Kamu Emekçileri tüm illerde AKP il binalarına düzenledikleri yürüyüşlerle hükümetin toplu görüşmelerdeki tavrını protesto etti. KESK üyeleri, toplu sözleşme taleplerinin yerine getirilmesini istedi.
ANKARA
KESK üyeleri, Hükümet’in yaşanan toplu sözleşme krizini protesto etmek amacıyla Ziya Gökalp Caddesi’nden AKP Ankara İl Başkanlığı’na yürüyüş düzenledi. KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, SES Genel Başkanı Bedriye Yorgun ve çok sayıda sendika üyesinin katıldığı yürüyüşte sık sık, "Sadaka değil toplu sözleşme", "AKP yasanı al başına çal", "Grevsiz toplu sözleşmeye hayır" sloganları atıldı. KESK adına açıklama yapan Emirali Şimşek, AKP iktidarı süresince kamu emekçilerinin kayıplara uğradığını belirterek, bu kayıpların derhal telafi etmesi gerektiğini söyledi. Şimşek, Hükümetin 657 sayılı yasada yaptığı yeniliklerle birlikte iş güvencesinin emekçilerin elinden alınmaya çalıştığını belirterek, değişikliğin geri çekilmesini istedi. Şimşek, Erdoğan’ın KESK’in TÜSİAD ve TOBB’la bir araya gelerek talepte bulunduğuna ilişkin açıklamalarına da değinerek, "KESK hiçbir zaman TOBB ve TÜSİAD ile bir araya gelmedi. Bu büyük bir yalandır. Erdoğan Uzlaşma Kurulu ile son sözü benim oluşturduğum kurul söyler diyor. Bunun neresi kazanım. Neresi demokratikleşme. AKP kendisini dayatmak istiyor. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil. Biz tek taraflı kanunlarla değil müzakere ile hakkımızı almak istiyoruz. AKP Anayasanı da toplu sözleşmeni de başına çal" dedi.
Şimşek, artan çatışmalara da değinerek, bu günlerde çatışmaların durması için bir fırsat doğduğunu ancak AKP’den bir yaklaşım olmadığını dile getirdi. Şimşek, AKP’nin Kürtlere ve demokrasiye kendisini kapattığını söyledi.
İSTANBUL
Hükümetle memur sendikaları arasında yapılan Toplu Görüşme’lerin ikinci oturumu KESK’in masadan kalkmasıyla sona ererken, KESK İstanbul Şubeler Platformu üyeleri de Toplu Sözleşme talebi konusundaki ısrarlarını göstermek amacıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı’ndan AKP Bakırköy ilçe binasına kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşün gerçekleştirildiği İstanbul Caddesi boyunca "Toplu sözleşme hemen şimdi" pankartı ve " Ne 4C- Ne 4B, Herkese güvence" , "Yüzdelik zamlar kader değildir" , "Toplu sözleşmede uyuşmazlık grevle çözülür" dövizleri taşıyan KESK üyeleri, yol boyunca attıkları sloganlarla da taleplerini haykırdı. AKP ilçe binasına varılmasıyla birlikte yürüyüş tamamlanırken, Eğitim Sen 7 No’lu Şube Başkanı Azim Şamiloğlu, toplu sözleşme yolunda tarihi bir eşikte bulunduklarını dile getirdi. Şamiloğlu, taleplerini görmezden gelen Hükümete, "Daha önce de bize sendika kuramazsınız dediler kurduk. Mühürlediler, mühürleri söktük. Şimdi de bize Toplu Sözleşme yapamazsınız diyorlar. Referandumun sonucu ne olursa olsun, Toplu Sözleşmeden kaçamazsınız. Masanın diğer tarafına oturmak zorundasınız" diye seslendi. Şamiloğlu, bütün konfederasyonlara Hükümetle Toplu Sözleşme masasına oturmak için birlik çağrısında bulundu.
DİYARBAKIR
KESK Diyarbakır Şubeler Platformu, 15 Ağustos’ta başlayan toplu görüşmelerin hukuka aykırı olduğunu ve bu şekilde toplu sözleşme yapmak istemediklerini ve esas taleplerini dile getirmek amacıyla basın açıklaması yaptı. Aralarında Eğitim Sen Şube Başkanı Abdullah Karahan, TÜM-BEL SEN Şube Başkanı Edip Yaşar, SES Şube Başkanı Vahdettin Kılıç ve Tarım Orkam Sen Şube Başkanı aynı zamanda KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Şehmuz Önal’ın da bulunduğu çok sayıda kişi Bayındırlık İl Müdürlüğü önünde bir araya gelerek, AKP İl Başkanlığı’na kadar yürüdü. Sessiz bir şekilde yapılan yürüyüş güzergahında çok sayıda çevik kuvvet polisinin konuşlandırılması dikkat çekerken, AKP İl binasına kadar yapılan yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. "657 Değişikliğiyle iş güvencesini kaldıran tasarıya hayır" dövizinin taşındığı açıklamada "Sadaka değil toplu sözleşme" ve "AKP yasanı al başına çal" sloganları atıldı. Basın açıklamasını okuyan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Şehmuz Önal, yapılan toplu görüşmeleri her zamanki gibi bu yılda hukuka aykırı olduğuna dikkat çekerek, bundan hukuk dışı toplu görüşme anlayışıyla kamu emekçilerinin önüne çıkmaması gerektiğini söyledi. Mahkemelerde AHİM’de tescil edilmiş toplu sözleşme hakkının hayata geçirilmesinin engellenmemesi gerektiğini dile getiren Önal, diğer konfederasyonlara, "Hükümetle toplu sözleşme masasına oturmak için birlik olalım, görevimizi yapalım kamu emekçilerinin çıkarlarını savunalım" diye çağrıda bulundu.
‘Yurttaşlar açlık sınırının altında bir gelire sahip’
İşsizliğin ülkenin kaderi haline getirildiğini kaydeden Önal, 6 milyon yurttaşın işsiz olduğuna dikkat çekerek ücretleri ile geçinenlerin yarısının açlık sınırının altında, neredeyse yüzde 90’ının ise yoksulluk sınırının altında bir gelire sahip olduğunu, gelir dağılımındaki ve vergideki adaletsizliğin skandal boyutta olduğunu söyledi. Şartlar yerine gelirse 2011 yılındaki zam oranları, mali, demokratik talepleri görüşeceklerini dile getiren Önal, hükümetin öncelikle temel talep olan toplu sözleşme talebini yerine getirmesi gerektiğini kaydetti. Bütün kamu emekçileri adına hükümete seslenen Önal, çalışma yaşamına dair, demokratikleşmeye dair ve ekonomik taleplerini sıraladı. Önal, "Hemen toplu sözleşme masasına oturmalı, grev hakkımız engellenmemelidir. Açlık sınırında yaşayanlara ‘yurttaşlık ücreti’ ödenmelidir. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal hizmetler her düzeyde nitelikli, ulaşılabilir ve parasız olmalıdır. Kadına yönelik ayrımcılık kaldırılmalı, ebeveyn izni ve kreş hakkının gereği yapılmalıdır. Evrensel değerlerle uyumlu, çalışma yaşamını demokratikleştirecek, toplumsal barışı sağlayacak, özgürlükçü, demokratik bir anayasa hazırlanmalıdır. Baskı, sürgün, tutuklamalar ve göreve son vermeler durdurulmalı, tutuklu arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır" diye konuştu.