tutularak mı yapıldığı da bilinmemektedir. Bu muğlaklığın giderilmesi önemlidir. Çünkü sınavların güvenliği gerekçe gösterilerek ÖSYM yeniden yapılandırılmak istenirken, KPSS’de güvenlik zaafının bir ayağını oluşturan METEKSAN’dan karşılanan hizmetlerin ihale süreçlerine dair önemli düzenlemeler yapılmıştır.
Daha önceden de ifade ettiğimiz üzere sınav sisteminin güvenliğinin amaçlandığı ifade edilen düzenlemede, hizmet alımlarının “kamu ihale yasası” kapsamından çıkarılması ile çelişkili bir durum yaratılmaktadır. Şöyle ki düzenlemenin 3. maddesinin 4. fıkrasında, “ihtiyaç duyulan aşamalarda soru hazırlama, donanım ve yazılım olarak bilgisayar ve iletişim alt yapısı, baskı, paketleme, taşıma, dağıtım, güvenlik ve işgücü hizmetleri” temin edilirken mal ve hizmet alımında “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz” denilmektedir. ÖSYM’nin dışardan mal ve hizmet alımı ve bu sürecin 4734 sayılı kanun kapsamından çıkarılarak düzenlenmesi, muhtemel kopya şaibeleri için zemin yaratmaya devam edecektir. Bir taraftan güvenlik kaygısı güdüldüğü ifade edilerek özellikle sınav sürecinde güvenlik gerekçesi ile öğrenci ve öğretmenleri mağdur edecek bir dizi uygulama yapılırken diğer taraftan böylesi güvenlik zaafları yaratacak uygulamalara gidilmesi söz konusu ikircikli yaklaşımın en somut ifadesidir. Kaldı ki bu düzenlemeye gerekçe olarak sınav programının aksamaması gösterilmektedir. Ancak bu gerekçeyi kabul etmek mümkün değildir. Çünkü ÖSYM’nin sınav takvimi önceden belirlenmekte ve ÖSYM bu takvime göre temel harcama kaynaklarını belirlemektedir. Takvimi belirli olan sınavların yapılması gerekli olan her türlü mal ve hizmet ihtiyacı önceden belirlenebilecek konumdadır.
Bu gerçekler göz önüne alındığında akıllara şu sorular gelmektedir:
• METEKSAN’ın soru ve cevapların belirli bir sistemle düzenlenmesinden kişiye özel kitapçıkların oluşturulmasına kadar geçen sürede ki yetkileri nelerdir?
• Sınav sürecinde öğrencileri adeta cezalandıran güvenlik önlemleri karşısında Altun’un kapalı dönem diye ifade ettiği sürecin güvenirliğini hangi kurumlar sağlamış ve bu sürecin denetimi nasıl sağlanmıştır?
• KPSS’deki şaibenin halen aydınlatılamamış olmasına rağmen neden METEKSAN ile çalışılmakta ısrar edilmektedir?
• METEKSAN A.Ş’nin Genel Müdürü Bilal Altun hangi yetkiyle açıklama yapmıştır?
• ÖSYM bu sürecin sonunda özelleştirilmek mi istenmektedir?
Eğitim Sen olarak sınav sisteminin ve bu sürecin örgütlenmesinin yapısal sorunlarının da ciddiyetle tartışılması gerektiğinin altını çizerek, yaşananların en kısa zamanda aydınlığa kavuşturulması ve gençlerimizin daha fazla mağdur edilmemesi için süreci yakından takip ediyoruz.